Suriye konusunun bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da daha çok baş ağrıtacağı görülüyor. Amerika ve Rusya'nın adeta güç gösterisine sahne olan Suriye'de şimdi de "Esad kimyasal silah kullanıyor" iddiası ile Amerika'nın saldırısı bekleniyor.

ABD'nin hedefi Suriye'ye topyekûn bir operasyon düzenlemek. Bu operasyonun gerekçesi ise bilindik bir bahane olan kimyasal silah iddiası olacak gibi görünüyor. Trump yönetimi bu bahanenin alt yapısını hazırlamaya başladı. İlk işaret Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer'dan geldi.

Spicer,  konu ile ilgili açıklamasında"ABD, Esad rejimi tarafından, masum çocuklar dahil kitlesel sivil ölümlerine neden olabilecek muhtemel bir kimyasal silah saldırısı hazırlıklarının olduğunu tespit etmiştir. Bu hazırlıklar 4 Nisan 2017'deki kimyasal silah saldırısından öncekilere benzemektedir ancak eğer Bay Esad kimyasal silahlar kullanarak yeni bir kitlesel ölüm saldırısı düzenlerse, o ve ordusu bunun bedelini ağır ödeyecektir" diyor.

ABD'nin açıklamalarına karşılık veren Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar, Suriye hükümetinin hiçbir zaman kimyasal saldırı düzenlemediğini ve gelecekte de asla düzenlemeyeceğini söyledi. Haydar, Beyaz Saray'ın Suriye hükümetinin kimyasal saldırı hazırlığında olduğu yönündeki açıklamasının ise BM'de Suriye'ye karşı başlatılacak diplomatik savaşın bir göstergesi olabileceğini belirtti.

Bu noktada şunu belirtelim:

Amerika, Suriye'de Esad güçlerine doğrudan operasyon yapmaya çekiniyor, çünkü karşısında Rusya'yı bulacak. Bu nedenle kimyasal iddiası ile Esad'ı vurma planları yapılıyor.  

Suriye konusunun daha da kızışacağını görebiliyoruz.

Nedenlerine de kısaca göz atalım:

Amerika, kendisine müttefik olarak seçtiği PYD/PKK güçlerini halen silahlandırıyor. Bu silahlı güçler bir yandan ÖSO, diğer yandan Türkiye'ye karşı taciz ateşleri gerçekleştiriyor.

İşte gelişen haberler:

ABD yetkilileri adeta Türkiye ile dalga geçen açıklamalar yaparken destekledikleri terör örgütü PYD/YPG/PKK tarafından Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında kontrol altına alınan Azez'in güneyindeki Maranaz bölgesinde bulunan ÖSO unsurlarına yönelik Doçka silahıyla taciz atışı gerçekleştirildi.

Saldırıya Türk Silahlı Kuvvetlerince karşılık verildi.  TSK'dan yapılan açıklamada Azez'in güneyindeki Maranaz bölgesinde terör örgütü PYD/YPG/PKK mensuplarınca Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerine yapılan saldırıya misliyle karşılık verildiği bildirildi.

Diğer yandan halen silahlandırılan PYD/PKK güçlerinin IŞİD ile mücadelesinden sonraki hedefinin Türkiye olabileceğine de dikkat çekiliyor.

Haseke'den gelen bilgilere göre 21 ve 26 Haziran'da olmak üzere askeri araç gereç ve mühimmat taşıyan toplam 120 TIR, Irak sınırından geçerek örgüt kontrolündeki Haseke'ye girdi. Ayrıca 5 Haziran'da 60, 12 Haziran'da 20 TIR, PYD/PKK bölgesine teslimat yaptı. Bu bilgiler çeşitli kaynaklarca doğrulanıyor. Türkiye ise, her türlü tehlikeye karşılık verebilecek şekilde hazırlıklarını sürdürüyor.

Amerika'nın bölgede PYD/PKK güçlerine bugüne kadar gönderdiği silah ve mühimmat dökümüne de bakalım:

ABD'nin terör örgütü PYD/PKK'yı silahlandırma politikasını Başkan Donald Trump'ın resmi kararnamesi haline getirmesinin ardından 15 Mayıs'tan itibaren en az 468 tır askeri yardım ulaştırılmış oldu.

ABD Savunma Bakanlığından (Pentagon) edinilen belgede, Suriye'de PYD/PKK'nın da içinde olduğu gruplara verilecek silahlar listesinde, 12 bin adet kalaşnikof marka tüfek, 6 bin adet makineli tüfek ve 3 bin 500 adet ağır makineli tüfek yer alırken, 3 bin adet Amerikan yapımı RPG-7 ve bin adet Amerikan yapımı AT-4 veya Rus yapımı SPG-9 tanksavar da yer aldığı görülmüştü.

Ayrıca aynı kapsamda değişik kalibreye sahip 235 adet havan topu, 100 adet keskin nişancı tüfeği, 450 adet PV-7 tipi gece görüş dürbünü ve 150 adet kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbünün terör örgütüne ulaşacağı bilgisi yer almıştı.

ABD'nin öncülük ettiği Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu, Rakka (kent merkezine yönelik) operasyonunun 6 Haziran itibariyle başladığını duyurmuştu. Ancak ABD'nin PYD/PKK'ya Nisan 2016'dan bu yana askeri yardımda bulunduğu biliniyor.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerekse Başbakan ve diğer yetkililerin "Türkiye'yi tehdit edebilecek tüm unsurlarla mücadele etmekten çekinmeyeceğiz. Yanı başımızda bir devletin kurulmasına da izin vermeyeceğiz "açıklamaları doğru ve yerinde bulduğumuzun da altını kalınca çizelim.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi'nden Vladimir Avatkov  İzvestiya gazetesine verdiği demeçte dikkat çekici bir Türkiye değerlendirmesi yaptı. Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyinde yeni bir askeri operasyon düzenlemesi ihtimalinin dışlanamayacağını belirten Avatkov, "Türklerin ülkenin güneydoğusunda ve doğrudan Suriye'de savaşmaya hazır güçleri var. Fırat Kalkanı operasyonu da geçen yılki darbe girişiminde zayıflayan orduyu güçlendirip onlara gereken askeri deneyimi verdi. ABD'nin Kürtlerle işbirliği yapması Ankara'yı çok rahatsız ediyor. Erdoğan uyarılarını giderek daha sık yapmaya başladı. Türkiye'nin NATO'yla ilişkilerini gözden geçirme ihtimali nedeniyle bu uyarıları ciddiye almak gerek" dedi.