İç meselelerimize ve seçimlere dönünce dışarıyı ve özellikle de Suriye konusunu unuttuk. Özellikle Amerika'nın Suriye üzerindeki oyunlarına yenilerinin eklendiğini görüyoruz. Dost ve müttefik gördüğümüz Amerika'nın özellikle terörist gruplarla olan ilişkilerini daha da güçlendirmeye yönelik adımları bizi daha da rahatsız eder duruma gelmiş görünüyor.

ABD ve Türkiye, YPG/PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde Fırat Nehri'nin batısında işgal ettiği Münbiç'ten çekilmesi için teknik mutabakatı sağladı ama, Amerika bu kez başka bir bölgede baş ağrıtmaya devam edecek.

ABD Kuzeydeki koridor planı Türkiye'nin müdahalesiyle sonuçsuz kalan ABD, güneyde yeni terör örgütleri kuruyor.

Rakka'dan çıkarılan DEAŞ elebaşlarının da yerleştiği El Tanf'ta birçok terörist eğitimden geçiyor. ABD böylece Suriye'de kalıcı olmanın gerekçelerini de üretmeye hazırlanıyor. Yeni koridorun aynı zamanda Irak petrollerini Akdeniz'e ulaştıracak bir güzergâh olacağı da böylece ortaya çıkmış görünüyor.

Son dönemde dikkatlerin çevrildiği El Tanf Üssü, DEAŞ bahanesiyle Irak'taki varlığını meşrulaştıran Amerika'nın Suriye'de kalma bahanesi olması planlanan yeni terörist yapılanmaların merkezi olarak görülüyor. Tanf bölgesi, Golan Tepeleri güneydoğusundaki ufak bir alanla birlikte Suriye güneyinde Suriye muhalefetinin elinde kalan son iki alandan biri.

Son gelişmelerde şüpheler şöyle:

Suriye'nin Deyrizor bölgesinde 4 Rus askerinin öldürüldüğü saldırıda ABD parmağının olduğu şüphesi giderek güçleniyor. Saldırıyı DEAŞ'ın yanısıra ABD'nin El Tanf kampında eğittiği ve 'ılımlı muhalif' olarak lanse ettiği silahlı grupların düzenlemiş olabileceği belirtiliyor.

Son olayla birlikte gözler, ABD'nin Suriye güneyinde faaliyet gösterdiği tek alan olan El Tanf Üssü ve buradaki faaliyetlerine çevrilmiş bulunuyor.

Konuyu daha iyi analiz edebilmek için gelişmelere bakmak gerekiyor:

ABD kontrolündeki El Kaide uzantısı terörist unsurlar, kısa bir süre önce, İdlib üzerinden Lazkiye'deki Rus askeri üssüne bomba yüklü kamikaze İHA'larla saldırmış, bu planlı saldırı Türkiye'nin desteklediği muhalif gruplar üzerine yıkılmak suretiyle Moskova ile Ankara'nın arası açılmaya çalışılmıştı.

Ancak Rusya, bu kadar ileri teknoloji gerektiren bir saldırıyı ÖSO'nun gerçekleştiremeyeceği gerçeği üzerinden hareket ederek farklı unsurlara işaret etmiş ve olayın ardından Suriye'de DEAŞ dışındaki ABD destekli terörist gruplar daha görünür hale gelmişti.

Halen ABD ve İngiltere'nin üsleri bulunan Tanf'ta ılımlı muhalif gruplara yönelik eğitim faaliyetleri sürdürülüyor. Bu gruplar ise Türkiye ve ÖSO tarafından kabul edilmeyen ve ABD'nin parayla teşkil ettiği yapılar olarak biliniyor.

Tanf'ta 'muhalifleri eğittiğini' iddia eden ABD, 'bütün gruplara eşit mesafedeyiz' görüntüsü altında operasyon militanları yetiştiriyor. Kampta El Kaide uzantısı sözde muhaliflerin dışında Rakka'dan, Deyrizor batısından ve Golan Tepeleri yakınlarından getirilen DEAŞ'lı teröristler birarada. Tanf bölgesi, ABD, İngiltere ve İsrail'in Suriye planlamalarında büyük önem taşıyor.

Türkiye'nin "Fırat Kalkanı" ve "Zeytin Dalı Harekâtları" nedeniyle tamamlanamayan terörist koridor için yeni hat olarak Deyrizor ve Tanf üzerinden İsrail ve Ürdün sınırları gösteriliyor. Deyrizor ve Tanf üzerinden Hayfa Limanı'na ulaşması planlanan hatla, Irak petrolünün Akdeniz'e taşınması tasarlanıyor.

Böyle bir plan en çok da İsrail'in işine yarıyor.

Türkiye'nin operasyonlarıyla engellenen kuzey hattı sonrası B Planı'nı uygulamaya koyan Pentagon, yeni terör koridoru için Tanf Üssü'nde eğittiği unsurları harekete geçirecek.

Görüldüğü gibi Amerika, bölgede yeni oyunları sahneye koyma hazırlığı yapıyor.

Suriye savaşını güneye kaydıracak planlamalar, ABD'nin İngiltere ve Fransa ortaklığıyla gerçekleştirdiği füze saldırısı sonrası daha da görünür hale gelmiş durumda.

ABD ile Rusya'nın arasını açan ve yeni pazarlıklar için hamlelerini ortaya koydukları 'Güney Suriye' planlamaları devam ederken, Rusya'nın Fırat'ın doğusundaki alanlara yönelik işgali görmezden gelmesi Türkiye'yi fazlası ile rahatsız ediyor.

Rusya, son dönemde gerek Suriye kuzeyindeki terörist koridora ses çıkarmayarak gerekse İsrail ile dirsek temasıyla dikkat çekiyor. Bu konuların, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında dün gerçekleşen telefon görüşmesinde gündeme geldiği sanılıyor.