Yıllardır süren Suriye'deki savaşın, silahsız ve barış yolu ile çözümü konusunda tarafların bir araya gelmesi ve "Silahsız çözüm"de görüş birliğine varmış olması önemlidir.

Şurası önemli:

Suriye'de silahsız bir barışın ve çözümün sağlanması Türkiye'nin güvenliğini de yakından ilgilendiriyor.

PYD/ PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin tamamen Suriye'den ayrılması ve bu topraklara barışın gelmesi hiç kuşkusuz biçim için hayati önem taşıyor. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da bu konuyu gündeme taşıyarak önemine vurgu yapmıştır.

Suriye'deki garantör ülkeler Türkiye, İran ve Rusya dışişleri bakanları, ABD, Fransa ve İngiltere'nin 14 Nisan'da Suriye'yi vurmasından sonra müzakereleri yeniden canlandırmak için Moskova'da bir araya geldi. Suriye'nin toprak bütünlüğüne ortak destek açıklayan üç bakan, Suriye'de çözümün silahlarla değil, diplomasiyle mümkün olduğuna bir kez daha vurgu yaptı.

İlerisi için umut veren toplantıdaki gelişmelere kısaca göz atalım:

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Cevad Zarif, toplantıda Suriye krizi ve ileriye yönelik atılması gereken adımları masaya yatırdı. İç savaş ülkesi Suriye'deki garantör ülkeler, zirvenin sonunda ortak bir bildiri üzerinde uzlaştı.

Kritik zirvede barış sürecinin devam ettirilmesi için anlaşmaya varılması umutları güçlendirmiş bulunuyor.

Görüşmenin sonunda düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, "Bugünkü görüşmemizin sonuçlarının yer aldığı bir ortak deklarasyon kabul ettik. Her halükarda BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararı ve Soçi'de Suriye Ulusal Diyalog Konseyi'nin tavsiyeleri doğrultusunda siyasi çözümün alternatifsizliğine sıkı bağlılığımızı koruyoruz" dedi. Lavrov, Rusya, Türkiye ve İran'ın Suriye'yi bölme girişimlerini kabul edilemez bulduğunu kaydetti. Üç ülke dışişleri bakanının imzaladığı ortak deklarasyonda siyasi çözümün Suriye'deki krizi sona erdirmek için tek alternatif olduğu vurgulandı.

Suriye'de normalleşme için Astana formatı kapsamında acil olarak kolektif önlemler almaları gerektiğini vurgulayan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un şu açıklamalarının da altını çizmek istiyoruz:

"Üç ülkenin Astana formatı kapsamındaki çabalarına zarar verilmesine karşı koyacaklarını belirterek, "Bu çabaların devam etmesinde kararlıyız. Üç ülkenin Suriye'deki durumu 2254 sayılı karardaki hedeflere ulaşma çizgisine yeniden getirmek için gerek müştereken gerekse de münferiden atacağı adımlar üzerinde mutabakat sağladık. Cenevre müzakerelerine dönülmesine yönelik çabalar sürerken bazı dış muhalefet temsilcilerinin açıklamalarını son derece yıkıcı buluyoruz. Bu taraflar, Suriye krizinin çözümü ve siyasi müzakerelere geçiş için iktidar değişikliği, Suriye yönetiminin savaş suçlusu olarak mahkemeye sevk edilmesi gibi ön koşullar öne sürüyorlar. Bu tür yaklaşımlar 2254 sayılı kararın içeriğiyle çelişmekle kalmıyor, aynı zamanda da müzakere sürecini yeniden başlatmaya yönelik çabaları zora sokmak istiyorlar. Son haftalarda yaşanan gelişmeler, herkesin Suriye'de barışa ihtiyaç duymadığını gösteriyor. Suriye'de çözüm için umutların yeşerdiği her seferde, umuda saldırı düzenlendi.  Diyaloğu ve anayasa komisyonu kurulmasını engellemek için girişimler var. Biz sizlerle birlikte inşa ederken diğer meslektaşlarımız ise uluslararası hukuk ihlallerinde bulunmaktan kaçınmadan ortak yapıcı çabaların sonuçlarını ortadan kaldırma girişiminde bulunuyor. 14 Nisan'daki saldırı da bu girişimlerden biri. Zira bu saldırı, sadece ülkedeki ve uluslararası arenadaki durumu etkilemedi, barışçıl çözüm yolunda ilerleme perspektifine de zarar verdi."

Toplantının basına açık bölümünde konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, Suriye krizinde her türlü askeri çözümün yasadışı olacağını vurguladı. Çavuşoğlu, "Astana sürecinin garantör ülkeleri olarak amacımız, Suriye krizine çözüm bulmak. En iyi çözüm, siyasi çözümdür. Her türlü askeri çözüm yasadışıdır ve kalıcı olmayacaktır" diye konuştu.

Üç ülkenin dışişleri bakanlarının bir araya geldikleri en son Suriye görüşmeleri Kazakistan'ın başkenti Astana'da 16 Mart'ta gerçekleşmişti. Bir sonraki görüşme ise 14 Mayıs'ta planlanıyor.

Temennimiz beklentilerin gerçekleşmesi, yanı başımızdaki Suriye'deki çatışmaların son bulması ve sınır güvenliğimizin de gerçekleşmesidir.