Bunca karmaşanın, sıkıntının, gelecek kaygısı yaratan sorunların arasından geçip giderken içimizi ısıtacak görüntüler, eylemlerle de karşılaşıyoruz. Cami şadırvanında abdest alırken iki kolu arasına girmiş sokak kedisine  avuçlarından su içiren yaşlı amcanın görüntüsü bunlardan biriydi. Kedinin defalarca önüne uzatılan bir avuç suyu kana kana içmesi bir sürü kavramı yeniden yerinden oynattı içimde. Su, sokak kedisi, kedi, şefkat, sevgi, paylaşmak, iyilik, sevap gibi... Bazı anlar, olaylar, eylemler yıllardır içinizde duran kocaman kütlelere dönüşmüş kavramları yerinden oynatır ve tamamen değiştirir. Kıpırdanan, değişen, yeni bir şekle bürünen ve anlam olarak da derinleşen sözcükler üstüne söyleşmek istiyorum. Benim için önemini her gün artıran ''İnsan en çok severken insandır'' cümlesini tekrarlayarak yolumuza devam edelim.

Su; yaşamımızı devam ettirmemizi sağlayan en önemli temel ihtiyacımızın dışında anlamlarda ifade ediyor bizler için. Tarihin başlangıcından bu yana kutsal saymışız suyu. Öyle çok saygı duymuşuz ki akan bir ırmakta ellerimizi yıkamayıp; o ırmağı ve suyu kirletmemek adına o ırmaktan aldığımız bir tas suyla dışarda yıkamışız. İki  harfli su sözcüğü her duymamızda benliğimize akmış. Belki bu yüzden belki de Türkçe'nin derinleşen anlamlarıyla bağlantılı olarak çocuklarımıza su ismini vermişiz. Siz hiç adı ''water'' olan ecnebi bir kız duydunuz mu? Duyamazsınız. Bizim sözcüklerimiz bizler için her zaman bambaşka anlamlar, bambaşka duygular ifade eder. 
Sokak kedisi, sokak hayvanı tamlamasını sahipsiz hayvanları ifade etmek için kullanıyoruz ama sanki olumsuz bir havayı da içeriyor. Uzak durulması gereken canlılarmış gibi... Pek sevmiyorum bu adlandırmayı. Sahipsiz hayvan adlandırması daha da şefkat gösterilmesi gereken canlıları ifade ediyor sanki. Sahipsiz, korunmasız, kimsesiz, yalnız.

Şefkat; acıyarak ve/veya koruyarak sevmek olarak tanımlanıyor sözlüklerde. Hava gibi, ekmek gibi, ''su'' gibi ihtiyacımız olan. Hepimiz birilerinden bekliyoruz. Hepimiz birazcık sığınmak istiyoruz. Şefkatin olmadığı yerde; ''Benim babam başımı bir kere olsun okşamadı'' cümlesini kuran 65  yaşındaki insanın yüzünüze bıraktığı eksiklik, yalnızlık, kimsesizlik duygusunun ömrünüzce taşıyacağınız ve hiç geçmeyecek acısı, izi kalıyor. Belki ''Benim babam başımı bir kere olsun okşamadı'' cümlesini ve bana bıraktıklarını da yazarım bir gün.

Sevap almak için yapılan hiçbir eylemin sonunda hanenize sevap yazılacağını düşünmüyorum. Çıkar için sinsi bir pazarlıktır bu. Alışveriştir.  Sadaka vereyim sevap alayım düşüncesi insan denen canlının çıkarcılığının kanıtıdır. Bencillik evrenseldir biliyorum. İnsan olarak hissettikleriniz ve bu hissin sonucunda yaptıklarınızla insansınız. Yani en çok severken insansınız aslında. Ne yapıyorsanız içinizden geldiği ve bir canlıyı  yaşatmak, iyileştirmek için yapın. Havalar iyice ısındı. Özellikle büyük kentlerde sahipsiz hayvanların su bulma şansı iyice azaldı. Yaşamı ve aldığımız nefesi paylaşmak adına kapınızın önüne bir tas su koyun.

Paylaşmak; sizin dışınızda gerçekleşen ne varsa onlara yaşamınızda yer açmaktır. İşin özü yaşamı paylaşmaktır. Yaşamınızı paylaşmaya başlarsanız ağaçları kesemezsiniz. Arabanızdan sokağa çöp atamazsınız. Bunca canlının arasında incitmeden, kırmadan, gürültü çıkarmadan bir ''su'' gibi akıp gidersiniz. Dünyanın, yaşamın, canlıların, bulutların yani bizi saran ne varsa kıpırtılarını, o kıpırtıların içinizde yarattı sevinci hissederek akarsınız. Yaşadığınızı fark edip, yaşamın size verilen bir armağan olduğunu bilerek.   Sadece maddesel değildir paylaşmak. Paylaşmak ihtiyacı olan bir çocuğun başını okşamaktır. Size sokulan bir sokak hayvanının başını okşamaktır. Hepimiz en çok sevgiyle, şefkat ile sarmalanmak istiyoruz. Nefes alan, hareket eden, ses çıkaran veya çıkarmayan bütün canlılar olarak istiyoruz bunu. Bize dokunan ne varsa korkmasın diye paylaşın.
Hepimiz korkuyoruz. Hep birlikte, toplumsal bir histeri gibi. Biraz da bundan hırçınlığımız. Bize iyi gelecek olan sevgi. Avuçlarınızdan çok susamış bir hayvana su içirin. Onun da, sizin de korkunuz azalacak.

Kediler ve köpekler için koyduğunuz bir tas sudan arıların, kuşların da içtiğini görmek sizi değiştirecek emin olun.