Sportif faaliyetler beden ve ruh sağlığını geliştirdiği gibi aynı zamanda bireylerde karakter gelişimi, ahlak, saygı, erdem gibi güzel davranışların oluşmasına da katkı sağlamaktadır. Sporu sadece yapılan bazı fiziksel hareketler ve sportif oyun olarak görmek doğru değildir. Erdemlilik kavramını sporun merkezine almak gerekir. Fair Play yani dürüst oyuna yüklenen anlam sportif erdemlilik kavramını ortaya çıkarır.

Spor insanın fiziksel gelişimi yanında psikolojik gelişimine ve toplumsal gelişime de çok büyük katkılar sağlamaktadır. Özellikle toplumsal karakterin gelişiminde sportif faaliyetler çok önem arz etmektedir. Bu bakımdan spor faaliyetleri içerisinde yapılan etik davranışlar toplumun karakter gelişimi açısından çok büyük önem arz etmektedir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Genç neslin bilimin ışığında ruhen, ahlâken, zihnen ve bedenen çok iyi bir konumda olmasını istemiş, bu uğurda spor faaliyetlerine ve sporculara çok büyük değer vermişti. Atatürk, bir sporcuda yalnızca beden gücü ve yetenek değil, tüm bunların yanı sıra, iyi ahlâk ve zekânın da bulunmasını talep etmiş ve bu düşüncesini de; “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.” sözleriyle dile getirmişti.

Sporda erdemlilik kavramı “ Fair Play” ismiyle evrensel bir anlam kazanmıştır. Spor dilinde Fair Play; Sporcuların yarışmalar esnasında, güçleşen şartlar altında dahi kurallara sabırla, tutarlı ve bilinçli olarak riayet etmeleri, fırsat eşitliğini bozmamak amacıyla haksız avantajları kabullenmemeleri, rakibin haksız dezavantajlarından yararlanmaya kalkışmamaları gibi spora erdem katan değerleri içeriyor. Sporda erdemlilik ilkesi rakibi düşman değil, aksine oyunun gerçekleşmesini sağlayan, eşdeğer haklara sahip birey ve partner olarak görmeleri ve değer vermeleri gibi ilkelere dayanıyor.

Fair-Play futbol ile tüm dünyaya yayıldı.

Futbol, Fair-Play kavramının spor dünyası içinde yayılması ve tanınmasında önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda; Geniş kitlelere hitap eden bu sporun, futbolcusuyla, antrenörüyle, yönetici, spor yazarı ve taraftarıyla fair play anlayışının güçlenmesine katkı sağlaması için öncü olması gerekir.

Rakibine, takım arkadaşına, antrenörüne, yöneticisine, taraftarına saygı duyan, dürüstlük ilkesinden uzaklaşmayan sporcuların yetiştirilmesi bu noktada çok önemlidir. Sporcuyu sadece fiziksel olarak, mental olarak müsabakaya hazırlamak yeterli değildir. Dürüstlük ilkesi, erdemlilik, ahlaki değerler noktasında da sporcuyu hazırlamak gerekir.

Ülkeler sağlıklı nesiller yetiştirmek adına spora önemli yatırımlar yapmaktadır. Spor; kaynaştırıcı, barışı sağlayan etkisi olan ve mücadele sonucunda rakiplere saygı duyma hissini kazandırma noktasında önemli bir etkendir. Sporun toplum yapısına yerleşip bir yaşam tarzını alması ile beraber "Fair-Play" olgusu önem kazanmıştır.

Fair-Play'in geçmişi 18. ve 19. yüzyıla dayanmaktadır. Bu tarihlerde insanlar spor yaparken Fair-Play anlayışına ihtiyaç duymuşlar. Bu ihtiyaç neticesinde Fair-Play, eğitim konuları içine girmiş ve İngiltere'de okullarda sporla birlikte Fair-Play'in önemi de anlatılmaya başlanmış.

Daha sonraki aşamalarda bu kavram sosyal yaşantıda yerini almaya başlamış, toplumda dürüst vatandaş, örnek birey tanımlamalarında belirleyici bir etken olmuştur.

Futbol sadece futbol değildir, dünyanın en büyük endüstrisi haline gelmiştir. Bu bağlamda; Futbolda sergilenecek fair play örnekleri dünyaya önemli mesajlar verecektir. Ancak sergilenecek olumsuz örnekler de geniş kitleleri ters yönde etkileyecektir. Futbolda şiddet, ırkçılık, şike söylemleri maalesef toplumun genelini olumsuz yönde etkiliyor. Bu bağlamda; Sportif erdemlilik konusunu futbolun ve tüm spor branşlarının merkezine almamız gerekiyor.

Türkiye’de dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi futbol en popüler spor branşı. İstanbul’un 3 büyük kulübü Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş toplumun genelinde en çok destek gören kulüplerimiz. Trabzonspor, Bursaspor, Eskişehirspor gibi şehir takımlarımızda milyonlarca taraftara sahip kulüplerimiz.

Ekranları başında ve stadyumlarda bu kulüplerimizi ilgiyle takip eden milyonlar olumlu ya da olumsuz yönde etkilenebiliyor. Bu nedenle kulüplerimizin yöneticileri, teknik kadrosu ve sporcularına önemli görevler düşüyor. Onların sergileyeceği fair- play, sportif erdemlilik, taraftarların toplumda dürüst, ilkeli ve örnek bireyler olmasına katkı sağlayacaktır.

Bu bağlamda; geçtiğimiz hafta sonu Galatasaray ve Fenerbahçe bayan voleybol takımları arasında oynanan karşılaşmada fair- play ön plana çıktı. Uzun zamandır görmediğimiz bu tablo bizi umutlandırdı. İki takımın başkanları son haftalarda medya önünde birbirlerine laf yetiştiriyordu. Taraftarlarına kötü örnek olacak bu davranışlar sportif erdemlilik ve fair play anlayışına aykırı davranışlardı.

Galatasaray’ın ev sahipliğinde oynanan Covid-19 salgını nedeniyle seyirci alınmayan karşılaşmayı Fenerbahçe 3-0 kazandı. Maç sonunda iki takımın başkanları ve yöneticileri her iki takım oyuncularını ayakta dakikalarca alkışladı. İki takım oyuncuları da tribün önüne kadar gelerek iki başkanı ve yöneticileri alkışlayarak karşılık verdiler.

Bu güzel görüntüler fair-play ve sportif erdemlilik adına önemliydi. Umarım devamı gelir ve 6 Şubat’ta Kadıköy’de oynanacak Fenerbahçe - Galatasaray futbol derbisinde de aynı görüntüleri izleriz.