Önceden Türk futbolunda örnek sporcu ve spor adamları yöneticiler vardı. Örneğin TFF Başkanı rahmetli Hasan Doğan. TFF başkanıyken adaletli, kimseyi kayırmayan bir başkandı.

Bütün takımlar biliyordu Hasan Doğan bilerek yanlış yapmazdı, adildi. Süleyman Seba vardı BJK Kulüp Başkanı. Ankara’da Fenerbahçe’yi yenip takımla İstanbul’a dönüşte Fener’le aynı uçağa denk gelince kutlama yapılmasını yasakladı rakip oyuncular üzülmesin diye. Özhan Canaydın vardı Galatasaray Başkanı. Klübün en zor anında kendi kefil oldu Galatasaray için. Takımı mağlupken rakibini alkışlayacak kadar koca yürekliydi.Rahmetli İbrahim Yazıcı vardı Bursa Başkanı. Spor için mücadele eder rakip olup dost kalabiliyordular. Bugünkü ahlaksız saygısız bir oyuncuya pirim tanımazdılar. Hemen biletini keserlerdi.

Sergen’i bile en popüler zamanında yöneticiye saygısızlık yaptı diye yollanması gibi. Günümüzde milletin eşine laf atan, hastanede mermi atan sporcuya devlet kurumları sponsor oluyor. Hakemler taraf oluyor. TFF kurullarını siyasiler belirliyor ve mecburen taraf oluyorlar. Bugün bu gücü alan, 500 taraftarı olan takım ligde şampiyonluğa oynuyor. Milyonlarca taraftarı olan büyük takımlar boynu bükük bakıyor. Bırakın İstanbul’daki kaynakları Edirne Enez’de denize sıfır binlerce metre karayollarının tesisini bu takıma vermesi gibi... Önce belediye şimdi siyasi iktidarın takımı. Nasıl bir adil rekabet olacak yorum sizin. Şimdi beklenen TFF başkanı kim olacak? Sporun içinden biri mi siyasetin sponsor olacağı biri mi merakla bekliyoruz.

Spor adil mi olacak yoksa spor siyasetin bir parçası mı olacak? FETÖ kumpasında tek başına dik duran 1.5 yıl hapis yatan bedel ödeyen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım gibi oyun dışında mı bırakılacak? Yeni başkan bunların bir parçası mı yoksa adil bir başkan mı olacak bekleyip göreceğiz.