Ortada bir sorun varsa bunun diplomatik yoldan ve iletişim kanalları kullanılarak çözüm yolu aramak en akılcı yoldur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda bugüne kadar hep bu yolu deniyor. Amerika ile sorunumuzu Başkan Trump ile, Rusya ile sorunumuzu da Başkan Putin ile telefonla, ya da yüz yüze görüşerek dile getiriyor. Bugüne kadar bunları hep olumlu bulduk.

İdlib konusunda yaşanan sıkıntıların sona ermesi konusunda Rusya Başkanı Putin ile yüz yüze görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ortak basın toplantısında “İdlib'de rejimin terörizmle mücadele bahanesiyle sivillere karadan ve havadan ölüm yağdırması kabul edilemez. İdlib'deki durumdan kaygılıyız. Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlı kalmak önemli. Moskova ve Ankara İdlib'de çatışmasızlık bölgesindeki saldırılardan endişe duyuyor." dedi.

Peki Putin ne dedi?

"Rusya ve Türkiye ilişkileri dostluk, karşılıklı saygı ve çıkarlar üzerinde gelişmektedir. Tür kakım projesinin inşaatı planlı bir şekilde devam ediyor. İkinci hat kurulunca doğalgazı Avrupa'ya transit sevk edebileceğiz. Seneye Rusya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 100. yılını kutlayacağız. Türkiye Rus turistleri arasında son derece popüler. Uluslararası konular arasında elbette en çok Türkiye meselesini görüştük. Rusya ve Türkiye Astana formatında işbirliği yapıyor. Sahadaki durumu istikrarlı hale kavuşturmak ve daha da ilerletmektir. Anayasa Komitesinin devreye girmesiyle ilgili konuları görüştük. En kısa sürede Cenevre'de çalışmaya başlanacağını umut ediyoruz. Vize rejimi konusunda adımlar atmaktayız."

Burada asıl konu şu:

Erdoğan, Suriye’deki durumdan Türkiye’nin de Rusya’nın da endişe duyduğunu söylüyor ama, dikkat edilecek olursa Putin, çok daha başka konulardan söz ediyor. Zaten Putin’in açıklamalarını yazımızın girişinde sizlerle paylaştık.

Sorunlarımızı ve endişelerimizi dile getireceği, getiriyoruz da. Anacak, muhataplarımız bizim için sıkıntılı konularda somut adımlar atmıyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in "Türkiye'nin hassasiyetlerini çok iyi anlıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı detaylı bir şekilde tutumunu ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin güney sınırlarında güvenli bölge oluşturması Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlaması açısından olumlu bir adım" diyor ama, rejim ile ilgili sorunların giderilmesi konusunda konuşmuyor, adım da atmıyor.

Bizim samimiyetimiz, iyi niyetimiz ve barıştan yana tutumumuz karşılık bulmadıkça sorunların içinden çıkmamız mümkün mü? Erdoğan’ın bu konudaki endişelerine hak vermemek mümkün mü?

"17-22 Eylül tarihlerinde düzenleyeceğimiz TEKNOFEST'te biz de Rus dostlarımızı İstanbul'da ağırlamak istiyoruz. Bu sene turizmde yeni bir rekora koşuyoruz. Savunma sanayiine yönelik birçok alanda neler yapabiliriz bunları ele alma fırsatını bulduk. S-400 teslimatı dahil olumlu adımlar atıyoruz. Suriye'de yaşanan gelişmeleri ele aldık. Rejimin mayıstan beri yaptığı saldırılar sükuneti bozdu. Meşru müdafaa hakkımız özellikle sınırlarımız boyunca bizi müdafaaya sevk etmektedir. Gereken adımları gereken zamanda atmak durumundayız. Sınırlarımıza dönük göç tehlikesi var. Suriye'nin toprak bütünlüğüne olan bağlılığımızı bir kez daha teyit ettik."

Müttefikimiz Amerika ile olan sorunlarımızda da bugüne kadar olumlu adımların atılmadığını görüyoruz.

Amerika bugüne kadar ne söz verdiyse hiç birini yerine getirmedi. Özellikle Suriye konusunda, buradaki PYD/YPG’li teröristler konusunda bizi hep oyaladı. Teröristleri silahlandırdı, halen de silahlandırmayı sürdürüyor.

Hemen şunu da ekleyelim:

Putin- Erdoğan görüşmesi sırasında sınır boylarımızda bulunan eli silahlı PYD/ YPG’liler gövde gösterisi yaparak kafalardaki soru işaretlerinin artmasına neden oldu. Amerika ile güvenli bölge konusunda yapılan çalışmalara da böylece gölge düştüğü izlenimini edindik.

Şunu yineleyelim:

Coğrafyamızda, özellikle de Suriye’de Amerika ve Rusya işbirliği içindeler ve oyalama taktiklerini sürdürüyorlar.

Amerika’ya güvenmiyoruz. Bu konuda Rusya’ya da dikkat etmemiz gerektiğini her yazımızda anımsatıyoruz. Son Erdoğan-Putin görüşmesinden sonra yapılan açıklamalar ışığı altında bunu yinelemek istedik.

Bizi ilgilendiren ve beka sorunu olarak gördüğümüz her konuda muhataplarımızdan somut adımlar atmalarını bekliyoruz.