Seçim döneminde siyasi gerginlik o kadar yükseldi ki, seçimler biteli 2 ay olmasına rağmen tansiyon düşmedi.

Siyasi taraflar arasında kavga bitmedi, bitmek bir yana artarak devam ediyor.

Seçim öncesindeki tartışmalar yüzünden kardeş kardeşe düşman oldu, birbirleriyle konuşmuyorlar, konuşsalar bile sadece tartışıyorlar.

Seçim bitti, seçimin kavgası bitmedi.

12 Eylül öncesinde bile bu kadar tehlikeli tırmanış olmamıştı. Kardeşler, akrabalar, arkadaşlar farklı partiden olsa bile birbirine destek veriyordu.

Şimdi herşey tersine döndü, bir bakıma siyasi körlük oluştu.

Herşey inatla yürütülüyor, benim partim ne yaptı ise doğrudur, asla hata yapmaz. Diğer partiler ne yaparsa yapsın, hepsi yanlış... Toptan reddetme anlayışı...

Daha da kötüsü, yalan yanlış bilgiler yayılıyor. Olmayan şeyler yapıldı gösteriliyor, yapılan şeyler ise yokmuş gibi davranılıyor.

Komplo teorileri almış başını gidiyor, anlatanların bile ne olduğunu bilmediği büyük resim hikayesi iyice kafaları karıştırıyor.

Çok basit şeyler bile oraya buraya bağlanıyor, halkın kafası iyice sulandırılıyor.

Müthiş bir bilgi kirliliği var. Bırakın 10-15 sene öncesini dün konuşulanlar ve yazılanlar bile farklı ve çok değişik aktarılıyor.

Herkes işine geldiği gibi konuşuyor, kafasına göre yorum yapıyor.

Sapla saman birbirine karıştı diyeceğim ama karışmayan hiçbir şey yok, herşey çorba oldu.

Aslında herşey çok basit; akli selim düşünmeli ve önyargıları yıkmalı...

Bunu yapabilmek için de önce siyasi hırsımızı yenmeliyiz...

Siyasi hırsla hareket edersek sadece kardeşimizi, arkadaşımızı, dostumuzu incitiriz...

İncitmekten de öte kaybederiz, birbirimize yazık etmeyelim.

****

Tebessüm

Küçük kız, sokakta yürüyen hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu.

Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dostuna teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı.

Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garsona yüklü bir bahşiş bıraktı.

Garson, ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir kısmını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.

Fakir adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından lokma geçmemişti. Karnını iki günden beri ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.

Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu.

Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman kalktı.

Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.

Bir tebessüm nice canlar kurtardı.

***

TEBESSÜM

İngilizce

Temel. İngiltere'de bir oteldeymiş. Oda servisini arayıp;

- TU, Tİ, TU, TU, TU, demiş.

Oteldekiler telaşa kapılmış, bu mesajı çözmek için oraya, buraya haber salmışlar... Sonunda konsolosluktan bir tercüman bulmuşlar ve ne dediğini anlamışlar;

- İki çay, 222'ye...

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Vebal nedir bilir misiniz? Hak etmeyenlere makam mevki vermektir.

Fatih Sultan Mehmet