Hatırlarsanız iki gün önce Şişli Belediyesi temizlik işçileri maaşlarını alamadığı için "çöp toplamama" eylemi başlatmıştı. Sendikanın aldığı kararla eyleme başlayan işçiler sadece maaşlarının düzgün ödenmesini ve içerideki alacaklarını istiyor. Bu nedenle iki gün çöp toplamadılar. Ancak o iki günde anlaşıldı ki, temizlik işçilerinin çöp toplamaması başta vatandaş ve esnaf olmak üzere Şişli dışında yaşayanları bile etkiledi. İnsanların büyük bir bölümü işçilerin neden eylem yaptığını düşüneceğine sokaklarının çöplerle dolmasını, dükkanlarının önünde yığınların oluşmasını hatta daha da ileri gidip otomobilleriyle seyahat ederken çöplerin ortalıkta olması nedeniyle zorluk çektiklerinden şikayet etti. Yani iki gün çöp toplamamanın bedeli vatandaşın gözündeki "konfor" eksikliği... Oysa işçilerin iki aydır evine doğru dürüst ekmek götüremediğini, çocuğuna harçlık veremediğini, kredi kartları, faturalarını, kiralarını ödeyemediğini düşünen yoktu. Ne vatandaş, ne de belediyenin üst düzey birimlerinde çalışanlar başta başkan olmak üzere kimse iki ay maaş alamayan bir insanın yaşam standartlarının nasıl yerle bir olduğunu aklına getirmedi. Bu durumu tek düşünen işçi ve samimi sendikacılar...

İMAMOĞLU VE BELEDİYE: SORUN ÇÖZÜLDÜ

Bu nedenle maaşlarını alamayan işçiler "yasal olarak iki gün çöp toplamama eyleminin" ardından sokakları, caddeleri temizleyip, açlık grevine başladılar. Açlık grevine başlamak elbette her şeyi göze almanın başka bir söylem tarzı. Açlık grevi haberlerinin ajanslara düşmesinden birkaç saat sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu Şişli'de bir toplantıda "sorunun çözülmesine sevindiğini" dile getirdi. Oysa ajanstan grevin sona erdiği ya da işçilerin maaşlarının ödendiğine ilişkin bir açıklama yoktu. Bunun üzerine belediye temsilcilerini aradık, onlar da İmamoğlu'yla aynı görüşteydi! Evet, sorun çözülmüştü, işçi temsilcileriyle, sendikacılarla konuşulmuş en geç salı günü işçilerin maaşının verileceği taahhüt edilmiş ve "1-2 kişinin başlattığı" açlık grevi sona ermişti. Peki dedik, telefonu kapattık. Ama içimizdeki kurt bizi kemirmeye devam etti ve elbette hemen sendikayı aradık.

SENDİKA: HAYIR AÇLIK GREVİNDEYİZ

DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası'sı 3. nolu Şube Sekreteri Savaş Baran'la görüştük. Baran, belediyeyle aynı görüşte değil! Daha önce 8, 10, 12 ve 22 Şubat tarihlerinde ödeneceğini taahhüt edilen maaşların 1 Mart olmasına rağmen hâlâ ödemediğini, açlık grevine de devam edildiğini söylüyor. Üstelik öyle 1-2 kişi de değil, aradığımız saatlerde tam 20 kişi, belediyenin önünde içerisinde ısınmak için kağıt vs. yakılan varilin başında açlık grevindeydi... Baran da yanlarında... Yaklaşık 19 aydır hiçbir gün düzenli maaş alamadıklarını söyleyen Baran, işçilerin artık sabrının taştığını ve bu nedenle "çöp eylemi" dışında açlık greviyle seslerini duyurmak istediklerini belirtti. Ancak işçilerin son derece haklı isteklerine belediyeden ses çıkmıyor. Vergi tahsilat ayında yaklaşık 130 milyar toplayan Şişli Belediyesi'nin neden "kültür, sanat, etkinlik" vs. gibi faaliyetlere para ayırdığını ama işçilere gelince "İflas ettik" açıklaması yapıldığını bir türlü anlayamıyor doğal olarak işçiler ve sendikacılar... 

Bir belediye iflas eder mi, ederse sonuçları ne olur Şişli Belediyesi'nde yaşayıp göreceğiz anlaşılan. Umarız sorun kısa zamanda çözülür, işçiler maaşlarını alır. Belediye de bundan sonra daha sorumlu davranır.