2019'un girmesiyle güya sınırsız internet başladı...
Aylar öncesinden sınırsız internet halka büyük müjde olarak verildi...
Herkes memnun bahtiyar! Tabii herkesin sözleşme süresi bitene kadar...
Sözleşmeler bitip de yeni faturalar gelmeye başlayınca sınırsız internetin olmadığı, sınırsız zamla karşı karşıya olduğumuz anlaşıldı.
Yılbaşından önce Türk Telekom, yeni paket fiyatlarını internet sitesinde yayınladı.
Aşırı yüksek fiyatlar tepki çekince geri adım atıldı, en azından bir süreliğine...
Yılbaşından sonra herkes yeni paket fiyatlarını duyurdu...
Henüz taahhütleri devam edenler, yeni zamdan etkilenmedi... Daha doğru ifade ile neyin ne olduğunu anlamadı...
Ancak taahhüt bitip de yeni sözleşme imzalamak istediğinizde internette sınırsız zam gerçeği karşınıza çıkıyor.
Daha önce 56,90 TL'ye kullandığım internet için yılbaşından önce sözleşmeyi uzatmak için aradılar. 77 TL istediler. Çok zam yaptınız diye kabul etmedim. 
Sözleşme bittiği gün aradılar, aynı şartlarda internet için tam 124,90 TL istediler...
Kullandığım hızdaki internetin sınırsız fiyatı buymuş...
Her ne kadar kota kaldırıldığı söylense de 25 GB'lik, 100 GB'lik, 200 GB'lik ayrı tarifeler sundular. 100 GB'lik tarife için 84 TL, sadece 25 GB için ise 69,90 TL isteniyor, o da en düşük internet hızı için...
İnternet servisi sağlayan bütün şirketler benzer zammı yaptı...
Daha önce sınırsız interneti zaten kullanıyorduk... Adil kullanım kotası dolduğunda internetin hızı biraz yavaşlıyordu... Onun dışında değişen bir şey olmuyordu.
Şimdi aynı hızda internet alacağım deseniz fiyatlar uçtu.
Yavaş hızda olanı tercih edelim diyorsunuz, yine eskiye oranla en az yüzde 50 zamlandı...
O zaman sormak hakkımız...
Sınırsız internet kime yaradı?
Amaç internet kullanımını artırmak mı azaltmak mı?
Sınırsız internet bir haksa biz bu hakkımızdan vazgeçiyoruz.
İsteyen yenisini kullansın.
Biz eskisi gibi adil kullanım kotalı, sınırsız internete razıyız...
Yeter ki aynı şartlarda interneti kullanmaya devam edelim...

*****

Gerçekleri söyleyebilmek

Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur. Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
- Son sözün nedir?
Der ki:
- Ben Allah'a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah... Allah... Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
- Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu korumuştur. 
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur... 
Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
- Demek istediğin son söz nedir?
Der ki:
- Ben papaz gibi Allah'a inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
- Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da 
- Son sözünü söyle derler
Der ki:
- Ben ne Allah'a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim... Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, fizikçinin başı bedeninden kopar.

***

TEBESSÜM

Yeni geldim

Temel kiremitleri onarırken çatıdan düşer. Olayı gören komşular, Temel'in başında toplanır...
Temel üstünü başını temizlerken komşulardan biri sorar:
- Ne oldu?
- Valla ne olduğunu bilmiyorum, ben de yeni geldim.

*****

GÜNÜN SÖZÜ
Gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.
Arthur Schopenhauer