Suriye'de terörist gruplara karşı başlatılan bombardımanların sivil katliamınıza dönüştüğü söyleniyor. Rusya ve rejim, açıklamalarında "Teröristler sivillerin arasına saklanıyor, ayıklanması zor" diyerek kendilerine göre haklı gerekçe gösteriyor.

Esad rejimi ve İran destekli yabancı terörist gruplar, Halep'in İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içerisindeki batı ve güney kırsalına kara saldırılarını şiddetlendirdi. Sivillere ait yerleşim alanları yoğun bombardıman altında olduğu haberleri geliyor.

Saldırın altındaki yerleşimlerden, Türkiye sınır hattına yakın bölgelere göç başladı. Hedef alınan bölgede, Halep ile Lazkiye'yi bağlayan ve Halep, Hama, Humus ile Şam üzerinden Ürdün'e uzanan stratejik M5 otoyolu bulunuyor. Esad ordusu ve İran destekli yabancı terörist gruplardan oluşan rejim güçleri karadan Halep'in batı ve güneyindeki sivil yerleşimler ile muhaliflere ait cephe hatlarını yoğun bombardımana tutuyor.

Söz konusu terörist gruplar, daha önce Halep, Deyrizor, Hama ve Lazkiye illerinden, Halep ilinin batı ve güney kırsalına yığınak yapmış ve saldırı hazırlıklarını tamamlamıştı.

Bölgeye İran Devrim Muhafızları Ordusu, Kudüs Tugayı, 104. Tugay ve 4. Fırka'ya bağlı Gays güçlerinden oluşan askeri unsurlar, çok sayıda tank ve zırhlı araç sevk edilmişti. Halep kırsalına düzenlenen saldırılara dün Rus savaş uçakları da destek vermişti. Rus uçakları, dün ve bugün İdlib'in güneyindeki Maarratürnuman'a gerçekleşen bombardımana da katıldı.

Hemen vurgulayalım:

Rusya, burada kural dinlemiyor. Bildiğini okuyor. Türkiye'nin tüm girişimlerine rağmen İdlib'deki katliamları destekliyor.

Asıl düşündüren yen göç dalgasıdır.

Saldırı altındaki bölgelerden çok sayıda sivil, Türkiye sınır hattına yakın bölgelere yöneldi. Batı Halep kırsalındaki Anadan (Tel Tamura) ilçesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 4 No'lu gözlem noktası mevcut.Hedef alınan bölgede, Halep ile Lazkiye'yi bağlayan ve Halep, Hama, Humus ile Şam üzerinden Ürdün'e uzanan stratejik M5 otoyolu da bulunuyor.

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib ili neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi, 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib, rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.

Esad rejimi ve Rusya, İdlib'de terörist gruplara karşı savaş verdiklerini ve bölgenin teröristlerden temizleninceye kadar bombardımanlara devam edeceklerini açıkladı.

Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ili ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 gerginliği azaltma bölgesi oluşturuldu.

Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilan edilerek durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden İdlib hariç kalanları, Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi. Saldırılardan kaçan yüz binlerce sivil, kuzeyde Türkiye sınırına yakın kesimlere göç etti.

Rusya'nın Türkiye'yle 17 Eylül 2018'de vardığı Soçi mutabakatından bir süre sonra da saldırılar devam etti. İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'ni hedef alan Rusya, rejim ve İran destekli teröristler, 2019 başından bu yana Türkiye sınırı yakınlarına, yaklaşık 1 milyon 300 bin sivilin göç etmesine neden oldu. Bombardımanlarda bin 600'den fazla sivilin can verdiği de söyleniyor..

Sorular şunlar:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da açıkladığı 250 bin sığınmacının sınırımıza dayanmasından sonra nasıl bir yol izlenecek?

Yeni göç dalgası nerede duracak?

Kamplar Suriye sınırı içinde mi, yoksa Türkiye'de mi kurulacak?

Yeni göç dalgasında İdlib'den kaçan teröristler de var mı? Varsa bunlar ne olacak? Türkiye'ye sızmaya çalışırlarsa bunların önü nasıl kesilecek?

Görebildiğimiz kadarı ile sıkıntı büyüyor. Bu konuda Rusya'ya da söz dinletemiyoruz. Esad rejiminin Rusya'nın desteği olmadan böyle bir saldırıyı gerçekleştirmesi de zaten mümkün değil. Bu da her taşın altında Rusya'nı varlığını gösteriyor.