Yazıma bugün Âşık Derdimend Ana’nın ölüm yıldönümü diye başlasam, pek çoğunuz “Derdimend” de kim diyeceksiniz. Lütfen YouTube’a giriniz ve “Emanet Etmişsin Geldi Selamın” diye yazınız. Onlarca sanatçının sırallandığını göreceksiniz. Size bu türküyü ilk söyleyen Musa Eroğlu’dan dinlemenizi tavsiye ederim.
“Emanet etmişsin geldi selâmın
Gül yüzlü cananım aleyküm selâm
Aldım tazim ile bu beng ü lâlım
Ey şah-ı cihanım aleyküm selâm
Mürüvvet umarım efendim senden
Uğruna geçmişim can ile tenden
Demişsin gedâma selâm et benden
Ey şah-ı cihanım aleyküm selâm
Boynuma geçmeden aşkın kemendi
Neden ağlatırsın bu Derdimend’i
Dosta selâm salmış efendim kendi
Ey şah-ı cihanım aleyküm selâm”
Bu türküyü duygulanarak dinlerim. Birçok nedenden duygulanırım. Bunlardan biri, bu türkünün, okuma yazması olmayan bir kadın halk şairinin olmasından. Oç şair Âşık Derdimend Ana. Asıl adı Fatma Oflaz. 1894 yılında Kangal’da doğmuş. Babasına Vanlızade Ali Efendi diyorlar. Dedesinin adı da Mehmet’miş.
Derdimend Ana’nın hayatı ve şiirleri Değerli bilim adamı Doğan Kaya ve Serhat Sabri Yılmaz tarafından kitap haline getirildi. Kangal Belediyesi Kültür Yayınları arasında çıktı. Kitabın ilk bölümünde Derdimend Ana’nın hayatı yer alıyor. Daha sonra “Aşıklığı” ile “Şiir Dünyası, şekil, tür ve tematik özellikleriyle ele alınmış. Arkasından seksen civarında şiiri sıralanmış. Eklenen Derdiment Ana’ya ilişkin belgeler ve fotoğraflar kitabın artı değeri olarak karşımızda. Bu kitaba can veren bir emektarı daha var: Derdiimend Ana’nın hayr-ül halef torunu Hasan Oflaz. Yıllar önce bir belgesel çekiminde konuğu oldum. Şimdi ören yeri olan Derdimend Ana’nın yaşadığı yerde hayatı ile ilgiyi çekim yapmıştık. O zamanlarda Hasan Oflaz büyük annesinin şiirlerinin kitap haline gelmesi için çırpınıyor, onları toplayıp dosyalıyordu.
Âşık Derdimend’in dertliliği henüz beş yaşlarındayken başlıyor. Babası genç bir kızı kaçırıp Derdiment’in annesi Zeynep’in üzerine eve getiriyor. Bu yetmezmiş gibi, kadıncağızı gözünün yaşına bakmadan kapının önüne bırakıyor.
Fatmacık, babasının yanında kalıyor. Kısa bir süre mahalle mektebine veriyorlar. Burada Kur’an öğreniyor. Ama öncelikli görevi, analığının peş peşe doğurduğu çocuklarının beşiklerini sallamak oluyor. Üvey anası bunu da Allah yarattı demeden etmediği zulmü bırakmıyor.
On beş yaşındayken Fatma’yı Kangal’da Mehmet Emin adında bir gençle evlendirmişler. Fatma hayatının baharında Mehmet Emin’den üç çocuk doğurmuş. Böylece yedi yıl geçmiş. Çileli geçen çocukluğunun acısını yeni unutmaya başladığı sırada, “Seferberlik” demişler ve kocasını askere götürmüşler. Gidiş o gidiş. Mehmet Emin cephelerin birinde şahadet şerbetini içmiş. Künyesi gelmiş. Fatma Oflaz o günlerini şöyle anlatmış:
“Uzun süre döğündüm, dizden oldum. Ağladım, gözden oldum. Belki avunurum da unuturum diye, bir yıl sonra Hacı Yusuf ile evlendim.”
Gerçekten Fatma Oflaz’ın sol gözü görmez olmuş. Kimsesizlikten malını mülkünü de elinden almışlar. Aslında bırakın avunmayı evlenmeye mecbur olmuş. Mehmet Emin’den olan üç çocuğu salgınlara, yokluklara dayanamamış ölmüş. Hacı Yusuf’tan da yedi çocuk doğurmuş. Bunlardan yalnız biri sağ kalmış.
Derdimend, haksızlıklara eskiden beri baş kaldırmış. Örneğin, 1946 yılında karne ile gaz dağıtılırken, Kangal Belediye Başkanının kendisine az gaz vermesine içerlemiş ve şöyle demiş:
“……
Haberim yok desen ne demek olsun
Liste mevcudatı manaya gelsin
Âlâ edna herkes müsavi olsun
Milletvekilisin sor nizamızı
Gazın yoksuluyuz maaşın bayi
Hisseyâb harici olduk enayi
Dokuzar litredir âlemin şayi
Dört litre yazdın sen gazımızı.
……..”
Derdimend 1964 yılında katıldığı Sivas Aşıklar Bayramı’nda Aşık Veysel’le tanışmış. Onunla sohbet etmiş. İltifatını görmüş. Gecenin tek hanım şairiymiş. Onca erkek âşıklardan geri kalmamış. Yaşına, giyimine kuşamına bakıp dudak bükenlere meydan okumaktan geri kalmamış:
Âşık ne sorarsın benim halimi
Sivas’ta Meydanı açtım da geldim
Pirler masasına sundum elimi
Serian bir bade içtim de geldim
……
Ana doğumundan Kangal'dır yurdum
Ben nefsine hâkim olan bir ferdim
Senin gibi birkaç budala gördüm
Dünyanın dört çapın ölçtüm de geldim
Ne zekât topladım ne de fitire
Beyhude dalmayın yanlış fikire
El açıp durmuşum Hamdü şüküre
Hasmımın kefenin biçtim de geldim
Derdimend'im daim şahane gezdim
Nice muammalı manalar çözdüm
Ümmiyem velâkin kalbime yazdım
Lisanımdan gevher saçtım da geldim
Derdimend seksen altı yaşındayken 9 Kasım 1980 de vefat etti. Kangal’da defnedildi. Kangal’da Âşık Derdimend’i Yaşatma ve Kültür Derneği bulunuyor.