Türkiye'nin sığınmacılar konusundaki duruşu hep açık oldu. Suriye iç savaşından bu yana ülkemize sığınanların sayısının 4 milyonu aştığı ifade ediliyor. İdlib'de yaşananlardan sonra sınırımıza doğu hareket halinde olan sığınmacı sayısının da 800 bini bulduğu açıklandı.

Bu ne anlama geliyor?

Artık Türkiye, yeni gelebilecek sığınmacılara ev sahipliği yapamayacak. Yeni gelmekte olanlara da Suriye sınırları içinde iskan edilmeye çalışılıyor. Bütün ihtiyaçları Türkiye tarafından sağlanıyor.

Türkiye'nin mülteci politikasının aynı olduğunu ama ortada bir durum olduğunu dile getiren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Artık mültecileri tutabilecek durumda değiliz." ifadelerini kullanmıştı.

Komşu ülkeler, Arap dünyası ve AB'nin bu konudaki duyarsızlıkları nedeni ile İdlib'deki son gelişmeler üzerine Türkiye sığınmacılar konusunda yani bir karar aldı. Kapılar açıldı ve Yunanistan, Bulgaristan üzerinden Avrupa'ya sığınmacı akını başladı.

Konunun öncesi de var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan AB ülkelerini sürekli uyardı. Ev sahipliği yaptığımız sığınmacılar konusunda vaat edilen yardım ve destekler gelmedi. Bizi her alanda yalnız bıraktılar.

Cumhurbaşkanı da haklı olarak "Eğer sığınmacılar konusunda AB ülkelerindeki duyarsızlıklar devam ederse kapıları açarız" dedi.

Sonunda kapılar açıldı.

Geç de olsa doğu bir adımın atıldığını söylemeliyiz.

Bu satırlar yazılırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan gelen açıklamalar var.

33 askerimizin şehit edilmesinin ardından Türkiye'nin sınırları açması sonrası Avrupa'ya mülteci akını sürüyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu son dakika paylaşımıyla Edirne'den Yunanistan'a geçen düzensiz göçmen sayısını duyurdu. Soylu, "Saat 09.55 itibarıyla Edirne üzerinden ülkemizden ayrılan göçmen sayısı; 76.358" açıklamasında paylaştı.

Sınır boylarından gelen haberler son derece sarsıcı. Çünkü gerek Yunanistan, gerekse Bulgaristan sığınmacıları almamak için akla hayale gelmeyen zorluklar çıkarıyor.

Şunun altını çiziyoruz:

AB ülkeleri, sığınmacı sorunları ile karşı karşıya kalmadıkça, Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlukları ve sıkıntıları anlayamazlar.

Şimdiden başta Almanya olmak üzere birçok AB üyesi ülkede panik yaşanıyor.

4 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapmanın zorluklarını görmeli ve anlamlıdırlar. Türkiye'nin yıllardır nasıl bir fedakârlık ve insanlık dersi verdiği de görülmelidir.

Bundan sonra Avrupa düşünsün.

Sınırdaki son durumdan bazı kesitler:

Yunan güvenlik güçleri sığınmacılara zaman gazla müdahale ediyor.

Bulgaristan makamları sınıra 100 bin asker göndermeye hazırlanıyor. Sınırı aşmaya çalışanları durdurmanın yolları aranıyor.

Kızılay gibi yardım kuruluşları da sığınmacılara çorba dağıtıyor.

Sığınmacılar ısınmak için ateş yakıyor, çadır olmadığı için yağmurdan korunmak için muşamba kullanıyor.

İhlas Haber Ajansı'na göre sığınmacılara yapılan yardımlar zaman zaman izdihama neden oluyor.

Bölgeye giden gazetecilerin aktardıklarına göre de gelen sığınmacılar arasında gençlerin sayısı daha fazla. Yaşlılar ve çocuklar da yok değil.

Sığınmacıların ısınmak için ateş yaktığı, daha yaşlı olanların da yerlerde oturduğu görülüyor.

Bazı sığınmacılar, Avrupa'ya ölüm pahasına bile olsa gitmek istediklerini, bunun için de her yolu denemekten kaçınmayacaklarını söylüyor.

Çok zor koşullar içinde sınırdan geçmeye çalışanların geri dönmek gibi bir niyetlerinin olmadığı da gözlemleniyor.