Edebiyat öğretmenliğini bırakıp, hayatını tiyatroya adayan ve Sistemsizliğin Komedisi Hermit isimli yazıp yönettiği tek kişilik oyunu ile seyirci karşısına çıkan Ayşegül Sağlam, "Edebiyatçılık da tiyatro gibi. İkisinde de hayal satıyorsunuz" diyor

Bazı insanlar vardır, hayalleri ile yaptıkları iş arasında sıkışıp kalırlar. Peki, böyle zamanlarda hayallerimizi de seçmeliyiz yoksa bize dayatılan işi mi? İşte Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu Edebiyat Öğretmenliği'ni bırakarak hayatını tiyatroya adamış bir isim olan Ayşegül Sağlam. Çocukluk dönemlerden itibaren tiyatroya büyük ilgi duyan Sağlam, "Edebiyat Öğretmenliği de tıpkı tiyatro gibidir, ikisinde de karşınızdakilere hayal satıyorsunuz" diyor. 'Sistemsizliğin Komedisi Hermit' isimli kendi yazıp, yönettiği tek kişilik oyunu ile seyirci karşısına çıkan Sağlam, oyununda bir öğretmenin varoluşunu sorgulama hikayesini anlatıyor. Tiyatronun kendisi için bir tutku olduğunu anlatan Sağlam, Dostlar Korosu'nda da korist olarak yer alıyor. 

- Eğitimciliği bırakarak hayalleriniz olan tiyatroya yöneldiniz? Bu süreç nasıl gelişti?

"Hepimizin bir mesleği var. Bakacak olursak kimileri işinden memnun, kimileri de değil. Bazılarımız da hayallerimiz ile yaptıklarımız arasında sıkışıp kalıyoruz. İşte tam böyle bir noktada geçmiş dönemlerde amatör bir ruh ile yapmış olduğum tiyatroyu profesyonel bir şekilde devam ettirmeye karar verdim. Tiyatro hayatımda her zaman var oldu. Öğretmenlik yaptığım dönemlerde de bir meddah gibi derslerimi anlatırdım. Her gün öğrencilerimin karşısına tiyatro sahnesine çıkar gibi çıkıyordum. Zaten okulda öğrencilere, tiyatroda da seyircilere hayal satmıyor muyuz? Kendimi filmlerdeki uçarı öğretmenler gibi hissederdim Bir öğrencinin yetişmesi çok kutsal bir şey. Ben de yaptığım işi tiyatroya benzettiğim için yıllarca severek yaptım. Ancak şöyle bir söz vardır. Kötü komşu ev sahibi, kötü sistem tiyatrocu yapar. Çocukluğumdan beri idealize ettiğim mesleğin sistemsizliğin içinde değer kaybettiğini görmeye başladım. Bir süreden sonra öğrencilerime ulaşamadığımı fark ettim ve eğitimciliği bırakarak tiyatro ile insanlara ulaşmayı hedefledim."

KÖTÜ SİSTEM TİYATROCU YAPAR 

- İşte bu noktada da Hermit doğdu değil mi?

"Evet, derdimi bir de bu şekilde anlatmayı denedim. Başardım da. Sistemsizliğin Komedisi Hermit isimli tek kişilik oyunda kendi hikayemi yazdım ve kendimi oynadım. Hiç kimse bu oyunumu oynatmazsa da evde eşe dosta oynarım diye düşündüm. İçimdeki sergileme ve oynama aşkının önüne geçemiyordum. Üretebilmek dünyanın en güzel şeyi olmalı."

- Tiyatronun sizin için ne ifade ettiğini tek kelime tanımlar mısınız?

"Tutku."

- Sahnede kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

"Hiç olmadığım kadar özgür."

- Bazı tiyatrocular heyecanlarını atlatmak için seyircileri lahana gibi gördüklerini söylüyor? Sizde öyle görerek mi heyecanınızı yatıştırıyorsunuz?

"Hayır, onları seyirci olarak görüyorum. Lahana olsalardı bu kadar mutlu olmazdım herhalde. İnsanın gözünün içine baka baka yapılan işleri seviyorum ve bu da heyecanımı dizginliyor. İnsan insan ile güzelleşiyor tiyatroda böyle bir şey. Birbirimiz ile varız."

- Sahnede ağlamak mı daha zor gülmek mi?

"İkisinin de tekniği var ama ağlamak daha zor diye düşünüyorum çünkü gülmeyi içselleştirmek daha kolay oluyor."

TİYATRO DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİRİLMELİ 

- Türk halkının tiyatroya bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? 10 üzerinden kaç verirsiniz?

"Tiyatronun devlet politikası haline gelmesi durumunda halkın tiyatroya olan negatif  bakış açısı değişecek. Bu sanatın diğer alanları içinde geçerli. Örneğin, televizyonlarda yüzlerce dizi var. Vatandaş bunları izlediği için mi varlar yoksa halk diziler var olduğu için mi izliyor? Bu sorunun da cevabını verebilmek lazım. Adım başı alışveriş merkezi açıp tiyatro sahnelerini oralara hapsetmek yerine şehrin her yanına güzel, ferah, akustiği iyi sahneler yapılsa; işte o zaman tiyatro kaybettiği değeri tekrar bulabilir. Puanlama konusunda da şimdilik 10 üzerinden 2 veririm."

- Tiyatrocular kötü bir olay yaşasalar dahi, her şeye rağmen çık ve oyna prensibine sahipler. Bu durum zor olmuyor mu?

"Elbette, orada kafanızdaki her şeyi bırakıp oynamanız gerekiyor. Sahne tozunu yuttuktan sonra, olaylara daha profesyonelce bakabiliyorsunuz."

- Oynamak istediğiniz bir rol var mı?

"Beni zorlayacak her rol beni mutlu ediyor."

AKIL VE BİLİMDEM UZAKLAŞDIKÇA ŞİDDET ARTIYOR 

- Kadına yönelik şiddete dair neler söylemek istersiniz?

"Kadına yönelik şiddete de devlet politikası olarak bakmamız lazım. Geçtiğimiz günlerde kadın oyuncuların sahneden indirildiğini konuşuyorduk. Bizler buradayız, Afife Jale'den bu yana sahnedeyiz. Bu da bir şiddet ne yazık ki."

- Kadına yönelik şiddetinin temelinde sizce ne bulunuyor?

"Şiddetin temelinde şiddet uygulayan erkeğin yetersizlik hissi olduğunu düşünüyorum. Bir insanın bir insana şiddet uygulaması İçin psikolojisinin bozuk olması gerekiyor. İnsan akıl ve bilimden uzaklaştıkça şiddet uyguluyor."