3 Mayıs Türkçüler Günü, diğer adıyla Türkçüler Bayramı...

Dün sokağa çıkma yasağı olması sebebiyle sessizce geçip gitti…

Sosyal medyada ve değişik ortamlarda gençleri bilgilendirmek için yoğun emek sarf eden az sayıdaki Türk milliyetçisinin çabaları da olmasa unutulup gidecekti…

3 Mayıs denince akla Hüseyin Nihal Atsız gelir...

Şair, yazar, tarihçi, düşünce adamı... En önemli vasfı ise büyük dava adamı olması...

Türkçülüğün ve Türk milliyetçiliğinin simge ismi…

Fikirlerini sonuna kadar savundu... Asla pes etmedi. İnandığı değerler için işinden oldu, yargılandı, hapis yattı... Ama hiçbir zaman fikrinden, düşüncesinden, değerlerinden taviz vermedi...

Ya bugün…

Aynı şeyi söyleyebilmek mümkün mü?

Nihal Atsız gibi bir düşünür, bir fikir adamı, bir dava adamı maalesef yok…

Milliyetçiler bölük pörçük oldu… Herkes bir köşeye savruldu. Kimisi küstü, kimisi küstürüldü, elini eteğini çekti…

Kimileri ise maalesef ayak oyunlarıyla, zorla, tehditle devre dışı bırakıldı…

Son zamanlarda hepimizi utandıran yeni bir grup ortaya çıktı…

Sadece kendilerini Türk milliyetçiliğinin sahibi olarak görürler, kendilerinden olmayana nefes alma hakkı verilmesine bile karşı çıkarlar…

Kimin ne düşündüğüne, kimin ne söylediğine ve ne yaptığına asla bakmazlar…

Tek dertleri şu veya bu şekilde ele geçirdikleri makam ve mevkilerini korumak…

Fikir, düşünce hak getire… Üç kuruşluk çıkarları için her şeyi mubah görürler…

Dün hararetle savunduklarını bugün inkar ederler…

Geçmişte en ağır sözlerle karşı çıktıkları, hatta hakaret ettikleri kişilerle yol arkadaşı olurlar…

Doğruların söylenmesine, hele hele eleştiriye asla tahammül edemezler… Kendileri gibi düşünmeyenleri kapının önüne koyarlar, hedef gösterirler, hatta imkan bulurlarsa dövdürürler…

Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu hiç düşünmezler; fikir ve düşünce yoktur. Tek dertleri, etrafında etten duvarla korudukları liderlerine laf söyletmemekten ibarettir...

Fikir öldü, milliyetçilik ayaklar altına alındı, Türk milliyetçileri savrulmuş, Türk milliyetçileri bölünmüşler hiç umurlarında değildir…

Milliyetçilik onlar için sadece kalkandır… Liderlerini ve koltuklarını koruma kalkanı…

Nihal Atsız bugün yaşananları, Türk milliyetçiliği adına yapılan saçmalıkları, ihanetleri görse emin olun bin kez ölürdü…

Sadece şu veya bu partiyi değil…

Türk milliyetçilerinin umutlarını da, beklentilerini de, geleceklerini de öldürdüler…

*****

5 elma, 5 altın

Kralın biri görkemli sarayında otururken, pencereden sesler duyar; “Güzel elmalarım vaaaaaar!”

Bakmış, yaşlı birisi, at arabasında elma satıyor. Etrafında müşteriler. Kralın canı çekmiş ve baş vezirini çağırmış;

- Al sana 5 altın, koş bana elma al.

Baş vezir, vezirlerden birisini çağırmış;

- Al sana 4 altın, koş elma al.

Vezir saray görevlilerinden birisini çağırmış;

- Al sana 3 altın, koş elma al.

Saray görevlisi muhafız komutanını çağırmış;

- Al sana 2 altın, koş elma al.

Komutan nöbetçiyi çağırmış;

- Al sana 1 altın, koş elma al.

Nöbetçi çıkmış, yaşlı ihtiyarın yakasından tutmuş ve “Hey sen, ne bağırıyorsun? Burası han mı, yoksa saray mı? Defol buradan, arabana da elmalara da el koyuyorum.”

Nöbetçi, muhafız komutanına dönmüş ve iyi dalavere çevirdim;

- İşte, 1 altına yarım araba elma.

Komutan saray görevlisine dönmüş;

- İşte, 2 altına bir çuval elma.

Saray görevlisi vezire dönmüş;

- İşte, 3 altına bir torba elma.

Vezir, baş vezire dönmüş;

- İşte, 4 altına yarım torba elma.

Baş vezir kralın huzuruna çıkmış;

- 5 altına beş elma aldım Kralım. Aynen emrettiğiniz gibi.

Kral oturmuş ve şöyle bir düşünmüş; “Beş elma, beş altın. Bir elma, bir altın ve halk elmalara hücum ediyor... Demek ki, vatandaşın durumu çok iyi. Vergileri hemen artırmak lazım!”

*****                  

TEBESSÜM

Meclis

Bir milletvekili, meclis kürsüsünde konuşurken, kendisine sürekli laf atılmasına çok kızar; “Bu meclistekilerin yarısı eşektir” der ve kürsüden iner.

Meclis karışır. Başkan ve milletvekilleri, hemen özür dilemesini ve sözünü geri almasını ister.

Milletvekili tekrar kürsüye çıkar ve şöyle konuşur:

- Bu meclistekilerin yarısı eşek değildir!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Siyasette korkutacak gücü, dağıtacak nimeti olmayanların ihanet görmeleri kaçınılmazdır.

Osman Bölükbaşı