TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na adaylığını yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilan edecek. Geçen hafta haber merkezlerine düşen “Yıldırım yarın TBMM Başkanlığı’ndan istifa edecek” haberi boş çıktı. Çünkü istifanın beklendiği gün Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaret ederek başbaşa bir görüşme gerçekleştirdi. “Ziyaret için bir sebebe ihtiyaç yok” dedi çıkışta Yıldırım, ama o odada istifanın da gündeme gelmiş olması muhtemel. Bahçeli de Yıldırım’ın istifa etmesine gerek olmadığına inanıyor ve bunu da açıkladı zaten.

AK Parti’nin geniş imkanları varken, Yıldırım’ın TBMM Başkanı olarak elde ettiği imkânları seçim döneminde kullanarak kendisini eleştirilere hedef yapacağını hiç ummuyorum. İlçeleri dolaşırken altında çakarlı makam arabası, eskortları ve korumaları zaten olacak. Bir ilçe başkanı bile bu imkânları kullanırken, Yıldırım’ın daha sade bir yolculuk yapmasını kimse beklemiyor zaten. Tek fark, bazı yerlerde yollarda ek önlem alınır, geçiş sırasında trafik kesilip yol boşaltılabilir. Buna da alışan alıştı zaten.

AK Parti’nin ilçelerdeki aday adayları ile mevcut belediye başkanları nefeslerini tutmuş Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yarın yapacağı açıklamayı bekliyor. İstanbul’un ilçelerinde adaylığa soyunmuş AK Partili isimlerde heyecan yüksek. Beştepe’den hiç kimseye gitmiş bir işaret yok henüz. O yüzden hepsi umudunu diri tutuyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı açıklamayı bekliyor. AK Parti’de büyük sürprizler olacağı, birçok başkanın aday gösterilmeyeceği ve “taze kan” ile bu seçimlere girerek farklı bir hava estirileceği uzun zamandır konuşuluyor. Her aday adayının taraftarı, kendi desteklediği ismin açıklanacağı beklentisinde. Hayal kırıklığı yaşayan çok olacak ama siyasetin cilvesi bu.

* * *

CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, İstiklal Caddesi’nde tur atıp, metro yolculuğu yaptıktan sonra eski belediye başkanlarını ziyaret etti. Bedrettin Dalan’dan “Kent Konseyi” önerisini alan İmamoğlu’nun, Nurettin Sözen’den “ne yapmaması gerektiği” ne dair öğreneceği çok şey vardı. Umarım gerekli dersi almıştır. İmamoğlu dün, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Kılıçdaroğlu “Fatih’in emaneti” vurgusunu yaptı İstanbul için. “Zulüm 1453’te başladı” diyen kesim zaten İmamoğlu’na karşı “sağdan devşirme” gözüyle bakarken, Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasıyla iyice buz kesmiştir eminim...

İmamoğlu, projelerini önümüzdeki dönemde açıklayacağını söyledi konuşmasında. TBMM’deki grup toplantılarının havası, Haliç Kongre Merkezi’ne taşınmış, bindirilmiş kıtalar çalışılmış sloganları koro halinde atarken konuşmaya çalıştı. Ve ilk 5 hedefini şöyle sıraladı:

1- Ulaşım ve trafik sorununu çözmek. 2-Kent yoksulluğuyla mücadele etmek ve pahalı yaşamı ucuzlatmak. 3-Doğru kentsel planlama ile çevre ve imar sorunlarını çözmek. 4-Şehrin işsizlik sorununu çözmek. Yeni ekonomik ve yaratıcı endüstriler için İstanbul’u çekim merkezi haline getirmek. 5-Şehrin yaşam kalitesini yükseltmek. Kültür sanat faaliyetlerini şehrin tüm ilçelerine yaymak. Ulaşım ve trafik sorunu ile kentsel planlama, çevre ve deprem sorununu çözmek bir belediye başkanının isterse başarabileceği hedefler. Zor ama imkansız değil. Fakat diğer hedefler birbiriyle çelişiyor. Üzerinde biraz düşünen aradaki çelişkiyi görecek zaten.

* * *

CHP’nin İstanbul’da elinde tuttuğu ilçeler ile kazanması muhtemel ilçelerinde aday adayı enflasyonu yaşanıyor. Herkesin başarısızlığı nedeniyle “değiştirilecek” gözüyle baktığı Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak’ın koltuğuna 19 CHP’li göz dikmiş, adaylığının açıklanmasını bekliyor. Küçükçekmece’deki aday adayı sayısı 25’e yaklaştı, Bakırköy, Beşiktaş, Şişli, Maltepe, Kartal, Kadıköy gibi ilçelerde çok sayıda aday adayı var. Bazı yerlerde aday adayları arasında “destek borsası” oluştuğu dahi konuşuluyor. Aday bolluğu partinin zenginliği mi yoksa ilçenin zenginliğine talip olanların çokluğu mu işte orası karışık. Tüm aday adayları, dertlerini seçmenlere, CHP delegelerine falan anlatmak yerine, Ankara’nın yolunu tutmuş genel merkezden yeşil ışık kapma peşinde. Kılıçdaroğlu’nun aday tespitindeki yakın kurmayları Seyit Torun, Oğuz Kaan Salıcı ve Erdoğan Toprak’ın kapısının önü günün her saati devlet hastanesi polikliniği gibi kalabalık. Son zamanlarda görüşme şansı olan herkes İstanbul’a “Yakaladım yeşil ışığı” diyerek dönüyor. CHP kurmaylarının “Git ilçende çalış, seçmeni ve meydanları hareketlendir” sözünü “Adayımız sensin” şeklinde yorumluyor çoğu aday adayı.

Bir yandan da mevcut belediye başkanını yıpratmak için rakip partilerin iddialarını ciddi ciddi sahiplenenler var. “Başkanın ismini çizdirirsem adaylığım kesin” diyenlere ve partisinin belediye başkanı hakkında akıl almaz iddialar dillendirenler kapımızı daha sık çalmaya başladı son dönemlerde. Görünen o ki; CHP’nin hem birbirini karalayan aday adaylarına hem de “bedelli yalakalık” ve “itibar suikasti” ile seçimden seçime kesesini dolduran gazeteci müsvetteleriyle başı hayli ağrıyacak. Ben uyarayım da tekerlek kırıldıktan sonra ortaya çıkanlardan farkım olsun...