Yüce Atatürk “Yurtta barış, dünyada barış,” diyor. Barış, kötülükten, kavgalardan, savaşlardan kurtuluş, uyum, birlik, bütünlük, sükûnet, sessizlik, huzur içinde yaşamaktır.

Bir Kızılderili atasözü barış gerçeğinin anlatımıdır:

“Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kâinatla ve kâinatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kâinatın merkezinde Büyük Ruhun durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki 'gerçek barış' dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.”

Evet, en önemlisi, kalbimiz ve ruhumuzdaki barıştır. Bir gerçek daha var ki, barış zamanında oğullar babalarını toprağa verirler, savaş zamanında ise babalar oğullarını toprağa verirler.

Barış, tüm masrafıyla herhangi bir zaferden daha avantajlıdır. Çünkü, hiçbir maliyeti yoktur.

Uzun söze gerek yok. ilkokul mezunu  Aşık Sefil Selimi, barışa ilişkin söyleyeceklerimizin hepsini söylemiş:

BARIŞ YAP BARIŞ

Silâh yapan fabrikayı himden sök

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Öldüren her şeyi denizlere dök

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Bombalar çürüsün gürültü bitsin

Cephedeki asker evine gitsin

Oğlan kız büyütsün düğünler etsin

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

                                     

Zamana köstek vur çarkı dönmesin

Falân öldü filân kaldı denmesin

Huzurun yerine zulüm inmesin

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Bir kıssadan bin hisseye sahip ol

Binit araçları ne kadar da bol

Akılsız başıyın saçlarını yol

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Madem dünya döner biz de dönelim

Ya taksiye ya eşseğe binelim

Yer yüzünde her tarafta bunalım

Sevgi yap saygı yap barış yap barış.

Eğer aydın isen aydın didişmez

İlmi bilen âlim tezata düşmez

İlkel olmayanlar siperler eşmez

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Bir evden on erkek savaşta kayıp

Onlara dua et etmezsen ayıp

Milyonda bir sızı bin acı duyup

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Kaç akrabadan kaldı hangi derede

Yadigârı kimler hani nerede

Senden sonrakiler ersin murada

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Kimimiz bey olduk kimimiz paşa

Yüreğimiz dönmüş som kara taşa

Çoluk çocuğunla bahtiyâr yaşa

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Biraz soluklanıp duralım hele

Vakit sabah ola sabah hayrola

Madem ayak üstü verdik az mola

Sevgi yap saygı yap barış yap barış.

Şimdi gün gören sen haddini tanı

Velveleye verip durma dört yanı

Cihan savaşının gelmişken sonu

Sevgi yap saygı yap barış yap barış.

Bu vatan o vatan ya bu insanlar

Düşünen hisseder hisseden anlar

Kötülüğe kurban gitmesin canlar

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Beyefendi sevgi demek ne demek

Ölümsüzler mintanıdır bu emek

Ne susamak ne acıkmak ne yemek

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Yokluğu çekmeden var olan sizler

Ne maksatla hangi gayeyi izler

Ceddiyin kemiği mezarda sızlar

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Benim anlattığım binlerin biri

Kabul et mazur gör birkaç tabiri

Ne yık maşatlığı ne yap kabiri

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

                                     

Yepyeni bilgiyle dolsun kafalar

Tarihe mal oldu koçak efeler

Zaman çarkı seni beni ufalar

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

                                     

Âdet töre gelenekler usüller

Bozulmayan soya çeksin nesiller

Hakkı hakka teslim eder âsiller

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Sefil Selimî’ye hasret bu hasret

Vahdete vahdettir kesrete kesret

Eğer ki Yaradan verirse nusret

Sevgi yap saygı yap barış yap barış

Sefil Selimi, Cumhuriyet’in 10. Yıl dönümünde Sivas’ın Şarkışla ilçesinde doğmuştu. 20. Yüzyılın önde gelen şairlerinden biriydi. Yaşadığı dönemin Yunus’u dersem abartı yapmış olmam. Türk halk edebiyatına ve halk müziğine altın değerinde eserler bırakıp 30 Aralık 2003’de aramızdan ayrıldı.