MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af teklifi ete kemiğe büründü ve TBMM'ye "taslak" olarak sunuldu. Meclis 1 Ekim'de açılacak ve önce iç tüzük görüşmelerini gerçekleştirecek. Meclis İç Tüzüğü'nün öncelikle 16 Nisan referandumunda değişen Anayasa maddeleri çerçevesinde düzenlenmesi, çalışma usullerinin belirlenmesi gerekiyor. Kanun tasarıları daha sonra komisyonlara ve ardından genel kurul gündemine gelecek. Genel af teklifine sıranın ne zaman geleceği belli değil. 

Peki, kamuoyu Devlet Bahçeli'nin birinci siyasi gündemi haline gelen af için ne diyor? Bu konuda MHP bir çalışma yaptırdı mı bilmiyorum, çünkü açıklanmış herhangi bir istatistik yok. Konu gündeme geldiğinden bu yana, sohbet ettiğim tüm insanlara af konusunu soruyor, fikirlerini almaya çalışıyorum. Bugüne kadar "Af gerekiyor" diyene çok az rastladım. Onlar da siyasi yakınlık duyduğu "terör suçlusu" olarak yargılanan ya da hüküm giymiş insanları öne sürerek istiyor affı. Karşı çıkanlar ise 1999 yılında üçlü koalisyon döneminde çıkarılan "Rahşan Affı"nı hatırlatıyor. O dönemde cezaevinden çıkanların, kısa sürede çeşitli suçlar işleyip, yeni mağdurlar üreterek cezaevine girdiğini anlatıyorlar. 

* * * 

Af taslağının detaylarını kamuoyuna açıklayan ve TBMM'ye sunan MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, toplumun hafızasında olumsuz bir yer eden Rahşan affıyla ilgili ilginç şeyler söylüyor. O zaman çıkarılan affın istismar edildiğini, Anayasa Mahkemesi'nin "eşitlik ilkesi" sebebiyle iptal ettikten sonra Meclis'te yapılan düzenlemelerle genişletildiğini hatırlatıyor. Fakat, o dönemde hükümetin üçüncü ortağı olan MHP'den, TBMM'deki sonraki düzenlemelere karşı çıkmadığını da biz hatırlıyoruz. Kısaca, adı Rahşan Affı olsa da Yıldız "O düzenleme hukuki hatalarla doludur" dese de MHP'nin de destek verdiği, milletvekillerinin onay vermesiyle yürürlüğe girmesini sağladığı bir aftı.

O dönem, siyasilerin birbirlerini affedip Yüce Divan'da akladığı bir dönemdi aynı zamanda. Toplum bunu affetmemiş, Yüce Divan'da aklananları sandıkta mahkûm etmişti.

Yıldız, yeni sundukları teklifin af değil, ceza indirimi getirdiğini, dolayısıyla genişletilerek tasarıda yer almayan suçları sonradan kapsamasının mümkün olmadığını da savunuyor. Mutlaka hukuk tekniği açısından bu önlemi alma çabası gösterdikleri için söylüyordur bunu. Ama yine de "ceza indirimi"nin kapsadığı suçların büyük bölümüne toplumda tepki var.

* * *

Özellikle "torbacı" tabir edilen, gençliği uyuşturucu batağına sürükleyen "ara eleman"larla ilgili düzenleme iki gündür sokağın gündemine oturmuş vaziyette. Yıldız'ın torbacılarla ilgili sarfettiği sözler de...

Yıldız'ın Türkiye'de en çok uyuşturucu suçu olduğunu belirtip "Bunların sayısı 50 bin 386'dır. 50 bin tutuklu ve hükümlü içinde bir tane uyuşturucu baronu yok. Bu çocuklar uyuşturucu baronları tarafından suça sürüklenmiş, üstünde 3-5 gram uyuşturucu bulunmuş, genellikle Doğu ve Güneydoğulu çocuklardır. Bu çocuklar tahrik edilebilecek, her türlü suçu işleyebilecek yapıya sahiplerdir" sözleri hayli tartışma konusu oldu. Özellikle evlatlarını uyuşturucu batağından kurtarmaya çalışan aileler, uyuşturucu satıcıları arasında "torbacı-baron" diye ayrım yapılmasını kabullenemiyor. 

Ailesinden herhangi birisi, "ceza indirimi" taslağından yararlanacak olanlar tasarıya sıcak bakıyor olabilir. Ama onların mağdur ettiği ailelerin sayısı da mağduriyeti de daha fazla. 

Cezaevinden çıkacak torbacıların topluma nasıl kazandırılacağı, iş-aş sıkıntısını aşamayınca yeniden uyuşturucu satmayacağının da garantisi yok. Hatta madem baronlar dışarıda, torbacıların da eski işlerine dönmeleri çok kolay olacak.

* * *

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD yolculuğu öncesi "Devlet, ancak kendisine karşı işlenen suçları affedebilir. Şahsa karşı işlenen suçları affedebilecek tek makam onların yakınlarıdır" diyerek net bir çizgi çekti af konusuna. Daha önce de benzer şeyler söylemişti Cumhurbaşkanı ve aynı duruşunu muhafaza ettiğini bir kez daha hatırlattı.

Devlet, son dönemde devlete karşı borcu olanlara dönük kapsamlı bir af çıkardı. Vergisini düzenli ödeyen vatandaşlar ödüllendirilmediği halde, buna sesini çıkarmadı. Ama son olarak bir de "imar barışı" adı altında tüm kaçak inşaatlara af çıkararak, var olan arsasına imar düzenlemesi beklediği için başını sokacak bir yuva sahibi olmayanları cezalandırdı adeta. 

Bu afların ardından bir de "torbacı"ya affa destek verirse AK Parti, bunu topluma izah etmek hiç de kolay olmayacak. 

* * *

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti kurmayları, gerekse Devlet Bahçeli ve MHP teşkilatı, Cumhur İttifakı'nın sürmesi ile af tasarısını birbirine karıştırmayacak kadar siyasi tecrübeye sahip. MHP'nin "ceza indirimi taslağı" TBMM'ye ne zaman gelir bilinmez, ama ittifak görüşmeleri ondan bağımsız olarak yürüyecektir.

Bu arada, CHP'nin af için "diğer partilerin tavrını" bekliyor olması da hayli enteresan. MHP'nin sunduğu teklifin detayları belli, kimleri kapsayacağı, kimlere fayda sağlamayacağı belli. Neyi bekleyecekler anlamak mümkün değil.

Kadına, çocuğa, hayvana şiddet, cinsel istismar ve tacizle ilgili ceza artırımını öngören yasal düzenlemeyi kenara bırakıp "torbacıya af" peşinde koşmak da hiç hoş olmadı doğrusu.