İnsan haklarına saygısı olmayan bir ülkenin hayvan haklarından bahsetmesi elbette lüks. Farkında mısınız, Türkiye'nin kriminal gündemi sürekli değişiyor. Her gün başka bir suç "moda" oluyor. Kadın cinayetleri var gücüyle devam ediyorken, uyuşturucuyla mücadelede her gün yeni bir "torbacı" çeşidi yakalanıyor, imalathaneye dönüştürülmüş lüks villalar ortaya çıkarılıyor. İnsanlardan hırsını alamayanlar hayvanlara eziyet, işkence yaparak ve hatta bağıra bağıra öldürerek, potansiyel seri katil profili çiziyor. Ya da her gün biraz daha fazlalaşan sapık ruhlulalara yenileri ekleniyor. Türkiye'nin hemen her ilinden hayvanlara yapılan eziyetle ilgili haberler ve görüntüler geliyor. Önceki gün boynundan iple ağaca asılmış kedinin fotoğrafını görmüşsünüzdür. Hangi vicdan, hangi "insan", nasıl bir "duyguyla" bir hayvana bu şekilde eziyet edip üstüne bir de zevk alır? Ne anlamak ne de tahlil etmek mümkün. Sanırım sıklaşan bu görüntülere uzmanların da söyleyebileceği fazla bir şey yok.

Sarıyer'in her yeri ceset

Hayvanlara eziyet konusunda neredeyse her gün bir haber yapıyoruz. Yapıyoruz yapmasına ama ne belediyeden, ne de konuyla ilgili birimlerden herhangi bir yorum, açıklama, cevap gelmiyor. Bu konuda en sabıkalı olan belediye ise Sarıyer... Başlarda "katil ruhlu sapık" bir meczubun, hayvan sevmeyen bir akıl hastasının işi sanılsa da katliamlar Sarıyer'in başka semtlerinde de görülmeye başlayınca insanın aklına "acaba" diye bir yığın soru geliyor. Hatırlarsanız bundan birkaç hafta önce Sarıyer'de yaşayan Filipinliler'in sokak kedilerini uyuşturucu mamalar kullanarak "avladıklarını" ardından pişirip yediklerini yazmıştık. Üstelik bu haberi belediyede çalışan temizlik işçilerinden tutun da zabıtaya kadar herkesten teyit ettirmiştik. Ancak anlaşılmaz bir şekilde belediyenin en üst birimlerinden ses soluk çıkmadı. Şimdi de Ayazağa, Derbent, Rumelihisarı, Sarıyer merkez, Yeniköy, Bağlar gibi semtlerden neredeyse her gün zehirlendiği için felç geçirerek acı içinde ölen kedi haberleri geliyor. Haberler gelmekle de kalmıyor, bizzat bu acıyı yaşamış biri olarak sürekli gündemde tutmaya çalışıyoruz.

Belediye mi zehirliyor

Ama ne gam... O zaman alternatif ikiye iniyor, birincisi gerçekten hiç üşenmeden Sarıyer'de her semte "zehirli sucuk ve kaşar peynir" bırakan bir akıl hastası hayvanların canına kastediyor. İkincisi ise daha vahim, Sarıyer Belediyesi kedileri Filipinliler'den "kurtarmak" ve o korkunç görüntülerin üstünü örtmek için kendisi zehirliyor. Zira Sarıyer Belediyesi'nin sokak hayvanlarına bakış açısını biliyoruz. Diğer belediyeler gibi şimdiye kadar ne sokaklara mama bıraktı, ne kedi evleri yaptı, ne de su koydu. Geçen kış kediler soğuktan donarak öldü, bu kış akıbetlerinin ne olacağı henüz belli değil. Birkaç hayvansever bahçesinde, balkonunda ve hatta evine alarak hayat kurtarmaya çalışacak yine. Seçimlerden önce "hayvan hakları, kadın cinayetlerine ağır cezalar" diye vaatlerde bulunanlar da durup bunları izleyecek.