Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmalarına göre, dünya genelinde gelişmekte olan ülkelerin şehirlerinde yaşayan yaşlı nüfus oranının 1998’den 2050 yılına kadar 16 katına çıkacağı ve 908 milyona ulaşacağı belirtiliyor. Bu sayı toplam nüfusun dörtte biri anlamına geldiğini uzmanlar ifade ediyor.  Nüfusun dörtte birinin üretimden, yaşamdan ve sosyal yapıdan izole kaldığı bir toplumda sürdürülebilir bir gelişmeden söz edilemeyeceğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Gerontoloji Bölümü’nden Gerontolog Öğr. Gör. Sıla Ayan, “Yaşlıların aktif yaşlanmalarını desteklemek için bireylerin fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan en uygun, en aktif, en yüksek memnuniyet sağlayacak şekilde yaşlı dostu şehirler tasarlanmalı” dedi.

Yaşlıların tercihlerine saygı duyulmalı”

Yaşlı dostu şehir planlamasında gözden kaçırılmaması gereken ilkeler olduğunu dile getiren Ayan,” Yaşlıların imkân ve yeterliliklerinin büyük bir aralıkta değişiklik gösterdiğinin unutmamak gerekiyor. Yaşlanma ile ilişkili ihtiyaç ve tercihlere esnek yaklaşımın benimsenmesi, yaşlıların kararları ve tercihlerine saygı duyulması, kırılgan olanların korunması, bireylerin yaşamlarının her alanına katılımları ve katkı sunmalarına yönelik destek sunulması çok önemli” diye konuştu.

Gürültü, yaşam kalitesini düşürüyor

Gürültü, hava kirliliği ve kalabalık gibi problemlerin yaşlıların yaşam kalitelerini düşürdüğüne vurgu yapan  İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Gerontoloji Bölümü’nden Gerontolog Öğr. Gör. Sıla Ayan, “Dünya Sağlık Örgütü kılavuzunda İstanbullu bir yaşlıdan yapılan alıntı şu şekilde: “Dışarıdaki gürültü yüzünden yatağınızdan saat altıda kalkacağınıza dörtte kalkıyorsunuz.” Temiz ve huzurlu bir çevreye ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

Gerontolog Öğr. Gör. Sıla Ayan, “Hem sağlıklı hem de kırılgan yaşlılar ile yakınları ve bakım verenleri için şehirlerde oluşturulan yeşil alanlar nefes almak ve rahatlamak adına önemli buluşma noktalarıdır” dedi ve ekledi: “Uygun sayı ve özelliklerde tuvaletlerin, çöp kutularının, hava şartlarına göre korunaklı oturma alanlarının bulunduğu parkların inşa edilmesi yaşlı dostu kamusal alanın özelliklerindendir. Kaldırımlar, takılma ve düşme riski yaratmayacak şekilde düz, kaymayan ve rahat yürünebilecek bir malzemeden, uygun eğim ve genişlikte, yaşlıların yaşam kalitelerini arttıran ve hayata katılımlarını kolaylaştırmalı. Kaldırımların üzerinde işletmelerin gereçleri, park etmiş araçlar veya ağaçlar olmamalıdır. Kaldırımlar tekerlekli sandalye veya yardımcı ekipman kullanan kişilerin hareketini zorlaştırmamalıdır, yayaların tamamı ve özellikle dezavantajlı kesimlere geçiş önceliği tanınmalıdır.”

Suç ve şiddet yaşama katılmalarına engel”

Şehirlerde gözlemlenen suç, şiddet, uyuşturucu kullanımı, evsizlik, gasp ve soygun gibi risklerin yaşlıların hayata katılımlarını ve yaşam kalitelerini kısıtladığını ifade eden Gerontolog Sıla Ayan, “Bir kişinin yaşadığı çevrede kendini güvende hissetmesinin üretkenliği, iyilik hali ve sağlık durumu bakımından taşıdığı önem düşünüldüğünde yaşlıların güvende hissettikleri yaşam alanlarında ömürlerini geçirmeleri sağlanmalıdır. Güvenliği tehdit eden unsurlar insan kaynaklı olduğu kadar doğa kaynaklı da olabilir. Güvensiz bina inşaatları, doğal afetler ve önlem eksiklikleri güvenlik risklerine sebep olabilmektedir” dedi.