FAO’nun Dünya Gıda Günü özelinde bu yılki farkındalık çalışmalarının son derece anlamlı olduğunu söyleyen Duru Bulgur Gıda Mühendisi Ece Duru, dünyada artan nüfusun beslenme ihtiyaçlarını karşılarken, bir yandan da doğal kaynakları, biyoçeşitliliği ve ekosistemin sağlığını korumanın önemine işaret etti.

FAO’nun bir yandan açlık tehdidini vurgularken bir yandan da obezite tehlikesine dikkat çektiğini söyleyen Ece Duru, dengeli ve sağlıklı beslenme adına baklagillerin stratejik bir önem taşıdığını söyledi ve ekledi:

"FAO’nun araştırmaları dünya genelinde 670 milyondan fazla yetişkin ve 120 milyon kız ve erkek çocuğunun (5- 19 yaş arası) obeziteyle mücadele ederken, 820 milyonu aşkın insanın ise açlıkla mücadele ettiğini ortaya koydu.

"Sağlıksız beslenme, dünyada, bulaşıcı olmayan hastalıklarda ölümlere sebep olan risk faktörlerinin başında geliyor ve dünya çapındaki her 5 ölümden biriyle ilişkilendirilen sağlıksız yeme alışkanlıkları, yılda 2 trilyon dolara yaklaşan maliyetiyle hükümetlerin sağlığa ayırdıkları bütçeler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.

"Tam da bu noktada baklagil tüketimini ve üretimini sürdürülebilir hale getirmek stratejik bir nitelik kazandı.

"Açıkça görülüyor ki; baklagilleri düzenli olarak tüketmek, besin içerikleri açısından dengeli ve sağlıklı beslenmeye önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

"Bakliyatların besin değeri zengin ve ekonomik olmasından dolayı gelecekte de açlık ile mücadelede önemi bir rol oynayacak."

Bakliyat tüketimi kadar üretiminin de dünya geleceğinin korunmasında stratejik bir önem taşıdığının altını çizen Ece Duru, "Baklagil bitkileri bir taraftan havanın azotunu toprağa bağlama yeteneğindeki bakterileri köklerinde bulundururken diğer taraftan pek çok kültür bitkisinin yetişemediği zor koşullarda yetişerek, insanların gıda gereksiniminin karşılanmasında önemli bir görev üstlenmektedir. Fasulye gibi baklagil grubu bitkiler, havanın serbest azotunu bazı bakteriler sayesinde bitki yararına kullanırlar. Bu durumda; havada bitkinin kullanamayacağı formda olan azot elementi bu sayede bitkinin kullanabileceği forma dönüştürülür. Bitkiye ve toprağa besin elementi katkısı sağlanmış olur. Ayrıca baklagil köklerinin toprakta atık şeklinde kalması ile toprağa organik madde katkısı sağlanmış olur" dedi.

Türkiye’nin bulgur üretiminde dünya birincisi olduğunu ve ülkemizde geçtiğimiz yıl 505 bin ton bulgur üretiminin gerçekleştirildiğini anlatan Ece Duru Türkiye’deki bulgur ve bakliyat pazarı hakkında şu bilgileri verdi:

"Türkiye’de bulgur tüketimi kişi başı 3,30 kilogramdır. Bu geleneksel bir ürün olan bulgur için makarna ve pirince göre oldukça düşük. Fakat bu oran İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde kişi başı 9 kilograma çıkarken, batı bölgelerde kişi başı 1 kilograma kadar düşüyor. Baklagiller grubunda kişi başı ortalama porsiyon miktarı 60 gr civarında. Fasulyede ise kişi başı yıllık tüketim ortalama 3.3 kilogram iken nohut 5.2 kilogram. Fasulye kişi başı yıllık porsiyon adedi 55 öğün iken nohutta 86 öğüne denk geliyor. Türkiye’de 265 bin ton fasulye tüketimi gerçekleşiyor. Nohut Türkiye’de yıllık ortalama 412 bin ton tüketiliyor. 411 bin tonu kuru bakliyat şeklinde tüketilirken 1000 ton haşlanmış ürün şeklinde tüketiliyor. Bulgurda ise Türkiye genelinde yıllık tüketim miktarı kişi başı 13 kg civarında."