Sıcakların artmasıyla birlikte terleme, çarpıntı, bunalma gibi şikayetler, kontrol edilemediği takdirde psikolojik anlamda bireyleri çöküntüye uğratıp sosyal hayatla tüm iletişimi koparan panik atak rahatsızlığına da dönüşebiliyor. 

Panik atak rahatsızlığının kişideki nevrotizenin yüksek olmasıyla bağlantılı olduğunu söyleyen Beykent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Ebadi şunları söyledi: “Panik atak aniden oluşur ve yaşanılan çevre, sosyal yaşantı bu duruma sebeptir. Önce hastalığın sebepleri araştırılarak hızlıca teşhisi konulduktan sonra tedaviye başlanılmalıdır.“ 

Günümüzde sık rastladığımız panik atak rahatsızlığı; evden dışarı çıkamama, ölüm korkusu, toplu taşıtlara binememe gibi sonuçlar doğurarak hastanın sosyal çevresiyle iletişimi kesip, içine kapanıp her an ölümü düşünerek vakit geçiren bireylere dönüşmelerine sebep oluyor. Konuyla ilgili Ebadi, var olan şikayetler değerlendirildiğinde eğer sonuç panik atağa götürüyorsa, hemen tedaviye başlanılmalıdır. Tedavinin iki şekilde yapıldığını söyleyen Ebadi, ilaç tedavisi ve psikolojik tedaviyle hastanın iyileştirilebileceğini ve ilerlemeden sosyal yaşantısına devam edebildiğini söyledi. 

Panik atağın tedavi edilmezse sorunun büyüyerek ağır psikolojik bozukluklara sebep olabileceğini söyleyen Ebadi: “İlaç tedavisi ve psikoterapi yardımıyla rahatsızlık giderilmeye çalışılmalıdır. Bu noktada hasta yakınlarına büyük sorumluluklar düşüyor. Hasta yakınları daima anlayışlı olmalıdır. Ayrıca hasta nelerden korkuyor ve uzaklaşıyorsa ikna edip ona yönelterek tedavi sürecinin hızlanması sağlanır. Hasta metroya binmekten korkuyorsa, ikna edin ve metroya bindirin. Evden çıkmaktan korkuyorsa ikna edip dışarı çıkarmaya, gezdirmeye çalışın böylelikle tedavi süreci daha da hızlanmış olur” diye konuştu.