Dünya Danışmanlık Merkezi Kurucusu Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Kaykaç, “Dünya son günlerde eş zamanlı olarak yaygın bir şekilde çok fazla sayıda insanı tehdit altına alan Korona virüsü ile mücadele ediyor. Korona virüsü fiziksel bir tehdit oluşturuyor ancak yeni tip bir virüs olması ve virüsle birlikte bir tedirginlik ve korku halinin hızla yayılması, virüsün psikolojik etkisini fiziksel etkisinin katbekat üstüne taşıyor. İnsanlar evlerinden dışarıya çıkmıyor, sosyal ilişkilerini sıfırlıyor, öğrenciler okula gitmiyor ve evlerinde dinleniyorlar. Bu sırada sosyal medya ve yayınlardan aldıkları korku içerikli haberler onları korkuya, kaygıya ve tedirginliğe itiyor. Hal böyle olunca çoğu insan korona virüs sebebiyle kendini kaygılı ve endişeli hissedebilir. Bu durum çok doğaldır. Ancak Yaşadığımız bu kaygılı durumu dengede tutmaya, olması gereken kadar endişeye sahip olduktan sonra zihnimizi başka şeylerle meşgul etmeye, yazılan felaket senaryolarına objektif açıdan bakarak zihnimizi sakinliğe yönlendirmek faydalı olabilir” dedi.

Bireylerin bu kaygı durumunu dengede tutamazsa aldığı önlemler sayesinde virüsten korunabildiğini ancak virüsün oluşturduğu aşırı panik halinde psikolojik etkilerinden kendini koruyamadığını ifade eden Kaykaç, “Bu kaygı baş edilemeyecek durumda geldiğinde ve kişinin günlük hayatını aşırı etkilediğinde bireylerde Anksiyete Bozukluğu baş gösterebilir. Halk arasında kaygı bozukluğu olarak bilinen anksiyete, pek çok kişinin zaten stresli yaşamında zaman zaman başa çıkmaya çalıştığı bir problem. Anksiyete ,şiddetli bir korku ve panik duygusu hissidir. Kişinin yaşayacağı Anksiyete(Kaygı) Bozukluğu, kişinin sürdürdüğü yaşam şekli, sosyal çevresi, karakteri, aile yapısı ve ekonomik koşullar gibi unsurlardan etkilenebilir ve çeşitli türlerde ortaya çıkabilir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif- Kompulsif Bozukluk, Panik Atak, Travma sonrası stres bozukluğu(TSSB),Sosyal Fobi sık rastlanan anksiyete bozukluklarıdır. Korona virüsü salgının sebep olduğu sosyal medyadaki bilgi kirliliği, salgının global hale gelmesi, henüz bulunmuş kesin bir tedavi yönteminin olmaması, acil duruma karşı verilen ani duygusal tepkiler, karantina kavramının insanlarda oluşturduğu baskı, hijyen kurallarına uymak ve alınan tedbirlerin sıklığı sonucunda oluşan bu aşırı kaygı hali de Koronafobi’ye sebep olmaktadır. Bireyler bu psikolojik sorunlarla başa çıkmaya çalışırken terapi sayesinde profesyonel yardım alarak yaşanan bu süreçleri daha kolay atlatabilir. Evden çıkmamızın tehdit oluşturduğu bu günlerde profesyonel yardım almak için bir alternatif var. ''Online Terapi’’. Terapistlerin internet üzerinden danışmanlık ve destek verdikleri sisteme Online Terapi denir. Terapistinizle bulunduğunuz yerden ayrılmadan, bizzat yüz yüze gelmeden, konumunuz neresi olursa olsun görüşme ve terapi yapma imkanı sağlayan Online Terapi bu günlerde sıkça başvurulan bir yöntem olacaktır. Terapistinizle anlaştığınız vakitte ‘’Skype’’ veya ‘’WhatsApp’’ uygulamaları üzerinden bağlantı kurup Online randevunuza katılmış olacaksınız ve Koronafobi başta olmak üzere çeşitli psikolojik problemlerinizde destek alarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz ve aşırı düşünme ve kaygı durumunuzla daha rahat baş edebilirsiniz. Bedenimiz kadar ruhsal sağlığımızın da korunmaya ihtiyacı olan bu günlerde kendinize ihtiyacınız olan özeni göstermelisiniz. Odağınızda sadece virüs ve hastalık olmamalı farklı gündemlere de yer vermelisiniz. Umarız ki kendisi küçük olan bu virüsün bizlerdeki etkileri de küçük olur” açıklamalarında bulundu.