Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cihangir Akgün, çocuklarda böbrek yetmezliğine sebep olan hastalıklardan hemolitik üremik sendrom hakkında açıklamalarda bulundu. Özellikle Covid-19 pandemi döneminde evde kalan çocukların bu tarz yiyecekleri daha çok tükettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akgün, çocuklarda ani gelişen böbrek yetmezliği ve ağır derecede kansızlık ile kanamaya yol açan hemolitik üremik sendromda hamburger tüketiminin etkisine de değindi.

Batı’da hamburger hastalığı olarak bilinen hemolitik üremik sendromun özellikle az pişmiş etlerle bulaşabildiğini belirten Prof. Dr. Akgün, "Bilindiği üzere Batı toplumu etleri az pişmiş ve kanlı olarak tüketmeyi sever, aynı şekilde hamburger gibi fast food tarzı besinlerin hazırlanmasında çok fazla zaman harcanılmaz. Etler çoğu zaman yeterince pişirilmez. Bu pişirme tarzı kontamine olmuş bakterilerin canlılığını sürdürmesine yol açıyor" dedi.

Az pişmiş etlerin tüketilmesi ile bağırsaklara yerleşen bakterilerin salgıladıkları toksinler ile hastalığın geliştiği bilgisini veren Prof. Dr. Akgün, sözlerine şöyle devam etti: "Bu hastalık, başta 5 yaş altı çocuklar olmak üzere tüm yaş grubu çocuklarda ve hatta erişkinlerde görülebilir ve hayatı tehdit eden tablolara yol açabilir".

"Karın ağrısı ve kusmayı hafife almayın"

Hastalığın belirtisi ve seyri hakkında konuşan Prof. Dr. Akgün, “Salınan bu toksinler ile hastalık; önce karın ağrısı, ishal, kusma, halsizlik ve ateş gibi belirtiler ile başlar. Bu dönemde besin zehirlenmesi, yaz-kış ishali, apandisit gibi hastalıkları taklit ederek tanının gecikmesine sebep olabilir. Daha sonra başta böbrekler olmak üzere birçok organda lokal damar içi pıhtılar oluşur ve sonuçta ilgili organlarda kan dolaşımı bozularak bu organların yetmezliği kaçınılmaz olmaktadır. Bütün bu olumsuz gelişmelerle ani gelişen böbrek yetmezliği, ağır derecede kansızlık, vücudun birçok bölgesinde kanamalar, havale geçirme ve hatta ölüm görülebilir. Özellikle beyin tutulumu olan vakalarda ölüm oranı çok yüksektir. Ne yazık ki bu hastalığın hala etkili bir tedavisi yok. Bir takım destek tedavileri ile hastalar yaşamda tutulmaya çalışılsa da önemli derecede kalıcı böbrek hasarı ve ölüme yol açabilmektedir" ifadelerini kullandı.

"İnsandan insana bulaşıyor"

Prof. Dr. Akgün, hastalığın bulaşıcı özelliğine de değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu hastalıkla ilgili diğer önemli husus da, hastalığın insandan insana bulaşabilmesi ya da iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerin de bulaştırıcılıkta rol oynamasıdır. Dolayısıyla bu hastalıktan korunmada da el temizliği, etlerin iyi pişirilmesi, sebze ve meyvelerin bol su ile iyice yıkanması ve mutfak çalışanlarının kişisel hijyenine azami dikkat etmesi oldukça önemlidir".