Anne karnında, doğum anında veya yenidoğan döneminde karşılaştıkları sorunlar nedeniyle gelişimlerinin olumsuz yönde etkilenme riski fazla olan çocuklar, ‘riskli bebekler’ olarak kabul ediliyor. Özellikle yaşamın erken dönemlerinde henüz nörolojik sistem oluşurken gelişen hasarların ilerleyen dönemlerde daha ciddi nörolojik sorunlara yol açabilme ihtimalinin daha yüksek olduğuna dikkat çeken İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Çocuk Nöroloji Uzmanı Dr. Ece Gültekin, hasarlanmanın nedeninin kalıtsal, biyolojik ve çevresel faktörlere bağlı olabileceğini söyledi.

RİSKLER BEBEK OLUŞMADAN BELİRLENİYOR

Bebeklerde nörolojik hastalıklara yol açan nedenlerden bazılarının kısmen veya tamamen önlenebileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Gültekin, “Tıp alanında her geçen gün artan bilimsel ve teknolojik alt yapı ve ileri uzmanlıkların sayesinde riskli bebeklerin önlenmesinde, takibinde ve müdahalesinde çok önemli gelişmeler sağlandı. Artık riskli bebekleri tanımlama çalışmaları henüz oluşum öncesi başlamaktadır. ‘Preimplantasyon tanı’ olarak tanımlanan bu yöntemlerle olası nörolojik sorunlar henüz bebeğin oluşumu öncesi belirlenmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla genetik tetkikler de her geçen gün artan şekilde, yeni yöntemler eklenerek kullanılmaktadır” diye konuştu.

Gebelik döneminde oluşabilecek risklerin hem bebek hem de taşıyıcı olarak annenin risk faktörleri ile değerlendirildiğini ifade eden Uzm. Dr. Gültekin, bu amaçla ultrasonografinin artık rutin olarak kullanıldığını, genetik, metabolik ve gereken durumlarda ileri görüntüleme tetkiklerinin yapılabildiğini, hatta anne karnında bebeğe müdahaleler gerçekleştirilebildiğini vurguladı.

DOĞUM AĞIRLIĞI DÜŞDÜKÇE BEYİN HASARI İHTİMALİ ARTAR

Gebelik takiplerinin hem anne hem de bebek açısından oldukça önemli olduğuna dikkat çeken Çocuk Nöroloji Uzmanı Dr. Ece Gültekin, dikkat edilmesi gereken durumları şöyle açıkladı:

“Bebeğin anne karnından çıkışı ile birlikte karşılaşabileceği riskler de artmaktadır. Doğum süreci ile ilişkili sorunlar, çoğul gebelik ve erken doğum bu risklerin en sık görülenleridir. Yenidoğan döneminde solunum sıkıntıları, suni solunum desteği ihtiyacı gibi faktörler de bebeğin gelişmekte olan nörolojik sistemine hasar riski yüksek olan durumlardır. Yine bu dönemde beyin kanaması, nöbet geçirme, kan şekeri düşüklüğü, beslenme yetersizlikleri, sarılık veya geçirilen çeşitli enfeksiyonlar ile nörolojik hasarlanma riski de belirgin şekilde artmaktadır. Gelişen sorunların şiddeti ile nörolojik hasarlanma her zaman uyumlu olmayabilir. Ancak doğum haftası ve doğum ağırlığı düştükçe nörolojik sorunların ortaya çıkma ihtimali de o derece artmaktadır. Bu bebeklerde ilerleyen zamanlarda serebral palsi (beyin felci), nöbet geçirme, görme, işitme veya kas iskelet sistemi ile ilgili sorunlar görülebilmektedir. Bazen de bilişsel problemler, öğrenme güçlükleri, davranış bozuklukları ya da dikkat eksikliği ile karşımıza çıkabilmektedir.”

MULTİDİSİPLİNER YAKLAŞIM ŞART

Nörolojik etkilenmenin saptanabilmesi için öncelikle normal gelişim basamaklarının, çocuğun sosyal gelişim, dil, ince ve kaba motor becerilerinin ayrıntılı değerlendirilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Ece Gültekin, “Gelişim tarama testleri bu çocukların hem tanınmasında hem de takibinde kullanılmaktadır. Riskli bebek izlemi, multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Çocuk nöroloji ile diğer branş hekimlerinin, ayrıca çocuk gelişim uzmanı, konuşma ve dil terapisti, diyetisyen ve fizyoterapistler eşliğinde çocuğun gelişiminin yakından değerlendirilmesi, takibi ve gereken zamanda gereken müdahalelerin yapılması önem taşır. Riskli bebek takibinde amaç, erken teşhis ile bu bebeklerin karşılaşabileceği problemleri en aza indirebilmek ve onları ulaşabilecekleri en yüksek fonksiyonel düzeye ulaştırabilmektir” dedi.