Prof. Dr. Cengiz Pata, ameliyatsız reflü tedavisi ile ilgili bilgi verdi. Pata, ‘’Eğer hasta genç ve mide kapakçığındaki açıklık 3 cm altında ise yemek borusunun alt ucuna özel bir elektrik akımı (radyofrekans) verilmesi ile cerrahi bir girişime gerek kalmadan reflüyü 30 dakikada tedavi etmek mümkün. Bu yöntemle hasta aynı gün taburcu olarak, ilaç kullanmadan hayatına devam edebiliyor. Stretta yöntemi ile zahmetsiz ve uzun süreli tedavi sonuçları elde edilebiliyor. Stretta yönteminde kullanılan radyofrekans akımı, ayrıca yıllardır kalp ritim bozuklukları, karaciğer kistleri gibi çeşitli hastalıkların tedavisinde de kullanılıyor’’ dedi.

REFLÜ BELLİ DÖNEMLERDE HER İNSANDA GÖRÜLÜYOR

Mide ve yemek borusu birleşiminde kas yapısının özelleşmesi ile kapakçık benzeri  fonksiyonel bir yapı oluşmuştur. Bu kapakçık sayesinde mide asidi , safra, midedeki diğer sıvılar ve yediğimiz gıdalar normal şartlarda  yemek borusuna geriye kaçmaz. Mide içeriğinin yemek borusuna doğru geriye kaçmasına reflü, reflü’ye bağlı olarak ortaya çıkan hastalığa ise Gastroozofagial Reflü Hastalığı (GÖRH) denir. Aslında reflü, fizyolojik bir olay olup her insanda günün belli dönemlerinde olmaktadır. Önemli olan geri kaçan mide asidinin yemek borusunda, gırtlakta, akciğerlerde, ağız  ve dişlerde ortaya çıkardığı doku değişiklikleri ve buna bağlı gelişen hastanın şikayetleri Reflüdür.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Mide de yanma ve bu yanmanın göğüste yukarı doğru hissedilmesi, ağza acı su gelmesi, ağıza  yemeklerin doluyor gibi hissedilmesi, yutma güçlüğü, kuru öksürük, ses kısıklığı, kulak ağrısı gibi çeşitli şikayetler sıklıkla reflüyü düşündürür. Ses kısıklığı, gögüs ağrısı gibi şikayetlerle, kulak burun boğaz ve kardiyoloji bölümlerinde de olabilir.

GÖĞÜSE YAYILAN YANMALARI CİDDİYE ALIN

Hastalığın tanısı için göğüse yayılan yanma son  derece önemlidir. Tanı amaçlı yapılması gereken ilk tetkik,  gastroskopidir. Nadir olarak tanıda güçlük çekilen hastalarda 24 saat boyunca yemek borusundaki asit düzeyi ölçülür.