İstanbul Kent Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi Uzmanı Psikolog Birgül Sena Mayda, 15 Temmuz darbe girişiminin bireylerin psikolojini nasıl etkilediğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Mayda, “Travmanın az rastlanılan bir durum veya olay olması, bireyin günlük yaşantısında baş etme yöntemlerinin yetersiz kalmasına neden olabilecek kadar yoğun yaşanmasından dolayı olağandışı bir eylemdir. Bireyin psikolojik ve fiziksel bütünlüğüne karşı tehdite neden olan her türlü olumsuz algılanan yaşam olayları travma olarak nitelendirilmektedir” dedi ve ekledi; “Travmatik deneyimlerin fiziksel ve psikolojik etkileri sadece olayın gerçekleştiği zaman diliminde değil, günler, aylar hatta yıllar sürebilmektedir. Burada önemli olan nokta travmadan ruhsal olarak etkilenilmesi için illa travmatik yaşantıya birebir maruz kalınması gerekmemektedir, travmaya maruz kalan bir yakınının olması veya hiçbir yakının olmasa dahi yazılı basın, sosyal medya, görsel basınlarda travma anına tanıklık edilmesi psikolojik olarak bizleri etkilemektedir. Bu sebepten ötürü herhangi bir olay toplumumuzdaki her kesimi ve her yaştan kişiyi etkileyebilmektedir. 15 Temmuz’da böyle bir olaydır. Dolaylı veya doğrudan her birimiz bu sürece tanıklık ettik”

Milli birlik duygusu travma sonrası kaygıyla baş etmede önemli”

Darbe girişimi gecesinde bireylerin duygu durumlarında birçok değişim olduğunu belirten Psikolog Birgül Sena Mayda, “Köprülerin kapatılması, Ankara/Gölbaşında özel hareket birliklerinin F-16’larla bombalanması, Meclisin bombalanması, F-16ların alçaktan uçması, hatta o ortamda bulunan birebir tanıklık eden kişilerin yanlarında bulunanların kanlar içerisinde yere yığılışlarını görmek, her gün camilerden okunan selaları işitmemiz şüphesiz ki kolay bir şekilde aklımızdan çıkabilecek bir olay değildi. Darbe gecesi duygu durumumuzda birçok değişiklik meydana geldi. Öncelikle bizzat yaşanan ve tanık olunan bu bilgilerle darbe gecesi belirsizliğin hakim olduğu bir gündü dolayısıyla kaygının artması kaçınılmaz oldu. Evlerinde olan kişiler görsel medyalarla her türlü olayı görmek, işitmek, bizzat tanıklık etmek kaygının yanında korkuyu da beraberinde getirdi. Bu gibi olaylarda korku, panik, öfke, endişe gibi duyguların bir arada görülmesi normaldir ki öyle de oldu.” diye konuştu.

Birlik olma duygusu travmanın onarım sürecinde pozitif yönde etkiler bırakmıştır”

Psikolog Birgül Sena Mayda şöyle devam etti;

“Her birimizin duygularımızı, hislerimizi ifade ediş tarzımız farklılık gösterdiği gibi travma sonrası etkiler de kimimizde olaydan kısa bir süre sonra ortaya çıkarken kimimizde uzun dönemde bu etkiler kendini göstermektedir. Gözlemlerime dayanarak özellikle olayı takip eden günlerde F-16 seslerini hala kulaklarında olduğunu söyleyenler, uyku sorunları yaşayanlar, dikkat eksikliği ve odaklanmalarda güçlük yaşayanların bir hayli fazla olduğu bir dönem geçirdik. Tüm bu belirtiler herkeste görülebilir ve belirtilerin gözlemlenme sıklığı kişiden kişiye değişmektedir.

Bazı kişiler de ise belirtiler kendini göstermeye devam etmekle beraber iyileşme daha yavaş gelişme göstermektedir. Bu da travma sonrası stres bozukluğuna dönüşebilmekte. 15 Temmuz gecesinin özellikle de psikolojik etkileri ile başa çıkabilmek adına bir bütün olarak hareket edilmesi, birlik ve beraberliğin olması, dayanışmanın artması bu süreci hızlandırmıştır. Gerginlik ve ayrıştırmaların yaşandığı sürecin üstesinden gelinerek kişiler arası mesafeler ve toplumun güvenlik zemininin sarsılmasına yönelik girişimler birlik olma duygusu ile travmanın onarım sürecinde pozitif yönde etkiler bırakmıştır.”