"Hiciv, ustura ağzında yürümektir." diyenler vardır. Kimi de tel üzerinde yürümeye benzetir.  Hiciv yazmanın, bu yolda yürümenin bedeli ağırdır. 

Rıza Beşer'in hedef tahtasında, kimsenin karşı koyamadığı, kendini beğenmiş,  masumlara yük olan küstahlar, asalaklar vardır. Kılıktan kılığa giren bir takım iki yüzlülerin maskelerini düşürmeye, sırtlarındaki kisveleri çıkarmaya çalışır.

Zaman zaman bedelini de ödemiştir. Rahmetli Rıza Beşer, yalnız devlet büyüklerini hicvetmez. Kendi meslektaşlarını da hicvetmekten geri kalmaz.  Rıza Beşer'in hicivlerinde yılların toplumsal anatomisini bulabilirsiniz.  Örnekler bölümünde "Günün Gazeli" başlığı altında yer alan Hiciv, 1937 yılını göstermektedir. O yıllar belki Arapkir'de tek radyo Halkevi'nde bulunmaktadır.  O yıllarda radyolar batarya pillerle çalışmaktadır. Bu şiir bizi o yıllara götürmekte ve on altı yaşlarındaki bir delikanlının bakışından seyrettirmektedir:

"....
Gençler bilgi edinmek, müzik dinlemek için,
Halkevi radyosunun etrafında pervane.

Ama nerede o bolluk, kapatırlar radyoyu,
Maksatları kumardır, "Pil bitecek" bahane. .... " 

Rıza Beşer'in hiciv oklarıyla donanmış bir dili var ki, bunu  kimi zaman mizah ambalajı içinde korur. Böylece, hiciv oklarının açtığı yarayı korur görülürken aslında  tuz eker. Bunun örneğini  "Yesin oni ninesi" nakaratları ile süren "Müzikli Taşama" şiirde görebiliriz. 

Rıza Beşer'in çeşitli hicivlerinden bir demet sunuyorum: 

AKŞAM YEMEĞİ

Altı kişi bir sofrada, .
Üç öğün,
Beraber yer, beraber düşünürüz.

Karnımız doymasa da şikayetçi değiliz, 
Hamdolsun!
Bunu görmeyenler de var, biliriz.

Yalnız, akşamları ıspanağa: 
«Kırağı yaksa da kurtulsak» diye, 
Beddua eder, Bursalı Hafız, 
Unutur babasının sebze sattığını. (1943)

BİR ADAY ADAYI

Biz seni satacaktık Hilton'a deve diye,
Sen yeni soyadınla hamamcıya denk oldun. 
Tuttun, milletvekili, vali olayım derken, 
Ellibeşinden sonra resmen pezevenk oldun. (1955)

DEMOKRASİNİN 58 BİLANÇOSU

Sekiz yıldır, şu dönek, sözde demokrasiye, 
Nice kurban verildi, nice kurban kesildi. 
Bu kurbanlı rejimin çıkılmaz çemberinde, 
İnanmadan her dönen bir Mevlevi kesildi. (l958)

DEMOKRASİ VE HULA HOOP

Demokratların zafer arabasına binen, 
Önce zafer sarhoşu, sonra lüpçü kesildi. 
Bu tek atlı taşıtın tekerlek çemberini 
Boynuna geçirenler Hula Hupçu kesildi.

DEVENİN BAŞI

Ayırdılar seni benden,
Bu, Tanrının işi dedin. 
Elbet, yalan çıkmaz senden, 
Kendin söyler kişi, dedin.