Gazetecilikte, özellikle televizyonlarda ahlâkı kurallar yerle bir ediliyor. Herkes için utanç vesilesi olan evlilik programları yasaklandı diye seviniyorduk ki, sevincimiz kursağımızda kaldı...

Programların adı değiştirildi ama rezillik hız kesmeden devam ediyor...

Evli bir kadın, başka bir erkekle yaşadığı gayri meşru ilişkiyi ekranda ballandırarak anlatıyor.

Küçücük bir kız bu rezilliğe oyuncak ediliyor... Ortada mahkeme yok, karar yok, DNA testi yaptırılıyor. Henüz 14 yaşında olduğu söylenen kızın yaşadığı ve yaşayacağı dramı düşünebiliyor musunuz?

Bu ve buna benzer nice rezillik ve ahlâksızlık...

Hangi tarafından tutarsanız kepazelik... 14 yaşındaki kızı günlerce ekranda tutup, DNA testi yaptırmak hangi vicdana sığar...

Bütün bunlar niçin yapılıyor, reyting uğruna...

Batsın sizin reytinginiz...

Ahlâkın, vicdanın, insanlığın olmadığı programlar, en çok seyredilen olsa ne olacak...

Güya evlilik programları yasaklandı. Ama evliliği yıkan programlar ekranda yarışıyor.

Öncelikle vatandaşa... Bu ahlâksızlığa göz yumulmamalı, sadece bu programları değil, onu yayınlayan televizyonları bile seyretmemeli...

Sonra televizyon sahipleri ve yöneticilerine... Hangi akıl ve vicdanla bu programların yayınlanmasına göz yumuyorsunuz...

Ve RTÜK... 30-40 yıl önce çekilen filmlerde, ekranda sigara görüldü diye yüzbinlerce lira cezayı anında veriyorsunuz. Bu rezilliği görmeniz için başka ne gerekiyor? Sigara içilmezse, bütün ahlâksızlığı görmezden mi geleceğiz...

Ey yetkililer... Ekranlar zehir saçıyor... Bu ahlâk soykırımına dur demek için daha ne bekliyorsunuz?

Doktor, avukat, mühendis olmak için eğitim ve diploma gerekiyor...

Ancak televizyonda program yapmak için hiçbir ölçü, bilgi, belge ve diploma aranmıyor...

Televizyonlara temizlik elemanı alınırken bile onlarca belge isteyenler, program yapacak olana hiçbir şey sormuyor. Tek ölçü reyting...

Bu reyting kafasıyla gidersek, yarın çocuklarımıza bile laf geçiremeyiz. O zaman ah vah etmek çare olmayacak...

***
Elektrikler kesik

Bir bilgisayar firmasının müşteri hizmetleri hattında kayda alınmış bir telefon konuşması. Bu konuşma sonrası müşteri hizmetlerindeki eleman işinden kovuluyor. İşte telefon konuşması:

- Yardım hattı, buyurun, nasıl yardımcı olabilirim?
- Bir sorunum var.
- Nasıl bir sorun?
- Yazı yazıyordum, birden bütün kelimeler gitti?
- Gitti mi?
- Yok oldu!
- Ekranda şu anda ne görüyorsunuz?
- Hiçbir şey.
- Hiçbir şey mi?
- Yazdığım hiçbir şey ekrana çıkmıyor.
- Hâlâ Word programında mısınız, yoksa programdan çıktınız mı?
- Bunu nereden bileyim?
- Ekranda bir "C" harfi görüyor musunuz?
- Bir "hece" mi?
- Boş verin. Ekranda yanıp sönen bir çizgi var mı?
- Söyledim ya hiçbir şey yazmıyor.
- Monitör üstünde yanan bir lamba var mı?
- Monitör ne?
- Ekranı olan yer, televizyon gibi... Çalıştığını gösteren küçük bir lamba var mı?
- Bilmiyorum.
- Monitörün arkasına bakın, oraya bir elektrik kablosu giriyor olması lazım. Görebiliyor musunuz?
- Evet.
- Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektriğe bağlı mı bana söyleyin.
- Bağlı.
- Harika. Monitörün arkasına bakınca bağlı olan tek kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi?
- Görmedim.
- Tekrar bakar mısınız, ikinci bir kablonun da bağlı olması lazım.
- Evet buldum.
- Tamam, şimdi onu takip edin bilgisayara bağlı mı diye bakın.
- Kabloya ulaşamıyorum.
- Ulaşmayın, bağlı mı diye bakabilir misiniz?
- Olmuyor.
- Bir şeyden destek alıp eğilip bilgisayarın arkasına baksanız...
- Eğilmek dert değil, karanlık olduğu için bakamıyorum.
- Karanlık?
- Ofisin ışıkları kapalı, pencereden gelen ışık yetmiyor.
- Ofisin ışıklarını yakın.
- Yanmaz.
- Neden?
- Elektrikler kesik.
- Elektrikler mi kesik. Tanrım... (kısa bir sessizlik) Bilgisayarın kutusu, kitapları her şeyi duruyor mu?
- Evet dolapta.
- Şimdi bilgisayarı sökün, aynen aldığınızdaki gibi paketleyin ve aldığınız dükkâna iade edin.
- Durum bu kadar kötü mü?
- Korkarım öyle!
- Peki tamam. Onlara ne diyeceğim?
- Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalım, diyeceksiniz...

 ***

TEBESSÜM

Kaynar su
Annesi kümesin önünde duran Fadime'ye sorar: 
- Kızım ne yapıyorsun?
- Tavuklara kaynar su veriyorum. 
- Neden?
- Haşlanmış yumurta yumurtlasınlar diye. 

****

GÜNÜN SÖZÜ
Türkiye'de basın Türk değildir.
Attilâ İlhan