Manevi duyguların canlandığı, hoşgörü, sevgi ve kardeşlik duygularının güçlendiği on bir ayın sultanı Ramazan günlerini yaşıyoruz. Tezgâhlarda hurmalar, sofralarda güllaçlar, fırınlarda pideler, camilerde mahyalar göz kırpıyor. 
Kuşkusuz ayların, günlerin kendine özgü özelliği, anlamı, güzelliği var. İslâm inancına göre, en kutlusu ramazan ayı. Ramazan, ayların efendisi olarak tanımlanmış. Ramazan, manevi kirlerin, günahların yakılıp yok olduğu bir ay.
Ramazan, zekâtıyla, fitrelerle, iftar sofralarıyla inanç dünyamızda; gelenek ve göreneklerimizde, manilerimizde, edebiyatımızda, musikimizde, mizahımızda kök salan bir ay...
Bektaşi'ye sormuşlar: "Ramazanla nasılsın?" Yanıtlamış: "Pek iyiyiz erenler. Ne mübareği incitiyorum, ne de o fakire dokunuyor..."
19 Mart 2001'de aramızdan ayrılan Tarık Binat ramazanı şöyle karşılamıştı: 

Onbir ayın bir sultanı,
Nurla bezenmiş her yanı,
Kula Tanrı armağanı,
Zaman kepçe, mekan kazan
Merhaba şehr-i ramazan!

Yılda ancak bir gelirsin,
Ufkumuzda yükselirsin,
Bize mutluluk verirsin;
Dört mevsimde bahar hazan,
Merhaba şehr-i ramazan!

Akan sular durulacak,
Mahyaların kurulacak,
Hayrın şerrin sorulacak,
Savum, salat, tekbir ezan
Merhaba şehr-i ramazan!    

İnsanları aydınlatmak, hak ile batılı ayırt etmelerini sağlamak için Kur'an Ramazan ayında gönderilmeye başladı. Bu ay içinde "oruç" tutmak Müslümanlara emredilmiş ve şöyle buyrulmuştu: "Sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz!"
Her birimize dört bir yandan mesajlar geliyor. Ramazanın yüceliğine, oruç tutmanın güzelliğine ilişkin neler yazılmıyor ki? Bu mesajlardan bir ikisini sizlerle paylaşmak istiyorum: 
"Ramazan ayı sana bir muştu, kalbine teselli, ruhunu karanlık ruhların baskısından kurtarmaya vesile olsun."
 "Gün batar usul usul...Kararır  gece... 'Her şey bitti' dediğin bir anda,  yeniden doğar her şey....  Mübarek Ramazan ayının,  gönlünde huzur kokulu bir gül kök salmasını dilerim."
 "Mübarek Ramazan ayı kalbine önce bulut olsun yağmak için... Sonra yağmur olsun ilahi sevgiyi yeşertmek için..."
Ramazan gaflet uykusundan uyanma zamanı olsa gerek. 
Kul Himmet Ustadım'ın bir deyişini anımsadım: 

"Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Söyleyen dillerin söylemez olur
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda

Sen söylersin söz içinde sözün var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Şu dünyada üç beş arşın bezin var
Tüm bedesten senin olsa ne fayda

Kul himmet üstadım gelse otursa
Hakkın kelamını dile getirsen
Dünya benim deyi zapta geçirse
Karun kadar malın olsa ne fayda"

        
Ramazan, ibadet, iyilik ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinin verildiği, buna karşılık sevapların da kat kat kazanıldığı bir ay.
Temmuz sıcağında özlem duyduğumuz yağmura rahmet derler. Ramazan, yağmur yüklü bulutlar gibi bereketiyle donatır. Geçmişin tüm hatalarını örter, Umut dolu yeni bir başlangıca aracı olur. Ramazan dostları anma, arama güzellikler dileme ayıdır. En büyük yüce yaratandır. 
İletişim araçlarının gelişmediği yıllarda Ramazan'ın gelişi davullarla manilerle müjdelenirdi. Ramazan manilerinin okunması ayın görülmesi ile başlardı:

"Gûş et sedayı bu gece, / Et merhabayı bu gece, / Benim devletli efendim; / Gördüler ayı bu gece."
"Bu gece ayı gördüler?/ Yüzlerin yere sürdüler. / Donandı kandiller ile / Camiler ziynet buldular..."

Daha sonra ramazanın her günü için özel olarak maniler dizilirdi: "Haktan bize geldi ihsan, / Müşkil işler âsan, / Bu gecemiz ibtidadır, / Ey mâh-ı sultan merhaba..."

Ramazan manileri içinde birçok türkümüz de vücut bulmuş. Örneğin, bir İzmir Tire türküsü "Besmele ile çıktım yola / Selam verdim sağa sola / İki gözüm Hasan Efendi / Ramazan-ı Şerif mübarek ola" manisiyle başlıyor. Bir Antalya türküsü de "Ben beyimi uyandırdım" diye sahur ve bahşiş manilerinden oluşmuş.