Daha önce ağır aksak giden bir demokrasiye sahip olduğumuzu ve bu konuda zaman zaman yaşanan darbelere rağmen yine de yol alındığını düşünen Kuzu, Başkanlık modeli sayesinde yeni dönemde demokrasinin daha da sağlam adımlarla ilerleyeceğini belirtip yeni oluşturulan kabine sistemi hakkındaki görüşlerini dile getirdi;

"Öncelikle kabine sistemi hepimize hayırlı uğurlu olsun. Malum başkanlık modelinin Türkiye'de kurucu babası benim onu da tevazu göstermeden söyleyebilirim. Bu sistem zaman içinde oturacak bir sistem. Bakanlıkların sayısını azalttık, kabineye siyasetten gelen de var , teknik kadro da var, üniversiteden de  var yani başkanlık modelinin yapısına uygun karma bir kabine şekli ve başarılı olacaklarını düşünüyorum."

“DÜNYADA İLK DEFA BİR MİLLET SOKAĞA DÖKÜLÜP DARBENİN ÖNÜNE GEÇTİ"

15 Temmuz darbesinin Türkiye'deki diğer darbelere benzemeyen bir akılla yapılmış olduğunu belirten Burhan Kuzu; "Eğer başarılı olunsaydı Türkiye, belki de bizim dost bildiğimiz birtakım ülkelerin elinde olabilirdi. Böyle bir darbeden Türkiye aziz milleti sayesinde kurtuldu. Dünyada ilk defa bir millet sokağa dökülüp darbenin önüne geçti, tankların üzerine çıktı. Darbenin takip bakımından birkaç yönü var; bir kısmı darbeyi bizzat yapan subay kesim ve emniyetten olanlar. Onlar şu an yargılanıyor, önemli bir bölümüne de ağırlaştırılmış müebbet cezası öngörüldü.  'Hesap sorulacak sizden, FETÖ gelip bizi kurtaracak ' gibi rüya tabirleri var ama bunlar gerçeği yansıtmıyor. Darbenin bir de idari olan boyutu var; 106 bin tane dosya inceleniyor, 30-35 bini karara bağlandı. Yüz binlerin hesaba çekildiği çok zor bir dava mümkün olduğu kadar hızlı yapılmaya çalışılıyor. Bunlara rağmen muhalefet  partisinin danışıklı yapılmış gibi söylemleriyle davaya yaklaşımları biraz farklı ve bu hareket bizi çok üzüyor" dedi.

TRUMP’LA BAŞLAYAN SALDIRGANLIK DEMOKRASİ İÇİN BÜYÜK TEHLİKE

Panelin moderatörlüğünü üstlenen Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye'de 15 Temmuz'un yan etkilerinin hala devam ettiğini ama bunu bertaraf edeceklerini belirtti ve Türk demokrasisiyle ilgili değerlendirmeler yaptı;

"Türkiye demokratik hayata birçok Avrupa ülkesinden  çok daha hızlı geçmiş hatta kadın haklarını önceden vermiş bir ülke. Dünyanın bir çok yerinde savaşarak elde edilen bir çok hakkı, kadınlar Atatürk sayesinde daha rahat bir şekilde elde etti. Türkiye demokrasisi diğer ülkelere göre genç gibi gözükse de kurumsallaşma anlamında çok eski ve köklü bir demokrasidir. Biz demokrasiyi Cumhuriyet kalbiyle yaşıyoruz o yüzden seneler itibariyle daha da gelişeceğine inanıyorum.  Ancak Donald  Trump'la başlayan ve dünyayı yavaş yavaş savaşa doğru hazırlayan bir konjonktür var ve bu demokrasi için büyük tehlike. Eğer Türkiye yada başka ülkelerde demokrasiyle ilgili bir sıkıntı olacaksa bu Trump'ın başlattığı saldırganlıkla alakalı olacak diye düşünüyorum. Bu durumun  önümüzdeki, 2-3 yıl içerisinde kaybolacağına hatta Amerika halkının başkasına gerek kalmadan Trump'a gerekli dersi vereceğine inanıyorum."

Darbe girişimi sonrası Türkiye'nin, toparlanma sürecini demokratik bir şekilde idare etmeyi başardığını belirten Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Eray Güçlüer, seçim sürecini  değerlendirdi;

"Topluma yeni bir yönetim şekli getirmek çok zordur ve her ülke başaramaz.  Gayet sağlıklı bir şekilde neredeyse yüzde 90 katılımla seçim süreci yaşadık. Halk, çevredeki belirsizliklere karşı adaptasyon kabiliyeti yüksek yeni yönetim modelini tercih etti ve bu hayata geçirildi. Türk demokrasisi açısından olumlu gelişmeler yaşandığını düşünüyorum. Türkiye,15 Temmuz sonrası süreçten çok daha güçlü bir şekilde çıktı."