AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı Cevdet Yılmaz, Antalya'da düzenlenen Uluslararası Demokratlar Birliği (Union of International Democrats: UID) toplantısının açılış konuşmasını yaptı. Yılmaz, Türkiye'nin yurt dışında 7 milyon civarında diasporası bulunduğunu ve çoğunluğunun Avrupa'da yoğunlaştığını vurguladı. Yurt dışında yaşayan Türk nüfusunu büyük güç olarak gördüğüne değinen Yılmaz, Türk lobisi için farklı ülkelerde yaşayan Türklerin siyasal, ekonomik, sanat, spor alanına daha fazla katılımı ve başarılı olmaları çağrısı yaptı.

Türkiye'nin son 6 yıldır FETÖ, PKK, DEAŞ gibi terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele ettiğini anlatan Yılmaz, "Bunun en iyi göstergesi turizm rakamı. 2016'da turist sayısı gerileme kaydetti. 30 milyona kadar geriledi. Bu sene 50 milyonu aşacak. Bizim 2023 hedefimizdi bu. Türkiye'nin geçmişte 2023 hedefini bu yıl yakalamış ve geçmiş olacağız. Bu Türkiye'nin iyileşen güvenlik şartlarını ve güvenlik imajının etkilediği durum. Bugün Türkiye dünyanın en güvenli ülkelerinden biri" diye konuştu.

Türkiye'nin son dönemde belirlediği strateji ile terör odaklarının saldırısını beklemeden, kaynağında sorunları çözme, tehlikeleri bertaraf etme yaklaşımında aktif politika izlediğini anlatan Yılmaz, Suriye'nin istikrarsızlığı nedeniyle 3.6 milyondan fazla mülteci geldiğini söyledi. Yılmaz, Irak ve Afganistan'dan gelenlerle Türkiye'nin 5 milyon civarında mülteciye ev sahipliği yaptığını belirtti. Suriye'de kalıcı siyasi çözüm için Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Operasyonu yapıldığını dile getiren Yılmaz, sınır güvenliğini sağlamayı, Türkiye'ye dönük terör tehditlerini ortadan kaldırmayı ve Suriye vatandaşlarının ülkelerine gönüllü dönüşünü teşvik etmeyi istediklerini söyledi.

Türkiye'nin insani anlamda güvenli bölgeler oluşturmaya çalışırken Suriye ile sınırı olmayan ve Suriye'de bulunan birtakım güçlerin petrol bölgelerine doğru gittiklerinin görüldüğünü belirten Yılmaz, şunları söyledi:

"Suriye'de petrol bölgesi diyebileceğimiz alanlar yukarıda Kamışlı bölgesi, aşağıda da Deyrizor denilen bölge. Her ikisi de petrol bölgesi. Birinde rejim ile Rus güçleri var. Aşağıda da Amerika ve terör unsurları söz konusu. Bu bile çok ciddi sembolik anlam ifade ediyor. Başkaları petrol bölgelerine yönelirken Türkiye insani hedeflere yöneliyor. Bu petrol hiçbir yabancı gücün petrolü değil. Bu petrol terör örgütlerine ait petrol de değil. Yabancı güçlerin ve terör örgütlerinin faaliyetlerini finanse etmemeli bu petrol. Siyasi çözüm oluşturma yolunda olan Suriye'nin, bütün Suriyeli vatandaşların kaynakları bunlar. Suriye'nin yeniden imarında bu kaynaklar kullanılmalı. Maalesef Ortadoğu'nun genelinde bu anlayışı görüyoruz. Ortadoğu'da uzun yıllardır bulunan güçlerin büyük oranda bu kaynakları sömürmeye ve bu insanlarımız Ortadoğu'da yaşayan insanların geleceğine kullanılmaması, kendi amaçlarında kullanılmasına gayret sarf ettiklerini görüyoruz. Zaman zaman bu konuda açık beyanatların yapıldığını görüyoruz. İnşallah siyasi çözümün ortaya konduğu ortamda bir tarafta uluslarası destekle diğer taraftan Suriye'nin kendi kaynaklarının devreye girmesiyle Suriye'nin yeniden inşa dönemi ve yeniden ihya dönemi gerçekleşecektir. Uzun vadede bunu göreceğiz."