CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Temmuz'un Erzurum Kongresi'nin 99'uncu yıl dönümü olduğunu anımsattı. Türkiye'nin binlerce yıllık devlet geleneği olduğuna, kimseye boyun eğmediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Saray boyun eğdi, sonra kaçmak zorunda kaldı. Düşman gemisiyle kaçmak zorunda kaldı ama bu ülkede yaşayanlar onurlarıyla yaşadı ve kendi geleceklerini onurlarıyla çizdiler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınırları, anlaşmalarla kurulmamıştır; kanla, gözyaşıyla kurulmuştur. Avukat bürolarında hazırlanmamıştır, insan hayatıyla bedel ödenmiştir, yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla bedel ödenmiştir. Ama üzülerek ifade edeyim ki ödediğimiz bedeller yeterince genç kuşaklara anlatılmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ü genç kuşakların bir bölümü Kenan Evren'in gözüyle görmüş ve öyle tanımıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o Atatürk değildir. İki temel değeri üzerinde durur Atatürk. 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir, ben hiç kimseye boyun eğmeyeceğim' der. 'Kendi ülkemde, bayrağımın altında aç da kalsam, özgürce yaşayacağım' der. Bundan daha güçlü bir mesaj olabilir mi? Bağımsızlığın ne kadar değerli olduğunu bilen Mustafa Kemal, bağımsızlığın nasıl kurulması gerektiğini de biliyor. Ve şöyle diyor; 'Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa ülkenin bağımsızlığı tehlikeye girer.' Bugün geldiğimiz nokta budur. Ekonomik bağımsızlık yani Türkiye'nin üretimden koparılması Türkiye'yi farklı bir sürece sokmuştur ve Türkiye bugün tefecilerin dayattığı kurallarla yönetilir hale gelmiştir" diye konuştu.

'YİNE DE YARGIDAN ÜMİDİMİZİ KESMİŞ DEĞİLİZ'

Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Temmuz'un Gazeteciler ve Basın Bayramı olduğunu belirterek, hâlâ tutuklu gazetecilerin olduğunu söyledi. CHP'li Milletvekili Enis Berberoğlu'nun da tutuklu olduğunu hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Olay, Enis Berberoğlu olayı olmaktan çıkmıştır. Olay, Berberoğlu Ailesi'nin olayı da değildir. Olay, CHP milletvekilinin tutuklu olması olayı da değildir. Olay, bir Türkiye olayıdır, bir demokrasi olayıdır artık. Gönlümüzde yatan; mahkemeler bağımsız olsun, herkes hukukun üstünlüğüne ve vicdanına göre karar versin ama talimatla karar veren mahkemeler var. Bakıyor, 'Nasıl karar verirsem sarayın gözüne girerim, Yargıtay'ın yolu açılır, terfi edebilirim' diye; bunu düşünen kişiler asla ve asla hakim değildir, yargıç da değildir. Onlara unvan verilecekse onlara yakışan en güzel unvan, yargıya ihanet edenlerdir. Türkiye'nin şu an en temel sorunu yargıdır. Neden biliyor musunuz? Yargı tutsaktır, rehin altındadır. Rehin altında bir yargı olur mu? Rehin altında, ipotek altında, baskı altında. Adli tatilin başlayacağı günden bir gün önce kararlarını verdiler ve sonra hep beraber tatile çıktılar. O tatil size haram olsun.Yine de yargıdan ümidimizi kesmiş değiliz. Yürekli ve namuslu, hukukun üstünlüğüne inanan, vicdanına göre karar veren çok sayıda hakim ve savcı var. O yürekli insanları, yargının onurunu ve şerefini koruyan o insanları saygıyla selamlamak da bizim görevimiz."

'MÜCADELENİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ'

Sözleşmeli öğretmenlerin mülakatla alınmasını eleştiren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sözleşmeli öğretmene bunu niye yaparlar? Girmiş sınava, yüksek puan almış, sözlüye giriyor ama siz sözlüde düşük puan veriyorsunuz ve bunu kazandırmıyorsunuz. Danıştay'ın, 'Adayın mülakat puanı, KPPS puanının 3 puan aşağı ya da yukarısında verilebilir' şeklinde kararı var. Ancak bu puan karardan çok daha büyük şekilde düşürülüyor. Bütün bu olumsuzlukları kabul ederek, bu öğretmen adayı arkadaşlarımız, öğretmen olmak istiyorlar. Siz haksız ve hukuksuz bir şekilde bu gencecik çocuklarımız, öğretmenlerimizi, öğretmen seçtirmiyor, öğrenci ile öğretmeni buluşturmuyorsunuz. Benim size sözüm, bu haksızlığı bu parlamentoda bütün boyutlarıyla dile getireceğiz. Size sözüm, hakkınızı alıncaya kadar mücadelenizi sonuna kadar sürdüreceğiz."

Sağlık çalışanlarının karşılaştığı şiddet olaylarının ortadan kaldırılması için Türk Tabipler Birliği'nin hazırladığı iki maddelik kanun teklifini de okuyan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu kanun teklifini verelim. İktidar partisi de sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanlara karşı, 'Biz de bunu doğru görmüyoruz' diyorsa, gelsinler destek versinler" ifadelerini kullandı.

'YENİ SÜREÇTE PARTİDE CİDDİ DEĞİŞİKLİKLER OLACAK'

Kılıçdaroğlu, partisindeki olağanüstü kurultay ve bu kurultay için delegelerden imza toplanması ile ilgili tartışmaları değerlendirirken, "Değişmeyen bir şey varsa o da değişimdir. Göreceksiniz, yeni süreçte de partide ciddi değişiklikler olacaktır. Hiç kimse bundan endişe duymasın" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısı çıkışında gazetecilerin, bazı delegelerin 'Değişim ve Umut Kurultayı' adı altında olağanüstü kurultay talebiyle imza toplamasına ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu "Değişmeyen bir şey varsa o da değişimdir. Göreceksiniz, yeni süreçte de partide ciddi değişiklikler olacaktır. Biz partiyi Türkiye'nin bütün coğrafyasında konuşulur hale getirdik. Partiyi dar alanlarda tartışmanın ötesinde çok daha geniş alanlarda tartışılmasını sağladık. Bu ülkede demokrasinin gelmesi için her türlü mücadeleyi verdik, vermeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla değişim olacaktır, hiç kimse bundan endişe duymasın" diye konuştu.