Yerel seçimler için adaylar açıklandıkça kamuoyu araştırmalarına da hız verildi. Son yapılan kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan tablo şu:

“Kararsız oylar fazla. Seçim propagandaları başlayıp, adaylar projelerini açıkladıklarında kararsızların dağılımı seçimin düğümünü çözecektir.”

AK Parti’nin İzmir’den umudunu kestiği, Ankara’nın bıçak sırtında olduğu, İstanbul’da birkaç puan önde bulunduğu görülüyor. Ancak, dengelerin değişebileceğine de dikkat çekiliyor. Adayların projeleri ve seçmeni etkileyebilecek gücünün denge değişiminde etkili olabilir. Belediye başkan adaylarının tamamını bu ay sonuna kadar açıklayacak olan AKP, bir yandan da kamuoyu anketleriyle partinin ülke geneli ve illerdeki oy oranına yönelik çalışma yapıyor. İstanbul’da partinin oy oranının 10 puan önde olmasına karşın bazı ilçelerin kaybedilebileceği, Ankara’da ise AKP ve CHP adayları arasında “başa baş” bir durum olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Reuters’a konuşan ve adını vermeyen bir AKP’li yetkili ise Ankara’nın kaybedilme ihtimalinin bulunduğunu söyledi.

24 Haziran seçimlerinde bir önceki seçime göre oy oranında yüzde 8 oranında kayıp yaşayarak yüzde 42’lere inen AKP’nin yaptırdığı anketler, yerel seçimde bu oranın da altına düşüleceğine işaret ediyor.

Son MYK toplantısına sunulan anket sonuçlarına göre, partinin oy oranı ülke genelinde kararsızlar dağılmadan yüzde 34 oranında görünüyor. Kararsızlar dağıtıldıktan sonra bu oranın yüzde 38-39’a çıktığı kaydedilirken, asıl seçim propagandasına başlanacağı 1 Şubat tarihinden itibaren kararsızlardaki dağılımın parti lehine ulaşacağı, “seçim yatırımı” projelerin açıklanmasıyla oranın daha da artacağı hesabı yapılıyor. Anketlerde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sık sık “Cumhur İttifakı” için hedef koyduğu yüzde 52’lik oy oranına ulaşılabileceği kaydediliyor.

AKP yöneticileri, genel olarak partinin yerel seçimlerde milletvekili seçimlerinden daha az oy aldığına dikkat çekerken, partinin bugüne kadar yerel seçimlerde en az oy aldığı 30 Mart 2009 seçimi oldu. AKP, 2004 yerel seçimlerinde yüzde 40, 2009’da yüzde 38, 2014’te ise yüzde 45 dolayında oy aldı.

Anketlere göre İstanbul’da AKP’nin 10 puan farkla seçimi kazanacağı, ancak ilçelerde sıkıntı yaşanabileceği kaydedilirken, “İstanbul’da seçimi rahat alırız ama daha fazla sayıda kaybedeceğimiz ilçe olabilir, bazı ilçelerde sıkıntı var” değerlendirmesi yapılıyor.

Ankara’da ise İstanbul kadar rahat olmadıklarını belirten parti yöneticileri, başkentte AKP ve CHP adayları arasında başa baş bir tablo olduğunu söylüyor. Reuters’in haberine göre ajansa konuşan üst düzey bir AKP’li yetkili ise Ankara’nın kaybedilme ihtimalinin olduğunu söyledi.

Bir önemli konu da şu:

Daha önceden yazıp vurguladığımız gibi seçimlerde ekonomik durum önemli rol oynayacak. Pahalılık ve getirdiği enflasyon ve artan işsizlik seçimin kaderini değiştirebilir. AK Parti cephesinden bile “Ekonomideki gelişmeler vatandaşta bir öfke yaratıyor. Bunun bir bedeli olacak, bunun işaretlerini Türkiye genelinde görüyoruz. Beklentileri karşılamayan adaylar da başka bir unsur” yorumları yapılıyor. MHP’den bir yetkili de AKP açısından seçmen üzerinde en olumsuz etkinin ekonomi olduğunu, bunun etkilerini sahada daha şimdiden gördüklerini belirtiyor, yine de ittifakın başarı şansının yüksek olduğunu söylüyor.

MHP ile kurulan ittifakın, seçimde adaylara ciddi katkı sağlayacağını ve bunun adayların durumu ile ekonomideki gelişmelerin muhtemel olumsuz etkilerini bertaraf edebileceğini kaydeden belirten AKP’ye yakın bir kaynak, “Bazı büyükşehirlerde işler kolay olmayacak. Mesela Ankara bunlardan biri ama İstanbul’a yönelik tereddüt yok” diyor.

Yetkililer, geçen yıl özellikle ağustosta kurda yaşanan ve genele yayılan sorunların da seçmen üzerinde etkili olacağını ve bunun etkilerinin daha şimdiden hissedilmeye başlandığını ifade ediyor.

AKP’li üst düzey bir yetkili “Vatandaş ekonomideki gelişmeleri hissetmeye başladı. Olumsuz etki olmayacak demek gerçekçi değil” derken, ekonomi bürokrasisine yakın bir kaynak, geçen yıl ağustostaki şokla birlikte bazı dengelerin bozulduğunu, kur, büyüme ve enflasyonda beklenmeyen bir tablo ile karşı karşıya kalındığını belirterek sıkıntının varlığını ortaya koyuyor.