Hamburg dönüşü uçakta gazetecilerle sohbet eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan G-20 zirvesinde Putin ve Trump’la Katar görüşmelerini anlatırken, “Söylenen şey aynı: Diyalog yoluyla çözüm. 15 Temmuz’dan sonra benim özel bir trafiğim olabilir. Bölgeyi tekrar dolaşmak istiyorum. Diyaloğun artmasına katkı sağlayabiliriz. Özellikle Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan’a gitmeyi planlıyoruz” dedi. Erdoğan, Sakarya'da çocuğu ile birlikte vahşice katledilen 9 aylık hamile Suriyeli kadın ile ilgili de konuştu, "Tahammül edilebilir bir şey değil. Bu nasıl bir vicdansızlıktır. Bu nasıl bir kalpsizliktir. İnsanlıktan nasibi yok bunu yapanların." dedi.

Erdoğan Hamburg dönüşü uçakta gazetecilerle sohbetinde özetle şunları söyledi:

(G-20’deki 12 ikili görüşmede en verimli, en sonuç alıcı olanı hangisi)

Ayrım yapmam, en sonuç alıcı şeklinde bir nitelemede bulunmam, doğru olmaz. Ben bütün görüşmelerin önemli olduğunu, verimli geçtiğini değerlendiriyorum. Dediğiniz türden bir niteleme yapmak, alınganlığa sebep olabileceği gibi görüşmelerden netice almayı da zorlaştırabilir. Yaptığım tüm görüşmelerden gerçekten istifade ettim, çok faydalı görüşmeler yaptım. Nitekim onlar da, memnuniyetlerini, görüşmemizin ne denli faydalı olduğunu bizzat ifade ettiler. ABD, Rusya, İngiltere dahil tüm ülkelerle, üst düzeyde görüşmeleri sürdürme konusunda mutabık kaldık. İnşallah bu süreçleri elbette bakan arkadaşlarımız da devam ettirecekler.

Biliyorsunuz, önümüzdeki yıl Arjantin G-20’ye ev sahipliği yapacak. Antalya’daki başarımızı bildikleri için de bize ‘Organizasyon konusunda yardımcı olur musunuz?’ diyorlar. Biz de kendilerine her türlü yardımı, desteği vermeye hazır olduğumuzu; arkadaşlarımız gerekli desteği pekala verebileceklerini söyledik.

(Suriye konusunda son günlerde Türkiye bazı tehditler aldı Afrin’den. Hatta operasyon ihtimaline dair haberler bile çıktı. Acaba bu konu Putin ve Trump ile konuşuldu mu?)

Her iki liderle de, Afrin, çatışmasızlık bölgeleri dahil Suriye konusunu en geniş kapsamda görüştük. Astana’yı görüştük, aynı şekilde Cenevre sürecini değerlendirdik. İlgili arkadaşlarımız, gerek ABD, gerek Rusya ile görüşmelerini devam ettirecekler. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson Dünya Petrol Kongresi nedeniyle İstanbul’a geliyor. Onunla da bu konuları detaylıca görüşeceğiz. Bu konular, Putin’le olan görüşmemizde de gündeme geldi. Konuyla ilgili arkadaşlarımız Rusya’daki muhataplarıyla görüşmelerini sürdürecekler.

(Katar konusunda Putin ve Trump ile görüşmelerin sonucu)

Söylenen şey aynı: Diyalog yoluyla çözüm. 15 Temmuz’dan sonra benim özel bir trafiğim olabilir. Bölgeyi tekrar dolaşmak istiyorum. Bölgeye yapacağımız ziyaretle, diyaloğun artmasına belki katkı sağlayabiliriz. Özellikle Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan’a gitmeyi planlıyoruz.

Türkiye’nin arabuluculuk yapabileceğini mi söylüyorsunuz?

Arabuluculuk görevini Kuveyt üstlenmiş vaziyette. Kuveyt’in arabuluculuğunu biz de destekliyoruz. Benim kastettiğim, taraflar arasında diyaloğun artması için bir katkı sunmak...

12 İKİLİ GÖRÜŞME YAPTIK

“G-20 zirvesi kapsamında tabii ikili görüşmelerimiz de oldu. Almanya Şansölyesi ile zaten geldiğimiz günün akşamında görüşmemizi yaptık. Ertesi gün BM Genel Sekreteri Guterres ile görüştük. Japonya Başbakanı, İtalya Başbakanı, Meksika Devlet Başkanı, Norveç Başbakanı, Gine Cumhurbaşkanı, Rusya Devlet Başkanı, Arjantin Devlet Başkanı, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, ABD Başkanı, en son olarak da İngiltere Başbakanı ile görüştük.

Toplamda 12 ikili görüşmemiz oldu. Ayaküstü görüşmeleri ise saymıyorum. Yaptığımız görüşmeler gayet verimliydi, genel itibarıyla tüm görüşmelerden memnun ayrıldık. Ayrılmadan önce basın toplantısı yapmak suretiyle, orada dünya basınına da soru cevaplar eşliğinde mesajlarımızı derli toplu verme imkânımız oldu. “

FETÖ İADELERİNDE DAVALARIN SONUÇLANMASI ÖNEMLİ

(FETÖ, PKK, YPG konusunda Batılı liderlerin tutumu değişti mi)

Hangisiyle görüşüyorsak bize, ‘Bununla ilgili her türlü takibi yapacağız’ diyorlar. Tabii ki zaman zaman işin yargı boyutunu da önümüze çıkarıyorlar; ‘Bunların yargıda da takibini yapacağız ama belgeler gerekiyor’ diyorlar. Bu konuda Türkiye’deki davaların neticelenmesi, yargının hüküm vermesi büyük önem arz ediyor. Akabinde diğer ülkelere mahkeme kararıyla gidildiğinde işimizin daha da kolaylaşacağını düşünüyorum. Bununla birlikte işin yargı boyutunu beklemeye gerek görmeyen; ‘Türkiye’ye karşı duranlar bizim de karşımızdadır’ diyen ülkeler de var. Ama biz elbette bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz.

VİRÜSÜ İYİCE TEMİZLEMELİYİZ

15 Temmuz’un üzerinden neredeyse bir yıl geçti, TSK başta olmak üzere kurumlar FETÖ mensuplarından ne oranda temizlenebildi? Bu durum daha ne kadar sürecek?)

Zaman verilemez buna. Virüsü iyice temizlemek durumundayız. İşte bu ByLock’larla ortaya çıkıyor, Eagle’larla ortaya çıkıyor, yeni haberleşme programlarıyla ortaya çıkıyor. Virüsü yakaladığımız yerde gerekeni yapacağız. TSK, emniyet, yargı, bakanlıklar, aklınıza neresi gelirse gelsin, kurumlarımızı bu virüsten temizlemezsek yola nasıl devam edeceğiz, devletimizi nasıl ayakta tutacağız? Onun için bu konuda asla taviz yok. Yola kararlılıkla devam...

15 TEMMUZ KAHRAMANLARI

(15 Temmuz gazi ve şehit hikâyelerinden en çok etkilendikleri) Ayrım yapmak imkânsız. Zira bu hikayelerin hepsi birbirinden değerli. Hele hele bazıları anlatılmaya gelecek gibi değil. Zırhlı araçlarla bariyerler arasına sıkışarak şehit olan hanım kardeşimiz Türkmenoğlu’ndan Ömer’in (Halisdemir) hikayesine, yıllar yılı yanımda bulunan Erol Olçok’tan oğlu Abdullah Tayyip’in şehadetlerine varana kadar her bir hadise başlı başına bir değer. Rabbim bizleri de o makamlara ulaştırsın inşallah. İnsan bu hikâyeler arasında bir ayrım yapamıyor.

SAKARYA’DAKİ VAHŞET: SAPIKLIK BU

(Sakarya’da hamile bir kadın ile 10 aylık bebeğinin öldürülmesi)

Suriyeli hanım kardeşimizle ilgili bu olay, tahammül edilebilir bir şey değil. Bu nasıl bir vicdansızlıktır. Bu nasıl bir kalpsizliktir. İnsanlıktan nasibi yok bunu yapanların.

(Olayda sosyal medyada Suriyeliler aleyhindeki kampanyaların etkisi oldu mu?)

Onun Sakarya’daki hadiseyle bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum. Sapıklık bu. Dediğim gibi bunu yapanların insanlıktan nasibi yok.

HP'YE ELEŞTİRİ:  BUNLAR MI ADALET ARIYOR

Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun adalet yürüyüşüyle ilgili yeni bir değerlendirmeniz olur mu?

Daha önce de söyledim. Bunların adaletle alakalı olduklarını düşünmüyorum. Benim belediye başkanı iken hapse atılmam Ecevit’in başbakanlığı döneminde gerçekleşti. O zaman DSP Genel Başkanı olsa da neticede CHP’nin her şeyiyle sahiplendiği biridir Ecevit. Merve Kavakçı’yı hatırlatmıştım size. Başörtüsünden dolayı, ‘Bu kadını atın buradan dışarı’ diye haykıran kimdi o vakit? Ecevit. Adalet falan dinlemediler. Kavakçı’yı başörtüsü nedeniyle Meclis’ten dışarı atıp elinden vatandaşlığını bile aldılar. Bu ülkede tüm bunları yapanlar onlar işte. Şimdi bunlar mı adalet arıyor? Kendi partisinde genel başkanlığa aday olmak isteyeni dahi hazmedemeyip hemen disiplin kuruluna sevk ediyor. Bu mu adalet? CHP grup toplantısında kendisine karşı çıkan eleştirel sesler kesiliyor, tekme tokat dışarı atılıyor. Bunları yapan tutmuş adaletten bahsediyor. Yolculuk esnasında millete çektirdiği çileyi konuşmuyorum bile...

BÜYÜKADA'DAKİ GÖZALTILAR: YARGI KARARINI BEKLEMELİ

(Basın toplantısında dile getirdiği, Büyükada’da gözaltına alınanların 15 Temmuz’la ilgili olduğu sözleri, basında çıkan Türkiye haritası ile yakalandıkları iddiası)

Şu anda polis tutanaklarındaki bilgiler var sadece. Kastettiğim o tutanaklardaki iddialardır. Henüz erişemediğimiz, bilgimizin olmadığı konular da vardır tabii ki. 9 kişiyle alakalı polis tutanaklarından yargı ne sonuca ulaşır, ne karar alır bilemiyorum. Tabii o gruptan daha önce alınmış Taner Kılıç diye biri daha var ki onun durumu daha farklı: Onda ByLock çıktığı için FETÖ ile iltisaktan söz ediliyor. Büyükada’daki gözaltılarla ilgili temennim o ki süratle bu iş biter. Yargının vereceği kararı beklemek lazım.

Tabii bazı hadiselerde Batı’daki durum, hemen derlenip toparlanmaları da manidar. Bakın bu Deniz (Yücel) denilen şahsı, Hamburg’daki basın toplantımızda da yine sordular. Şansölyle aynı şekilde, Norveç soruyor, takip ediyorlar. Belli merkezden hareket edercesine takip ediyorlar..

İÇERİ GİRDİM HAPİS YATTIM

Ayrıca, az önce değindiğimi grubun, benim belediye başkanlığı yaptığım döneme atıfla, ‘Biz o dönemde, Erdoğan’ın kişisel düşüncelerinden mahkûm edilmemesi yönünde açıklamalar yapmıştık’ demelerine bakmayın. Adamlar o dönem onlara gittiğimizde bizi doğru düzgün kabul bile etmediler. Kaldı ki açıklama yaptınız da ne oldu? İçeri girdim, hapis yattım...

Kaynak: Hürriyet