Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Erzurum'da düzenlenen İl Danışma Toplantısı'nda konuştu, gündeminde 2019 seçimleri vardı. Erdoğan, "Milletimize meselenin AK Parti, Tayyip Erdoğan meselesi olmadığını, meselenin hepsinin üzerinde bir Türkiye, Türk milleti meselesi, hepimizin ortak geleceği meselesi olduğunu çok iyi şekilde anlatmalıyız. Ülkemizde AK Parti kazanırsa Türkiye kazanır bunu böyle biliniz. AK Parti kaybederse tüm Türkiye kaybeder" dedi.

'BİZİ BÖLEMEYECEKLER, PARÇALAYAMAYACAKLAR'

Konuşmasına başlarken salonun ön kısmında bulunan boş koltukları göstererek ayakta kalan kadınların oraya oturtulmasını istedi. Erdoğan'ın bu hareketinin ardından salondan tezahüratlar yükseldi. Konuşmasına Erzurum'da açılışını yapacağı tesislere değinen ve kentteki eğitim kurumlarından söz eden Erdoğan, kentteki yatırımları anlattı. Kentin Türkiye tarihindeki önemine vurgu yapan ve Erzurum Kongresine değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dikkat ederseniz bu kavramların hepsi de şu anda Türkiye olarak bizim verdiğimiz kavgada mündemiçtir. Bizim tek devlet, tek vatan, tek millet, tek bayrak diye şekillendirdiğmiz mücadelemizin ruhu, Erzurum'da çizilen çerçeveyle aynıdır.  Biz Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Gürcüsüyle, Çerkeziyle tek yumruğuz. Bizi bölemeyecek, parçalayamayacaklar. Öyleyse biz bu mücadeleye dört elle sarılacağız. O paçavrayı bayrağımızın yerine ikame etmek isteyenlerin şimdi inlerine girildi, binlerce on binlerce nerede varsa hepsi güvenlik güçlerimiz tarafından yer ile yeksan ediliyor.

'TEK TERÖRİST KALMAYINCAYA KADAR..'

Hamd olsun bugüne kadar girdiğimiz her mücadelede Erzurum'u yanımızda gördük, desteğini hep hissettik. Erzurum bizi yalnız koymadı. Şimdi yeni ve diğerlerinden çok daha önemli bir mücadeleye hazırlanıyoruz. İşte 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. İlginç olan şey şu, biz 780 bin kilometrekareyle tek vatan, vatanımızı parçalayamayacak, bölemeyecekler. Buna gayret edenler bedelini ağır ödeyecekler. Şu anda ödüyorlar, ödemeye de devam edecekler. Tek terörist kalmayıncaya kadar bu mücadelemizi devam ettireceğiz. buradan geri adım atmak yok. Zira benim milletimin huzurunu kaçırmaya kimsenin haddi yok. Bunun için 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, etmesin beni vatanımdan cüda' diyerek bu yola devam edeceğiz. 

'DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ'

Gençler şehitler ölüyor ama bilesiniz ama bir şehidimiz varsa 10 teröristi de etkisiz hale getiriyoruz; bire on. Dünyada terörle mücadelenin ölçüsü bire beştir, hamdolsun biz bunu bire beş olarak gerçekleştiriyoruz. Daha fazla olacak. Bu topraklarda bunlara hayat hakkı tanımayacağız. Onun için de bu mücadeledeki kararlılığımız güçlenerek devam ediyor. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka her hangi bir devletimiz kesinlikle yoktur. Onun için de devletimize sahip çıkacağız. 

'AK PARTİ KAYBEDERSE TÜM TÜRKİYE KAYBEDER'

2019'da art ardına yapılacak seçimler ülkemizin bir sonraki asrını belirleyecek önemdedir. Tıpkı Erzurum Kongresinin o zamanki düşmanı topraklarımızdan attığımız büyük zaferle ve ardından ilan ettiğimiz Cumhuriyetle sonuçlanması gibi. 2019 yılındaki başarımızda ülkemizi 2023 hedeflerine taşımakla kalmayacak, 2053 ve 2071 vizyonumuzun da önünü açacaktır. Şimdiden soruyorum 2019 Mart ve Kasım seçimlerine hazır mıyız? Bakın bunu belirleyecek olan yer, bu salonun içindeki komuta kademesi, sizlersiniz. Siz bu işi yöneteceksiniz, biz inşallah Mart ve Kasımda unutmayın Erzurum'da bir 7 Kasım yaşamak istemiyoruz, yaşamayacağız. Şimdiden hazırlığımızı sağlam yapacağız. Eşeği sağlam kazığa bağlayalım ondan sonra Allaha emanet edelim. Türkü, Kürdü, dadaşı bu defa inşallah Erzurum sandıklarda çok farklı şekilde patlayacak. Milletimize meselenin AK Parti, Tayyip Erdoğan meselesi olmadığını, meselenin hepsinin üzerinde bir Türkiye, Türk milleti meselesi, hepimizin ortak geleceği meselesi olduğunu çok iyi şekilde anlatmalıyız. Eğer önümüzdeki kritik dönemi ülkemizi bir üst lige taşıyarak geride bırakırsak hepimiz kazanacağız. Tam tersi bir durum ortaya çıkarsa da maalesef hepimiz kaybedeceğiz. Ülkemizde AK Parti kazanırsa Türkiye kazanır bunu böyle biliniz. AK Parti kaybederse tüm Türkiye kaybeder. 

'ERDOĞAN KAYBETSİN DE GEREKİRSE TÜRKİYE BATSIN DİYEN HASTALIKLI BİR ZİHNİYET VAR'

Maalesef ülkemizde 'AK Parti ve Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse Türkiye batsın' diyen hastalıklı bir zihniyetin için de olanlar da var. Bunların belki selleri azdır ama etrafa yaydıkları cüruf, kötü koku çoktur. Biz milletimizle hep birlikte doğruları, hakikatleri, gerçekleri en iyi şekilde anlatacağız ki bu hastalıklı zihniyetin zararlarını ortadan kaldırabilelim. Şimdiden kolları sıvayıp çalışmaya başlayacağız. Sokak sokak, kapı kapı, ev ev dolaşmalı; dokunmadık yürek, sıkmadık el bırakmamalıyız. Ben bu konuda sizlere güveniyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun. Tabi Erzurum'dan destek isterken, öncülük talep ederken şehrinizin ihtiyaç ve beklentilerini de ihmal etmiyoruz. Onun için biliyorum ki bakanlarımıza, belediyemize düşen görev var. Aman buralarda eksik aksak hiçbir şey bırakmayacağız. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, adalette, emniyette, toplu konutta, tarımda, sporda adet yepyeni bir Erzurum inşa ettik, ediyoruz. Şimdi şehrimizi inşallah hızlı tren ağına bağlayarak, inşası süren şehir hastanesiyle bölgesel bir sağlık merkezi haline getirerek, tarımda olduğu kadar sanayi ve ticarette de önünü açacak projeleri gerçekleştirerek 2023 Erzurumu'nu inşa ediyoruz. 

'İNSANIMIZDA İŞ BEĞENMEME HASTALIĞI VAR'

Erzurum'da işsizimiz çok, sanayimiz cılız ise kendimizi sorgulamalıyız. İstanbul'da 3. Havalimanı yapılıyor, enteresandır. Bilir misiniz bu havalimanına işçi bulunamıyor. İşsizim diyor, buyur hadi gel. Bulunamadığı için Uzak Doğu'dan işçi getiriliyor. Buradan sesleniyorum, Uzak Doğu'dan işçi getiriliyor 3. Havalimanına, niye? İnsanımızda bir de iş beğenmeme hastalığı var. İş var ama gitmiyorlar. Kayseri'nin, Gaziantep'in, Konya'nın diğer pek çok ilin başardığını Erzurum niye başaramasın? Seçilme yaşını 18'e indirdik. Şimdi kongrelerimizi yapıyoruz, bu kongrelerde 18-25 yaş arasındaki gençlerimizi yönetimlere alacaksınız diye talimatlarımızı verdik. Genç kızlarımız, genç erkekler, 18'den 30'a kadar hepinize ana kademedede kongrede inşallah yerler verilecek. Tarihse tarih, stratejik konum, insan gücüyse insan gücü, alt yapıysa alt yapı inşallah tek bir eksik kalmayacak. Tek eksik Erzurum'u ülkemizin ilk 10 şehri arasına sokma azmi gayretidir.

Dünyada ve bölgemizde yaşanan gelişmeler Türkiye olarak bizi her zamankinden çok daha dikkatli davranmaya, uyanık olmaya, çok daha güçlü bir duruş sergilemeye mecbur bırakıyor. Türkiye'yi böylesine kritik bir dönemde yönetme sorumluluğunu üstlenmiş kadrolar olarak önceliğimizin ülkemiz, milletimiz, devletimiz olduğunu asla unutmamalıyız. AK Parti kendini ülkesinin, milletinin istiklaline, istikbaline bağlamış, serdengeçtilerin partisidir; bunu böyle bilelim. Sadece kendi istikbalinin hesabını yapanların, sadece çıkar kaygısıyla hareket edenlerin, sadece kendi kariyeri için mücadele edenlerin bu partide yeri yoktur.

FETÖ ve PKK ile yaptığımız mücadelede karşılaştığımız durumlar bize Türkiye'nin tehlikelere ne kadar açık bir şekilde yoluna devam ettiğini göstermiştir. Devletimizin tüm kurumlarıyla birlikte partimizin içine kadar sızan FETÖ ihanet çetesinin, kimi şehirlerimizi çukurlarla bölmeye teşebbüs eden PKK'nın ülkemize verdiği zararı inanın dışarıdan gelen hiçbir ordu, düşman veremezdi. Suriye'nin kuzeyinde oynanan oyunun, ülkemizi Ortadoğu coğrafyasından tamamen tecrit etmenin yanında daha büyük darbeler için kuşatma projesi olduğunu çok iyi biliyoruz. Kuzey Irak'taki referandum oyununun da aynı projenin parçası olduğu çok açıktır. Biz ne Suriye'de ne de Irak'ta ülkemize doğrudan düşmanlık yapmayan, saldırmayan hiçbir gruba ve kesime tavır almadık. Tam tersine elimizden gelen her türlü yardımı yaptık.

'KUZEY IRAK BÖLGESEL YÖNETİMİNE EN BÜYÜK DESTEĞİ BİZ VERDİK'

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine bu ülkeye yapılan müdahaleden beri Türkiye olarak en büyük desteği biz verdik. Yeri geldi canlarını kurtarabilmek için yüz binlercesine sınırlarımızı açtık, yeri geldi tüm kaynaklarının kesildiği anlarda elimizdeki imkanları paylaştık, yeri geldi maruz kaldıkları haksızlıklara karşı dost olarak gördüğümüz ülkeleri karşımıza alma pahasına yanlarında durduk. Bunların karşılığında onlardan hiçbir şey istemedik. Ülkemizin hassasiyet gösterdiği konularda bize saygı duymaları, bize rağmen adım atmamaları, Irak'ın toprak bütünlüğüne sahip çıkmalarıydı.

'ÖYLEYSE BUNUN DA BEDELİNİ ÖDEYECEKTİR'

Orada Arap ve Türkmen kardeşlerimizle bir, beraber olsunlar istedik ama yapmadılar. Çünkü bizim millet ve devlet geleneğimizde zor duruma düşene tekme vurma anlayışı yoktur ama bunlar vurdular. Geçmişte yaptıklarımızdan asla pişman değiliz ama maden artık şartlar değişmiştir; bizim kendilerine eskiden beri her türlü desteği verdiğimiz Kuzey Irak Yerel Yönetimi ülkemize karşı bir adım atmıştır. Öyleyse bunun da bedelini ödeyecektir.

Buradan bir kez daha ifade ediyorum, bu meselenin Kuzey Irak'taki Kürtlerin halklarıyla alakası yoktur. Zira İsrail bayrağıyla sokakta dolaşmak bizleri ciddi manada üzmüştür. Bu bir şeyi gösteriyor, demek ki bu yönetimin geçmişi MOSSAD ile bir ve beraberdi. Şimdi o da ekranlara düşmüştür. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Tek İsrail destekliyor, başka destekleyen var mı? Yok. Mesele Kuzey Irak'taki diğer kesimlerin, Arapların, Türkmenlerin, Ezidilerin, Keldanilerin, Süryanilerin haklarıyla ilgilidir. Kuzey Irak yönetiminin kendi kafasına göre çizdiği haritadaki pek çok yerleşim yerinde ya Araplar ya Türkmenler ya da diğer gruplardan bazıları çoğunluktadır. Buraya uluslararası hukuk, 'tartışmalı bölgeler' diyor. Kerkük tartışmalı bölgedir. Bunlar 'Kerkük bizim' diyor. Kerkük'ün tarihinde siz var mısınız? Yoksunuz.

'MÜSAADE EDEMEYİZ'

Şu anda biz komşu ülkeler İran, biz, merkezi yönetim ve Suriye tarafı olmak üzere hepsiyle irtibat halinde buradaki olumsuz gelişmelere hazır olduğumuzu bildirdik. Kuzey Irak yönetiminin kendi kafasına göre çizdiği haritadaki pek çok yerleşim yerinde bu gelişmelere müsaade edemeyiz. Nüfus ve tapu binalarını yakarak, kendilerine tabi olmayanları baskıyla, şiddetle, adil ve hukuki olmayan yollarla göçe zorlayarak oluşturulan bir ortamda yapılana referandumu bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Erzurumluların dediği gibi 'kaynayan kazan kapak tutmaz' bunu böyle bilmeleri lazım.

Irak'taki durum kuzeydeki parçalanmayı değil tam tersine birlik, beraberliğinin güçlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Irak'ı ve Suriye'yi bölmek için kendi ülkelerinde olağanüstü şartlarda elde edebildikleri birliği güçlendirmek için nasıl büyük bir gayret gösterdiklerini biliyoruz. Bağımsızlık başka bir şeydir, müstekbirlerin oyuncağı olmak bambaşka bir şeydir. Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet kurulmuyor tam tersine birileri tarafından keyifle deşilecek, sürekli kanayan bir yara açılıyor. Bu gerçeği görmezden gelmek ne bize, ne Irak'taki Kürt kardeşlerimize ne de diğer kesimlere hiçbir şey kazandırmaz. Keldani, Süryani, Ezidi tüm oradaki dostlarımızın özellikle Kuzey Irak Yönetiminin bu duygusal kararına 'Evet' dememeleri, bu rüyadan uyanmaları gerekir." (CNNTürk.com)