Ne zaman bir Azerbaycanlı ile görüşsek, Türkiye için "Öz vatanım" der. "İki devlet, bir millet" olgusuna vurgu yapar. Birçoklarının Türkiye ve Türk kelimelerin geçtiği yerde gözlerinin dolduğuna da şahit olmuşuzdur.

Peki, bizim için Azerbaycan'ın önemi yok mu? Var, hem de fazlası ile var. Bugün bir Azerbaycan vatandaşı için Türkiye nasıl öz vatansa, Türk vatandaşı için de Azerbaycan bir öz vatandır.

Bugüne kadar birçok Milli meselede birlikte gülüp, birlikte ağladığımız Azerbaycan için her zaman "Can Azerbaycan" cümlesini de kullandık. Hatta zirvelere çıkan iki ülke ilişkilerinin yeterli olmadığını da çoğu zaman söyleyip bu konuda sivil toplum kuruluşlarının daha aktif çalışma içine girmesi gerektiğini de anımsattık.

Bu konuda önemli bir not:

Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği Türkiye-Azerbaycan dostluğunun gelişmesine olağanüstü katkı sağlıyor. Düzenlenen toplantı, sempozyum ve çeşitli etkinliklerle bu ilişkiler sıcak tutuluyor. EkoAvrasya Başkanı Hikmet Eren ve kadrosunu bu açıdan kutlamak isteriz.

Yine Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva'nın iki ülke ilişkilerinde oynadığı aktif rolü inkâr etmek mümkün mü?

Temennimiz, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin diğer kardeş ülkelere de örnek olabilecek biçimde baş döndürücü şekilde gelişmesidir. Bu konuda da adım adım hedefe yaklaşılmasını büyük mutluluk ve sevinçle izliyoruz.

Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Oktay Asadov tarafından Bakü'ye davet edilen TBMM Başkanı Yıldırım, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi'nin 100. kuruluş yıldönümü törenine katılarak, Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin ve dostluğunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir konuşma yaptı ve "Azerbaycan'ı öz vatanım kabul ediyorum" diyerek en üst perdeden seslendi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de katıldığı törende konuşma yapan Binali Yıldırım'ın sözleri hiç kuşkusuz önemlidir. Bugüne kadar iki ülke arasındaki ilişkilerin derinliğinin ortaya konulması açısından da biz bu konuşmayı daha da önemsiyoruz.

"Bizler aynı milletin evlatlarıyız. Bağımsızlığımız, geleceğimiz, refahımız birbirine bağlıdır. Birlikte ağlar, birlikte güleriz. Ümitlerimiz, hayallerimiz ve ideallerimiz aynıdır. Aynı dilde konuşuruz, fikirlerimiz aynı noktalarda birleşiyor. Türkiye Azerbaycan'dır, Azerbaycan ise Türkiye. Şu anda Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisi'nin 100. yıldönümü vesilesiyle huzurlarınızda bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Sizlerin huzurunda konuşurken kendimi Millî Meclis'in üyesi gibi hissediyorum. Ben Türkiye'de İzmir milletvekili olarak seçildim. İzmir ile Bakü, 1985 yılında 'Kardeş Şehir' oldu. Ben de, aramızdaki kardeşlik hukukuna dayanarak aynı zamanda Bakü milletvekili sayılırım. Azerbaycan'ı öz vatanım kabul ediyorum. Türkiye, tarihinin her döneminde Azerbaycan'ın yanında olmuştur. Kendi milli mücadelesini verdiği yıllarda dahi Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşması için destek vermiştir. Tarihin ve talihin bir cilvesi olarak zaman zaman birbirimizden uzak düşsek de, irtibatımızı hiç koparmadık. Azerbaycan dara düştüğünde önce biz yardım ettik. Bundan yüz yıl önce Nuri Paşa'nın komutasındaki Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918'de Azerbaycan'ın imdadına koştu. İşte o kahramanların bin 132'si, bu topraklarda şehit düşmüştür. Bu sebepledir ki, Türkiye'den sonra en fazla şehitliğimizin olduğu ülke Azerbaycan'dır. Şehitlerimiz Azerbaycan'ın istiklal ve istikbali için Peygamberimizin müjdesine nail olma bahtiyarlığına erişmişlerdir. Onlar bizim iftihar vesilemizdir. Onlara ne kadar minnet etsek, ne kadar tazimde bulunsak azdır. Allah hepsinden razı olsun"

Bizim yıllardır üzerinde durduğumuz ve defalarca yazdığımız Dağlık Karabağ sorunu, Yıldırım'ın da gündemindeydi. Ermeniler tarafından işgal edilen ve bölgenin yıllardır çözülemeyen sorununun bir an önce çözülmesi konusunda da Meclis Başkanı görüşlerini kararlılıkla yansıtarak, Türkiye'nin haklı davada Azerbaycan'ın yanında olduğunun da altını çizdi:

"Bütün dünya çalkantılı bir dönemden geçmektedir. Ülkeler arası ilişkiler, yakın tarihte görülmedik şekilde zor vaziyettedir. Dünyada gerilimin düşürülmesine ihtiyaç vardır. Azerbaycan ve Türkiye bu konuda iyi birer örnektir. İki ülke arasındaki yapıcı, kararlı ve istikrarlı işbirliği, ilişkilerin geliştirilmesine büyük katkı sunmaktadır. Azerbaycan'ın barışı, huzuru ve güvenliği takdire şayandır. Farklı inanç ve kültürlerin barış içinde bir arada yaşadığı bu topraklar, Kafkaslardaki diğer devletlere de misal olmaktadır. Bölgenin yıllardır kangren haline gelen en önemli meselesi işgal altındaki Yukarı Karabağ'dır. Bu meseleye kalıcı çözüm bulunmadan Kafkaslarda çatışma riskini ortadan kaldırmak mümkün değildir. Türkiye, en başından itibaren Azerbaycan'ın beklenti ve taleplerini desteklemektedir. Ermenistan Devleti, Yukarı Karabağ dahil, işgal ettiği Azerbaycan topraklarından şartsız çekilmelidir. Bu topraklar Azerbaycan'ındır. Dün böyleydi, ebediyen böyle kalacaktır."