AK Parti Kızılcahamam Kampı'nı tamamladı ve görevlendirilen bölge koordinatörleri heyeti çalışmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kampa girmeden önce yapılan son Meclis Grup Toplantısı'nda "Kimse 'bu benim yakınım, buyum, şuyum' diye bize aday teklifi ile gelmesin" diyerek yapılacak kulis çalışmalarının önünü kesmişti. Aday profilini de şu sözlerle çizmişti partinin lideri: "Burada ehliyet ve liyakat esastır ve buna göre adımlarımızı atmakta kararlıyız. Bütün prensiplerin üstünde bu prensip vardır. Sizlerden partimize, şehirlerimize ve ülkemize en iyi katkıyı sağlayacak bir yaklaşım içinde olmanızı bekliyorum. Bize tevazu ehli isimler getirin. Halkına tepeden bakacak adamları bize getirmeyin. Hem işini iyi bilecek hem çalışacak hem de bu davayı iyi hazmetmiş olacak."

İl ve ilçe teşkilatları yanında onların üstünde "bölge koordinatörü" olarak görevlendirilmiş bir heyet aday adayları hakkında dosyalar oluşturup, "isabetli adayı" seçmek için gerekli hazırlıkları yapacak. Bu arada kamuoyu araştırmaları da devam edecek. Mevcut belediye başkanlarından memnuniyet halka ilk sorulacak soru. Nelerin eksik yapıldığı, beklentiler ardından gelecek. Bunlar, yola birlikte devam edilecek başkanlar için önemli aşamalar. CHP'nin elindeki belediyelerde ise daha farklı yöntemler uygulanacak. Daha önce de yazmıştım, sürpriz adayları olacak bu yerel seçimde AK Parti'nin. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun sinyalini şu sözlerle vermişti son grup toplantısında: 

"FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerine bulaşmamış olması, milletimizin değerleri ile çatışmaması, birikimi ve projeleri ile hizmet etmeye uygunluk arz etmesi şartıyla AK Parti'nin kapıları herkese açık. Hatta bu vasıflara sahip isimleri partimize gelmeleri beklemeden gidip kendimiz arayıp bulacağız."
İstanbul'da bu isimler kimler olabilir sizce? 

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'daki tehlikenin farkında. Büyükşehir Belediyesi'nde uzun zamandır sıkıntı var. Halka dokunan hizmetler aksıyor, imar planları, plan tadilatları tartışılıyor. Kadir Topbaş'ın başkanlığı döneminde kurulan çarklar, aynen işlemeye devam ediyor. Daire Başkanları'nın makam odaları, lükste ve şatafatta bakanları bırakın ülke başbakanlarının odalarıyla yarışıyor. Kiralık araç bolluğu ve bu araçların keyfe keder kullanımı da cabası.

Bu yüzden ilçeler dahil köklü bir değişim rüzgarıyla geçmişe sünger çekmek istiyor Cumhurbaşkanı. Belediye başkanları, meclis üyeleri, parti kadroları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halktaki karşılığı sayesinde geldikleri makamı, kendilerine ait görüyor artık. Bunu ister "güç zehirlenmesi" olarak algılayın, isterseniz "metal yorgunluğu" olarak adlandırın. Bir de tüm belediye başkanları ile yakınlarının mal varlığının araştırılması, varsa "sebepsiz zenginleşme" suçu, hesabının sorulması AK Parti'yi uçurur...

Birçok belediyenin "imar sabıkası" var ve yine belediye meclislerinde "imar planı tadilatları" gündemin çoğunu oluşturuyor. Kentsel dönüşüm müteahhidin projesine uygun imar planı ve halkın kafasına vura vura "kör topal" yürüyor.

Elde edilen kaynağın nasıl tüketildiği ise bir başka muamma. Mesela, İstanbul'un en hızlı betonlaşan ilçesi Esenyurt'ta, birçok yerel gazeteye verilen ilanlar için faturasız ödeme yapıldığı daha birkaç ay önce ortaya çıktı. Neye göre, kim ilan veriyor, ödeme miktarını kim ayarlıyor, para nereden çıkıyor ve nasıl faturasız dağıtılıyor? Örtülü bütçe mi kullanılıyor, kaynağı nereden geliyor? Cevabı yok. Hatta bazı ilçelerde basın danışmanları, yakın ilişkide oldukları meslek dışı kişilere "niteliksiz" mevkute çıkarttırıyor, 300-500 tane basılan sözde gazeteye de ilan yağdırıyor. Halkın sorunlarını, belediyeden sıkıntılarını dile getiren gazeteciler ise bırakın belediye etkinliğinden haberdar edilmeyi "kara listeye" alındıkları için belediye binasına bile girmemesi için çaba gösteriliyor. 

* * *

AK Parti'nin Marmara Bölgesi için son görevlendirdiği 10 kişilik heyette yer alan İstanbul 3. Bölge Milletvekili Tülay Kaynarca, eski bir meslektaşım ve mesai arkadaşım olarak ne anlatmak istediğimi eski deneyimlerinden biliyor zaten. Çevresini şimdiden "aday adaylarının" sardığını, telefonlarını aşındırdığını, hatta eşi, akrabaları üzerinden bile ulaşmaya çalışanlar olduğunu biliyorum. İşi de zor, sorumluluğu da...

Tüm aday belirleyicilerin işi zor AK Parti'de. Bir yanda MHP ile yerel seçimde ittifak konuşuluyor, ama tabanda bu hissedilmiyor. Diğer yanda ise parti içerisinde aday adayı rekabeti yaşanıyor. Halk tarafından gerçekten sevilen belediye başkanları için bile parti içerisindeki rakipleri "aday gösterilmeyecek" dedikodusu çıkararak "yıpratma" kampanyası sürdürüyor. 

Aday adayları arasındaki rekabet, zaman zaman "imaj sarsacak" noktalara da ulaşabiliyor. Aynı partiden isimlerin, aynı ilçedeki rakipleri için söylediklerini buraya aktarsam yer yerinden oynayacak. Siyasetin çirkin yüzüne alet olmamak için şimdilik isimlerini yazmıyorum.

AK Parti de CHP de elinde tuttuğu bazı belediyeleri kaybederse, bunun ilk sebebi başkanların "kuşatılmışlığı" olacak, ikinci sebebi de parti içi rakiplerinin çabaları. Bunu adaylar açıklandıktan sonra daha net göreceğiz. Benden söylemesi...