Çiftlik Bank'ın yüzbinlerce kişiyi dolandırmasından sonra ünlü dolandırıcılar tekrar gündeme geldi...
Büyük dolandırıcıların ortaya çıkmaya başladığı 80'li yıllarda bu işin başını Banker Kastelli diye bilinen Abidin Cevher Özden çekmişti... Sonrasında irili ufaklı bir sürü dolandırıcı daha ortaya çıktı... Neredeyse hepsi de garibanın parasını kapıp ortadan toz oldu.
Bunlar kamuoyuna yansıyan büyük dolandırıcılar...
Bir de bizim duymadığımız, küçük çaplı vatandaşları çarpan dolandırıcılar var ki, bunun sayısını bilmek mümkün değil...
Asıl sorulması gereken soru, niçin Türkiye'de bu kadar dolandırıcılık oluyor?
Din sömürüsü yaparak insanların dolandırıldığı iddia ediliyor.
Sadece din sömürüsü diye olaya bakarsak eksik değerlendirmiş oluruz...
İşin özü, dolandırıcılar o gün gündemde ne varsa, hangi değerler ön plana çıkmışsa onu kullanıyor...
Banker Kastelli dini değerleri kullanmamıştı... Titancılarda aynı şekilde dinden beslenmiyordu...
Ama sonrasında ortaya çıkan Jet Fadıl ve benzerleri dini değerleri ön plana çıkardı...
Çiftlik Bank da benzerini yapmaya çalıştı...
İşin özü şudur ki, biz olmadık hayaller peşinde koştuğumuz için dolandırılıyoruz...
Örneğin Çiftlik Bank, 1.000 TL koyduğunuzda bir yılda 2.200 ile 2.800 TL kazandırmayı vaat ediyordu...
Binlerce uzman çalıştıran ve her türlü ekonomik gelişmeyi anında takip eden bankalar, yıllık yüzde 10-12 faizle kredi veriyor. Mevduata ise daha düşük faiz veriyor. Bankaların verdiğinin 10-12 katı gelir vaat eden üç kağıtçıların peşine insan niye takılır?
Çünkü bir anda zengin olma hayali aklımızı başımızdan alıyor. Çok kazama hırsı, çalışmadan, üretmeden, yatırım yapmadan havadan zengin olma hayali bizi dolandırıcıların kucağına itiyor...
Niçin sadece hayalperestler dolandırıcılara para kaptırıyor? Zenginlerin, yatırımla para kazananların dolandırıcılara para kaptırdığını duydunuz mu?
Maalesef dolandırıcılar bir şekilde paçayı kurtarıyor... Bir dolandıran bir daha dolandırıyor, yetmedi bir daha dolandırıyor... Buna fırsat verilmemeli...
Tabii ki dolandırıcılar en ağır şekilde cezalandırılmalı...
Ama çok kazanma uğruna, çalışmadan, bedavadan zengin olma hayali ile de dolandırıcıların peşine takılmamalı...
Pirinç almaya giderken evdeki bulgurdan da olmamalı...
****
Tatil hediyesi!
Bir gün, adamın evinin önünde duran son model arabası çalınır. Adam hışımla karakola gider, şikâyetçi olur. Arabasının hemen bulunmasını ister. Polisler, ellerinden geleni yapacaklarını söyler ve adamdan sabırla beklemesini isterler.
Hırsızlık olayından bir iki gün sonra, adam akşam işten eve dönerken, çalınan arabasını evinin önünde park edilmiş olarak bulur. Arabası yıkanmış, deposu doldurulmuştur. Sevinçle kapıyı açar. Arabanın koltuğunda bir zarf görür. Zarfın içinde bir not ve bir de gül vardır.
Notta, çok acil ihtiyaç duydukları için arabayı almak zorunda kaldıklarını anlatırlar, kendi lisanlarıyla özür dileklerini iletirler. Ve özür mahiyetinde iki kişilik 4 günlük tatil için otel rezervasyonu ve yine iki kişilik gidiş dönüş uçak bileti bulunmaktadır.
Adam şaşırır. Önce inanmaz. Teyit ettirmek için ilgili oteli arar, gerçekten anılan tarihte iki kişilik yer ayrılmış ve ücreti de peşin ödenmiş...
Gelir durumu eşine anlatır. İkisi de çok mutludur. Eşiyle birlikte anılan tarihte uçakla tatil merkezine giderler. Tatillerini yaparlar ve yine uçakla mutlu mesut şekilde evlerine dönerler.
Ancak eve döndüklerinde kendilerini bir sürpriz beklemektedir. Araba kapının önünde yok, yine çalındı... Ve daha da kötüsü ile eve geldiklerinde karşılaştılar. Ev tamtakırdır. Hırsızlar evde bir iğne bile bırakmadılar, her şeyi çalıp götürdüler.
***
TEBESSÜM
Usta hırsız
Temel'in evine bir gün hırsız girer. Hırsız yakalanır.
Temel karakola gider ve hırsızla görüşmek ister:
- Komiserim, izin verirseniz evimizi soyan hırsızla bir noktayı görüşmek istiyorum.
- Neymiş o?
- Karımın yatak odasından geçtiği halde karım uyanmamış. Bunu nasıl yaptığını bana da öğretmesini rica edeceğim.
****
GÜNÜN SÖZÜ
Nice balıklar vardır ki, su içinde her şeyden eminken boğazının hırsı yüzünden oltaya tutulmuştur.
Mevlâna
