Fransa, yıllar sonra tekrar terör sarmalına girdi. Bir öğretmenin derste İslâm Peygamberi'ne hakaret içeren karikatürü göstermesinin ardından, kafasının kesilerek öldürülmesi ülkeyi ayağa kaldırmıştı. Önceki gün de bir başka saldırgan, Nice'deki Notre-Dame kilisesinde bıçakla 3 kişiyi öldürdü.

Saldırının ardından bir açıklama yapan Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, ülkede başka saldırıların meydana gelmesinin muhtemel olduğunu belirterek "İslamcı ideolojiye karşı savaş halindeyiz" dedi. Terör eylemleri, ülkede "İslamofobi"yi artırırken, Fransız sömürgesi Kuzey Afrika ülkelerinden "iş gücü" olarak getirilen Müslümanları da ırkçıların hedefine oturtuyor.

Hedef de buydu zaten.

2008'den bu yana giderek derinleşen bir krize giren dünya ekonomisi, aynı zamanda ırkçılığı da pompalıyor. Fransızların kan gölüne çevirdiği ve yıllarca sömürdüğü Fas, Cezayir gibi ülkelerden "bedava emek" için topraklarına taşıdığı mülteciler ve çocukları artık "yük" olarak görülüyor.

Fransız karikatür dergisi, yangına benzin dökmeyi için planlamış gibi İslâm Peygamberi'ni aşağılayan bir karikatürü tekrar sayfalarına taşıyarak ateşleri sönmeye yüz tutmuş bombanın fitilini. Adeta bir "derin operasyon" izlenimini vererek hem de...

GERİLİM STRATEJİSİ

Doğu Akdeniz, Libya ve Dağlık Karabağ'da izlediği politika gereği Türkiye'yi hedef alan Fransa, ülkesindeki radikal unsurların eylemlerini de "İslâmiyet'le savaşa bahane" olarak kullanmak niyetinde. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Fransa'da İslamcılar huzur içinde uyuyamayacaklar. Korku taraf değiştirecek" diyerek ülkedeki Müslümanları nasıl bir yarının beklediğini de duyurmuş oldu.

Seçim yaklaştıkça, rakibi ırkçı lider Marine Le Pen'le yabancı düşmanlığında yarışan Macron, ülkedeki Ermeni oylarını garantiye almak için Türkiye'yle gerilim politikası izliyor. Ülkedeki "İslâmcı görünümlü terörü" tetikleyen dergi, Macron'a destek çıkarcasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret eden bir karikatür yayınladı.

Macron, seçimi garanti altına almak için planlı bir gerilim politikası izliyor. Hem Türkiye ile, hem de ülkesindeki Fransız vatandaşı Müslümanlar ile.

BATI EKTİĞİNİ BİÇİYOR

Fransa ve Batı "İslâmi görünümlü terör"le aslında ektiğini biçiyor. Bugün, dünyayı endişeye sevk eden "sarıklı teröristler"in kökü, İngilizler'in 1. Dünya Savaşı öncesinde Ortadoğu'daki ayaklanmaları kolaylaştırmak için kurguladıkları Selefi-Vahhabi ideolojide yatıyor. Britanya İmparatorluğu'nun Sykes-Picot ortağı Fransa, işgal ettiği topraklarda bu akımın İslâm'ın emirlerini ters yüz etmesinin de önünü açan bir ülke.

Sonrasında, kendi ülkelerindeki Kuzey Afrika kökenli Müslümanları da Suudi Arabistan'ın "Vahhabiliği yayma teşkilatı" olarak ABD ile birlikte kurduğu Rabıta örgütünün etki alanına itti Batı ülkeleri.

Afganistan'da CIA'nın özel desteğiyle kurulan El Kaide'den, Irak ve Suriye'de "alan temizleme" göreviyle sahaya sürülen IŞİD'e kadar tüm terör örgütleri Selefi-Vahhabi sapmanın ürünü değil mi?

Sadece Suriye'de IŞİD saflarında savaşan onbinlerce Avrupalı militan, Batı ülkelerinin istihbarat raporlarında yer alıyor. Örneğin, Fransız Terörle Mücadele Koordinasyon Birimi'ne başkanlık eden Loic Garnier, 2015 yılında Ortadoğu'daki cihatçı gruplar içerisinde 15 bin yabancı savaşçı olduğunu, bunların 3 bininin Avrupalı olduğunu açıklamıştı.

IŞİD'in Suriye'de misyonunu tamamlamasının ardından binlerce militanın ülkelerine dönmeyi başardığı da biliniyor.

Fransız istihbaratı verilerine göre, 2014 yılında ülkede uygulamaya konulan “Cihatla Mücadele Planı” kapsamında Fransız vatandaşı veya Fransa’da ikâmet eden 208 kişi Suriye ve Irak’tan geri döndü. Bu kişilerin çoğu Türkiye tarafından Fransa’ya teslim edildi.

TÜRKİYE'YE BİÇİLEN ELBİSE

Suriye savaşının başlarında ABD ve koalisyon güçlerinini partneri olan Türkiye, önemli roller üstlenmişti. Suriye ile olan 900 kilometrelik sınırı boyunca Suriyeli muhaliflerin desteklenmesi açısından Türkiye'nin desteği önemliydi. ABD ve müttefikleri, Suriyeli Esad karşıtlarını Türkiye üzerinden silahlandırıp eğitti.

ABD ve yancıları, petrol bölgelerinde hakimiyet kurmak için partner olarak Suriye PKK'sını seçince, ittifak dağıldı, Türkiye'nin yönü değişti.

ABD, Suriye'nin doğusundaki petrol bölgelerinden Akdeniz'e kadar uzanan koridoru "Kürt lejyonerler" eliyle kontrol etmek istiyor. Türkiye'nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı, yapay Kürt devletini Fırat'ın doğusuna itti.

Türkiye'nin politika değişikliği hiç bir Batı ülkesinin işine gelmiyor. Özellikle ABD ve Kuzey Afrika'nın kaymağını yiyen Fransa'nın. Fransa bu yüzden ülkesindekiler dahil olmak üzere İslâmcı görünümlü terörle Türkiye arasında bağlantı kurmaya çalışıyor. Tıpkı Saddam Hüseyin'e ve Muammer Kaddafi'ye yapılan "kara propaganda"ya bu sefer Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedef yapılıyor.

Fransa'daki terör eylemlerini meşrulaştırdığı ve radikal İslamcı oluşumlarla ilişkili olduğu için kapatılan derneğin kurucusu İdriss Sihamedi'nin, Türkiye'den sığınma talep etmesi de bir Fransız istihbarat oyunundan başka birşey değil.

Kimse, Türkiye'nin bu tuzağa düşmesini beklemesin...