Devlet ve üniversite hastanelerine "işi" düşenler, hastalananlar ya da hastalandığını zannedenler biliyorlardır ama biz biraz daha didikleyelim istedik. Hastanelerde "çok elzem" olmadığı sürece ameliyat yapılmıyor. Yani "trafik kazası, silahlı yaralanma ya da acil durumlar" yaşanmadığı halde ameliyathanelerin kapıları açılmıyor. Nedeni de malum, ameliyatı gerçekleştirecek cihazlar yok, bulunmuyor ya da pahalı. Keza ilaçlar da aynı şekilde. Sağlık Bakanlığı'ndan hastanelere giden genelge ise bunun kanıtı. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde "hayati" olanlar dışındaki ameliyatlar malzemesizlik nedeniyle durduruldu. Çocuk ve yetişkin 10 cerrahi bölüm başkanlığına giden Başhekim Prof. Dr. Ahmet Demircan imzalı yazıda, "hayati öneme haiz işlemler" dışındakilerin ertelenmesi istendi. Prof. Dr. Demircan imzalı yazıda, tedarikçi firmaların döviz kurlarındaki artış nedeniyle SUT'un (Sağlık Uygulama Tebliği) üzerinde fiyat verdiği belirtilerek, "Hayati öneme haiz malzemeler alınacak olup, diğer elektif ameliyat, işlem vb. için kullanılacak olan malzemelerin alımı bir süreliğine ertelenecektir" deniliyor. Yazıda yapılacak ameliyat ve girişimlerde, gerektiğinde Sayıştay ve Maliye Bakanlığı'na hesap verebilmek için 'Hayati Öneme Haiz' belgesi düzenlenmesi de isteniyor. Prof. Dr. Demircan yazısında "Bunun yanı sıra 'devleti zarara uğratmak' ve 'kamu zararına sebebiyet vermek' tarzı suçlamalar karşısında belgenin kanıt olarak sunulabileceğini hatırlatıyor.

Özel hastaneye de genelge

Durum bu. Ankara Üniversitesi, Cerrahpaşa ve Çapa Üniversitelerinden de aynı haberler geliyor. Üstelik hastaneler eskilikten, bakımsızlıktan dökülüyor. Halen benzer sorunu yaşayan, hizmetlerini yavaşlatan pek çok üniversite, kamu ve özel hastane var. Özel hastanelerden biri de neredeyse tüm illerde "franchising" sistemiyle fast food gibi açılan bir hastane. Orada da durum aynı. İzmir'de durumu gerçekten acil olan ve üniversite hastanelerinde operasyon olamadığı için özel hastanenin kapısını çalan bir hasta, hastaneye başvurduktan ancak bir ay sonra ameliyat olabildi. Ameliyatı yapan cerrah, hastaya neden geç kaldığını sorunca hasta da aslında aylardır gün beklediğini ve çalmadığı kapı bırakmadığını söyledi. Kendilerinden de ancak bir ay sonrası için randevu alabildiğini belirtince cerrah durumu anladı. Hastaya "Maalesef malzeme sıkıntısı yaşıyoruz. Hastane yönetimi acil durumlar olmadığı sürece ameliyat yapmamızı istemiyor" diye cevap verdi. Bu durum özel bir hastanede yaşanıyor. Diğerlerini düşünmek bile istemezsiniz.

İthal ilaç bulunamıyor

Hastalar sadece sıkıntıyı hastanelerde yaşamıyor elbet. İlaç da aynı durumda. Özellikle anti depresanlar, kanser, şeker, tansiyon, MS gibi hastalıkların ilaçları hatta bazı cilt kremleri bile eczanelerde bulunmuyor. Diğer hastalıklar için ithal edilen ilaçları saymıyoruz bile. "İlaç neden bulunamıyor" diye sorulduğunda eczacılar da depocular da ithalatçı firmalar da aynı yanıtı veriyor. Döviz kuru... Enflasyonla mücadele programına elbette ilaç üreten firmalar katılmıyor. Ancak ilaçta durum biraz daha tuhaf. Zira ilaç ithali yıllık sabit kur üzerinden yapılıyor. Yani ocak ayında dolar ya da euro kaç paraysa, yıl sonuna kadar o kur üzerinden ithal ediliyor. Üstelik yıl başında hangi ilaçtan ne kadar ithal edileceği de belirtiliyor. Buna rağmen ilacın bulunmamasının nedenini ise eczacılar şöyle açıklıyor: İthalatçı firma ve depolar stok yapıyor. Daha sonra ilaç bulunduğu diyerek piyasaya sürüyor. Tabii günlük döviz kurundan. Sağlık Bakanlığı buna nasıl bir çözüm üretecek şimdilik bilinmiyor. Bakanlık, canlı tanıklar olmasına rağmen "Hayır, her türlü ameliyat hastanelerde yapılmaya devam ediliyor, alet edevat sıkıntımız yok" diyerek sadece haberleri "yalanlıyor."

Şişli doktorları istifa ediyor

Söz hastane, hasta, ilaç ve doktor ilişkisinden açılmışken belirtelim. Biliyorsunuz bazı hastaneler şehir dışına taşınarak yeni bir "konsept" geliştirilmeye çalışılıyor. Bunlardan biri de Şişli Etfal... Sarıyer'de henüz herhangi bir Sarıyerlinin bile fark etmediği bir binaya poliklinikler yavaş yavaş taşınmaya başladı. Ancak çoğu boş. Çünkü uzun süredir Şişli Etfal Hastanesi'nde çalışan ve tüm hayatını ona göre şekillendiren doktorların büyük bir kısmı Sarıyer'e taşınmak istemedikleri için istifa ediyor. Şimdilik sadece birkaç bölüm taşındı. Hastane tamamen taşınınca Sarıyer'de ne kadar doktor açığı oluştuğunu hep birlikte göreceğiz.