Elbet kışın sonu bahardır. Bakmayın bu günlerin karına, tipisine, soğuğuna, ayazına. Göz açıp kapayıncaya kadar geçecek zaman sonra cemrelerden söz edeceğiz. Arkasından yeni bir güne doğuşun coşkusu... Ben yaştakiler nostalji sarmalında mest olurken, gençlerin ya da kendini genç hissedenlerin kalp telleri "tın!"layacak. Yoksa bir anlamı mı olur şu dizelerin:

"Baharı kıskanıyorum / Kır çiçeğini seviyorum  / Kokunla dolu diye  / Baharı kıskanıyorum  / Nefesin onda diye  / Geceyi özlüyorum  / Seninle dolu diye  / Yaşamak istiyorum  / Sensiz geçen günleri  / Yâdımdan siliyorum.""

Yâdımızdan silmek mümkün mü? "Ah bu şarkıların gözü kör olsun," demek ne kadar içtense, yâdımızdan silip atmak o kadar içten. Ama şair, sensiz yaşadığım günleri gün saymıyorum demek istiyor ki, tüm katıksız sevenler için doğru. Anı dediğin yalnız sevgili ile olmalı. Söyle diyor bir başka şiirinde:
 
"Yad ile geçti yıllar, / Hayalimde anılar.  / Su gibi akıp geçti  / Mazide kalan yıllar.  / Gelip geçse de yıllar  / Gönlümde hep anılar  / Mutlu bitsin isterim  / Hayaller geçen yıllar  / Geçsin isterse yıllar  / Kalbimdeki anılar  / Saklı kalarak inan  / Sevginle dolu yıllar..."

Efendim, Sevgi saygı ikliminde içten, sıcacık bir yeri olan meslek büyüğüm N. Özcan Atamert'ten söz edeceğim. Yukarıya aldığım şiirleri yeni çıkan "Geçmişten Sesler ve Her Zaman Bahar" adlı şiir kitabından aldım. Kitap içeriğinde Növber Özcan Atamert'in geçmişten bu güne yazdığı şiirlerle dostlarının ona ithaf ettiği şiir ve yazılar yer alıyor. 
 

Daha önce "Minicik Bir Hayati Yaşarken" adlı kitabını zaman zaman duygulanarak zaman zaman heyecanlanarak ama hep yararlanarak okuduğum ve bir tanıtım yazısı yazdığım Atamert'in biyografisini özetleyeyim: 
 

"Türk adını kıtalar ötesinde duyuran Daniş Karabelen ve Leman Karabelen'in kızları olarak İstanbul`da doğdu. 1972`de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi-Mimar Sinan Üniversitesi Dekoratif Resim Bölümü`nden mezun oldu. 1961-1982 yılları arası TRT'de yapımcı spiker olarak görev yaptı. Gene TRT`de 1982`den 1996`ya kadar sözleşmeli yapımcı spiker olarak "Caz ve Hafif Müzik Dünyasından" programlarını, son olarak da TRT 1`de "Selam Anılar" programını sundu. Pek çok sanat kuruluşu ve derneklerden ödüller aldı. Yüzün üzerinde karma ve kişisel sergi açtı. Eserleri, yurt içinde ve yurt dışında koleksiyonlara girdi. Bir süre önce aramızdan ayrılan "Sağlıklı, Huzurlu Ve İnançlı Yaşam Kılavuzu" kitabının yazarı Emekli Albay ve Kadir Atamert ile evli olan N. Özcan Atamert`in İlknur adında bir kızı var."
 

N. Özcan Atamert gerçek bir "Cumhuriyet Kadını"... Sözde değil özde Atatürk sever. Atatürk'ün ülküsünde yer alan (her alanda) bir Türk kadını olmanın onurunu yüreğinde hep yaşadı, yaşattı. "Atamızın İzi Her Gönülde" başlığını taşıyan şiirinde şöyle diyor:

"Tarihe ışık tutan Atatürk'ün adıyla 
Hepimiz tek kalp olduk sınırları koruduk, 
İçimizde yaşattık nice gerçek yılları, 
ATAMIZ'm hür yolunda tanıdık kahramanları. 
O çizgi her gönülde izinde hep Atamızın 
Zafer ve Şan dileyerek ilkelerde var olacak 
Türk Ordusu askeriyle hep zaferle anılacak 
Türk devleti kudretiyle ilelebet var olacak..."

N. Özcan Atamert'in kanında Atatürk sevgisi var. Büyük tarihçi Cemal Kutay'ın yazısından bir alıntı yapmadan yazımı bitirmek istemedim: 

"... Özcan Atamert'in soyadında bile bağrından Atatürk'ü çıkarmış kahraman neslin izlerine rastlarsınız: Babası Daniş Karabelen, daha Harbiye son sınıf talebesiyken kendi başvurusuyla Filistin cephesinde Mustafa Kemal'in Yıldırım orduları Garp komutanlığında emrine girmiş, O'nun Çankaya devrinin son yıllarını Muhafız Alayı Komutanlığında devam ettirmiştir. Bu görevini, Arap çöllerinde ayağına giren kurşunla, Kore Alay Komutanlığında başından aldığı yarayla sürdürmüş...." 

Özcan Atamert'in kimi şiiri tango olarak kimi şiiri şarkı olarak bestelenmiş ve repertuarlarımızda yer almış. Ömrünün "Her Zaman Bahar" olmasını diliyorum.