24 Haziran'da seçim var. Yüksek Seçim Kurulu, 2 Mayıs'ta geçici seçmen listesini muhtarlıklarda askıya çıkardı. YSK'nın internet sitesinde de yayımlandı. Seçmen listesinde adı olmayanların 12 Mayıs'a kadar nüfus müdürlüklerine gidip adres beyanında bulunmaları gerekiyordu.
Buraya kadar her şey normal...

Türkiye'de 16 Nisan 2017 tarihinde, yani yaklaşık bir yıl önce referandum yapıldı. Referandumda oy kullananlar, benim kaydım zaten var diye listeleri kontrol etme gereği duymadı.

Ama hiç de bekledikleri gibi çıkmadı. Çünkü birçok insanın nüfus müdürlüğündeki adres kaydı silindi. Adres kaydı silinenler seçmen listesinde yer almadı. Adres kaydı silindiğinden habersiz olan birçok insan, 12 Mayıs'a kadar seçmen listesini kontrol etmediği ve adres beyanında bulunmadığı için seçmen olma hakkını kaybetti.
Durup dururken adres kaydı silinir mi demeyin. Maalesef Türkiye'de oluyor. Başka biri, sizin adresinizde otuyor gösteriliyor ve kaydınız siliniyor. Bazen de hiç tanımadığınız kişiler sizle birlikte ikamet ediyor görülüyor. 

İkinci durum ise daha da vahim... Seçmen kütüğünü kontrol ediyorsunuz. Bakıyorsunuz adınız yok. Hemen nüfus müdürlüğüne gidiyorsunuz, adres kaydınızın sizden habersiz silindiğini öğreniyorsunuz. İstenen belgelerle adres beyanında bulunuyorsunuz. YSK'nın belirlediği 12 Mayıs tarihine kadar bütün işlemleri eksiksiz yerine getiriyorsunuz. Artık rahatlıkla oyumu kullanacağım diye beklerken yeni bir sürprizle karşılaşıyorsunuz. Yine adınız kesinleşen seçmen listesinde görülmüyor.
Yüksek Seçim Kurulu'nu arıyorsunuz, durumu anlatıyorsunuz. Sizi ilçe seçim kuruluna yönlendiriyor. İlçe seçim kurulu ile görüşüyorsunuz. Nüfus müdürlüğüne gidin deniyor. Nüfus müdürlüğü bizim kayıtlarımız tamam, adresiniz görülüyor, bizimle ilgili değil diyor.
Sonuç, seçmen değilsiniz, oy kullanamayacaksınız...

Öncelikle adres kayıt sisteminde kayıtlı olan kişiler, hiçbir araştırma yapılmadan bu kadar kolay silinmemeli... Kaydı silinen kişiler, en azından mesajla da olsa uyarılmalı, bilgilendirilmeli... Aksi takdirde bu tür mağduriyetlerin yaşanması kaçınılmaz...
Adres beyanında bulunan kişiler de hemen Yüksek Seçim Kurulu sistemine düşmeli ve seçmen kütüğüne kaydı yapılmalı... Aradaki bürokrasi ortadan kaldırılmalı... Başka türlü olursa insanların mağdur olmasının önüne geçilemez...
Siz oy kullanmak için her şeyi yapıyorsunuz ama işini yapmayan görevliler yüzünden mağdur oluyorsunuz. Üstelik bunun telafisi de yok...
Bu şekilde mağdur olan ve oy kullanamayacak kaç kişi var?
Yüksek Seçim Kurulu'nun bundan haberi var mı? 

*****

Kanunlar niçin var?

Bir profesör, hukuk fakültesinde ilk dersine girer. Bir öğrenciye adını sorar. Öğrenci "Ali" diye cevap verir. Profesör, bir anda, "Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme" der.
Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir. Neye uğradığına şaşıran Ali sınıftan çıkar.
Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir, öğrencilerden tek bir ses bile çıkmaz...
Profesör, ölü sessizliğine bürünen sınıfta yavaş yavaş dolaşmaya başlar. Bütün öğrencileri tek tek süzdükten sonra dersine başlar...
Profesör; öğrencilere "Kanunlar ne için vardır?" diye sorar...

Öğrencilerden değişik cevaplar gelir. Bir öğrenci düzeni korumak, diğeri toplumda yaşayan bireylerin hak ve hürriyetini sağlamak için der. Öbürü yaşam haklarını idame ettirmek, bir başkası devlete güveni, o devletin saygın bir vatandaşı olduğunu göstermek için gerekli olduğunu anlatır. Bir diğeri her yerde hakkını yasalar çerçevesinde arayacağını bilmek ve devletin vatandaşına haklarını nasıl arayacağını göstermek için kanunlar vardır der...
Profesör; başka diye tekrar sorunca bir öğrenci de "Adalet" için diye cevap verir.

Profesör, bu cevabı veren öğrenciyi parmağı ile işaret ederek, "Peki az önce arkadaşınıza adaletsiz davrandım mı?" diye sorar. Tüm öğrenciler, "Evet hocam" cevabını verir.
Profesör; sınıfın kapısını açarak, az önce dersten kovduğu öğrencisini içeri alır ve teşekkür edip yerine geçebileceğini söyler. Herkes bunun bir senaryo ve oyun olduğunu anlar.

Profesör, "Hepiniz şahit oldunuz, neden tepki göstermediniz, bir açıklama istemediniz, arkadaşınızın hakkını savunmadınız?" diye sorar.
Herkes susar, sınıftan çıt çıkmaz.

Profesör; sözünü şöyle tamamlar; "Bu olaydan hepinizin çıkarması gereken bir öğüt var. Bunu 100 saat sınıfta ders versem anlatamazdım. Asla bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyetinde olmayın. O yılan bir gün mutlaka sizi de sokacaktır. Adaletsizliğe şahit olup göz yuman insanlar haysiyet ve onurlarını kaybetmeye mahkûmdur. Bir şahsa karşı yapılan haksızlık, herkese karşı yapılmış bir tehdit demektir."

***
TEBESSÜM

Akıl

Bir televizyon programında sunucu, çokbilmiş tavrıyla profesöre sorar:
- Hocam, siz okumuş adamsınız, bilirsiniz. Termosa soğuk su koyduğumuzda suyu soğuk tutuyor, sıcak su koyduğumuzda suyu sıcak tutuyor. Termos suyun soğuk ya da sıcak olduğunu nasıl anlıyor?
Profesör:
- Çok basit! Siz elinizi suya soktuğunuzda onun sıcak veya soğuk olduğunu anlamaz mısınız?
Sunucu:
- Anlarım, ama benim aklım var...
Profesör:
- O kadarcık akıl termosta da var...

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar...
Wendell Phillips