Geçen hafta yazımın altında anonsunu yaptığım için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kayak tatilindeyken İstanbul’un neredeyse bir ilçesinde yaşayan insan kadar sirkülasyonun olduğu Esenler Otogarı’nda neler olup bittiğini yazacağımı belirtmiştim. Bu nedenle Suriye’de ölen askerler, deprem, çığ felaketi gibi kötü haberlerle başlayan 2020’nin gelişini geçen yılı daha şimdiden aratmaya başlamasından bahsetmeyeceğim. Zira herkes yazıyor, çiziyor, üzerinde tepiniyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Elazığ’a şöyle bir uğrayıp kayak tatiline gittiğinde her gün hemen hemen 150 bin kişinin girip çıktığı, yüzlerce şehirlerarası otobüsün hareket ettiği, 26 bin binek aracın yolcu bıraktığı, yüzlerce ticari dükkan ve ofisin bulunduğu otogarda bulunan işletme sahiplerine şimdi de otobüs başına 15 lira “peron parası” adı altında ödeme geldi.

96 LİRAYA 15 LİRA DAHA EKLENDİ

Otobüsler zaten her perondan çıkışlarında 80 lira ödüyordu, 15 lira İSPARK için para veriyordu, şimdi bu peron parası da nedir diye sormayın? Çünkü bu sorunun muhattabı İBB ve bağlı olduğu Boğaziçi A.Ş. Karar nasıl alındı, kimler kararın uygulanması için parmak kaldırdı bu sorunun cevabına gelince de sadece Metro Turizm diyelim. Şehirlerarası çalışan firmalar arasında en çok otobüs Metro Turizm’e ait. Şirketin neredeyse tüm otobüsleri kullanan şoförlere ait olduğu için “peron parası” olarak verilecek 15 lira da şirketi bağlamıyor doğal olarak.

GÜNDE 3 SEFER YAPAN OTOBÜS YANDI

Ancak kısa mesafeye giden ve bir günde 3 sefer yapan İstanbul-İzmir vs. arasında yolculuk yapan otobüs firmaları bu işin kendilerini zora sokacağı görüşünde. Sadece kısa mesafelere gidenler değil, Metro’dan sonra Kamil Koç vs. gibi firmalar da bu durumdan yakınıyor. Zira Kamil Koç günde ortalama 200 otobüs (bu rakam yazın daha da artıyor) perondan yolcu alıp diğer şehirlere ulaştırıyor. Basit bir hesapla giriş-çıkış parası 80 lira, İspark’a 16 lira bir de 15 lira peron parası… Her bir otobüs için düşünsenize… Bu durumda İBB’nin tek sıcak para kaynağı Akbil ve İspark olmuyor. Otogardan da darphane gibi para basıyor…

BELEDİYENİN GÖREVİ İŞ BULMAK MI?

Peki İBB bu kadar borçluyken, ama bir yandan azımsanmayacak kadar geliri varken ve tasarrufa gitmişken, bu kadar parayı ne için kullanmaya başladı. İstihdam ofisleri… Memleketin hemen her ilçesinde İşkur gibi bir kurum bulunurken ve şirketler, fabrikalar vs. belli bir istihdam kapasitesinin üzerinde işçi çalıştıranlar (bunlara belediyeler de dahil) tüm kamu, kurum ve özel sektöre İşkur’dan eleman alma zorunluluğu getirilmişken belediye neden böyle bir “faaliyet” yürüyor ve çeşitli belediyelerin bünyesinde 11 istihdam ofisi kuruyor. Orada çalıştıracağı ortalama 10 elemana maaş vermek için mi yoksa gerçekten başvuranlara iş bulabileceğini taahhüt etmek için mi? İBB’nin eleman ihtiyacı varsa zaten İşkur bünyesinden karşılamak zorunda. Bu nedenle istihdam ofislerine başvuran yüzlerce belki de binlerce insan yine umutsuzluğuna sarılıp evlerinin yolunu tutmak zorunda.

VATANDAŞIN ÖNCELİĞİ KONSER DEĞİL

Hazır belediyelerle ilgili yazıyorken bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum. Görev tanımları arasında “kültür ve sanat” gibi kalem var bildiğiniz üzere. Oysa belediyelerin öncelikleri çok farklı olmalı. Örneğin; İBB başta olmak üzere tüm ilçe belediyeleri ellerindeki parayı saçma sapan, hiçbir amaca hizmet etmeyen “kültür-sanat” adı altında kıyıda köşede kalmış şarkıcılara konser verdirmektense daha öncelikli işlerde kullanmalıdır. Altyapısı, imarı, çevre düzenlemesi, trafik gibi sorunları nirvanaya ulaşmış bir şehirde belediyeler neden sürekli festivaldi, etkinlikti gibi saçma sapan faaliyetlere para harcar anlaşılır gibi değil. Danışmanlar, başkanları kimsenin gitmediği, İstanbul gibi bir metropolde insanların önceliğinin bu olmadığını neden anlatmazlar ve bilgilendirmezler anlamak mümkün değil. Acaba hayatı boyunca Ankara’da çalışmış ya da gazetecilik yapmış danışmanların İstanbul’da görev yapmasından kaynaklanıyor olabilir mi?