Yıllar yıllar önceydi. Adam, tutmuş içindekileri mısralara dökmüştü:

"Derler ki ayılınca yıkılır sarhoş,
Bilirim kurtulmaz başım dırdırdan.
Hayalim, umudum, düşüm hepsi boş,
Vermezse Tanrı, bir nasip huzurdan...."

Şiir "Sır" adını taşıyordu. Niçin "Sır" olduğunu son dörtlüğüne gelince anladım. Çünkü bu dörtlükte bir sırrı açıklıyordu: 

"Sanıyorlar yücelerden yüceyim,
Kimse bilmez ne haldeyim niceyim.
Aslını sorarsan, garip cüceyim;
Ancak gönül ehli anlar bu sırdan.

Gerçekten doğru. Çevrenizde o kadar el üstünde tutulan, sosyal konumuna imrenilen, idol ve örnek kişilik ve konum sahibi sanılan kişiler vardır ki, Yunuzca "Yar yüreğim yar, gör ki neler var?" deseniz, cücelerden cüce, bir yudum, bir nefescik huzur fukarası, huzur dilencisi olduğunu görürsünüz.  

Amenemope kimdir, diye sorsam. Eminim binde dokuz yüz doksan dokuzunuz bilmeyeceksiniz. Vallahi de, billahi de ben de bilmiyordum. Huzurla ilgili bir sözün sahibini araştırana kadar. Meğer Amenemope, Mısır'da Ramsesler döneminde, bilgelik konusundaki kitabıyla ünlü bir ahlakçıymış. Diyor ki: 

"Huzur dolu bir kaIpIe bir parça ekmek, vicdan azabıyla beraber oIan zenginlikten bin kere daha iyidir..."
Geçmişe nostaljik takılanlardan şu sözleri duymuşsunuzdur: "Eskiden insanların pek bir şeyi yoktu ama huzuru vardı, huzuru... Şimdi her şeyi var ama huzur olmadıktan sonra..."

Bunu kimse inkâr edemez: Dünya malına, parasına sahip olabilirsiniz. ama huzuru, her zaman bulamazsınız. Huzurla yenen yavan ekmek, saraylarda yediğiniz huzursuz yemeklerden daha güzeldir. 

Keşke huzur, çarşıda, pazarda satılsa da, hiç olmazsa varlıklılar satın olsalar. Behçet Kemal gibi yazsalar, Münir Nurettin gibi söyleseler: 
"Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan..."

Ne mümkün... Bir yerde Aforizm diye rastlarsanız, merak etmeyiniz. Bizim özlü sözlerimize, vecizelerimize yabancılar "aforizm - aforizma" diyorlar. Norveçli şair (1851 -1924) Arne Garborg aforizmasında söyle demiş: 

"Para ile her şeye sahip olunacağı söylenir
Yiyecek satın alabilirsin, ama iştah satın alamazsın.
İlaç alırsın ama sağlık alamazsın.
Bilgi alırsın ama bilgelik alamazsın.
Gösteriş alırsın ama güzellik alamazsın.
Eğlence alırsın ama neşe alamazsın.
Tanıdık alırsın ama dost alamazsın.
Hizmetçi alırsın ama sadakat alamazsın.
Boş vakit alırsın ama huzur alamazsın.
Para ile her şeyin kabuğunu alır ;
Hiçbir şeyin çekirdeğini alamazsın."

Huzurla ilgili söylenmiş güzel sözler var. Biri gözüme takıldı: 

"Huzura kavuşan bir hayat muradına ermiş bir hayattır. Çünkü bu hayat, hiç bir dalganın oynatamayacağı, hiç bir kasırganın sarsamayacağı hakikat ümranında yaşar ve onun ezeli huzurunu hiç bir şey bozamaz." Bu sözü 1864 - 1912 tarihleri arasında yaşamış bulunan İngiliz felsefe yazarı James Allen şairi söylemiş.  

Paulo Coelho diyor ki: "Başarı nedir? Her gece başımızı yastığımıza koyduğumuzda huzurla uyuyabilmektir." Nerede uyuyacaksınız? Evinizde.... Keşke bütün insanlar, özlemle koşup geldiği evleri için, "İnsanın evi gibi yok," diyebilseler. Yuvalarında huzur bulsalar. "Selam olsun; tuttuğu eli bir ömür bırakmayana, o elin demlediği çayda huzuru buluna..."

Olmayacağını Mevlana tasavvuf boyutunda anlatmış: "Hiçbir şey için 'benimdir' deme. Sadece de ki, 'yanımdadır.' Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder, daima seninle kalmaz..." 

Galiba çoğu insanlar birbirlerinde ne aradıklarının şarkısını söylüyorlar: "Sen bende 'Kusur', ben sende 'Huzur' ". İşte o zaman diyorsunuz ki: "Her insan huzur verir; kimi geldiği zaman, kimi de gittiği zaman."