"Aklı kenara koymadan, vahye uymadan cennete gidemeyeceğiz. İyi ki okumamışım, okul falan ya... Belki ben de çok sivri akıllıyım ya. Ben de Kur'an-ı inceleyeceğim derdim ya. Öyle manyaklığımızın sınırı yok ki. İyi ki okumamışım, şu okullar nasip olmamış, şu diplomalar nasip olmamış... Allah'ıma ne kadar hamd etsem azdır. Allah saptırmadı bugüne kadar, bundan sonra saptırmasın... İyi ki efendi hazretleri gibi mürşit bulmuşum, iyi ki o beni bulmuş çocukluğumda...  Anamı babamı dinlesem bile helak olurdum. Anacağım çok diplomayı severdi. Zor yutturuyordum onu aldım alacağım diye..."

Bu sözler, toplumda hoca olarak bilinen birine ait. Gerçekten videosunu görmemiş olsam, iftira atıyorlar derdim...

Saygısız ifadeler, argo kelimeler, üslupsuz hitap... Televizyonda yayınlasan RTÜK ceza bile verir...

Dinimizin ilk emri oku, ilk nazil olan ayet "Oku" diye başlıyor... Bu dini temsil ettiğini söyleyen hoca çıkmış "iyi ki okumadım" diyor...

Aklı kenara koymadan cennete gidemeyiz diyor. Vahye tabii ki uymalı ama vahye uymak için akıl gerekmez mi? Dinimiz zaten aklı ermeyenleri hiçbir şeyden mesul tutmuyor... Aklı nasıl kenara koyarsın?

Aslında bu anlayış, sadece o hocanın görüşü değil. Ülkemizde egemen kılınmak istenen; eğitimi yok etme, insanları düşünmekten alı koyma, birilerine kul köle yapma projesinin bir parçasıdır...

İstiyorlar ki, düşünmeyin, aklınızı kullanmayın, okumayın, anlamayın... Biz ne dersek onu yapın, söylediklerimizi sorgulamayın...

Çok iyi biliyorlar ki, kişi okursa, anlarsa, aklını kullanırsa, hoca diye dolaşanların söylediklerini dikkate almaz, umursamaz... Gerçek İslam'la ilgilenir... O da onların işine gelmiyor...

Bir dönem, ağalık sistemi vardı. "Ağa ne derse haklıdır" mantığıyla hareket edilir, aksi düşünen olmazdı, belki de olamazdı. O kadar ki, ağa odun gösterse, ona saygı duyulurdu...

Ağalık sistemi ortadan kalkınca farklı bir model geliştirildi. Hoca, vakıf, dernek, cemaat, tarikat veya değişik adlarla insanlar toplanıyor... Düşünmeyin, okumayın, eğitime gerek yok fikri yayılmaya çalışılıyor...

Hocaları, şeyhleri veya başlarında kim varsa sorgusuz sualsiz itaat etmeleri isteniyor. Ne derse uyun, düşünmeyin. O sizin için en doğrusunu bilir diyerek insanların aklını kullanmasının önüne geçiliyor.

Giyimden kuşamına kadar her şeye karışıyorlar. Nasıl bıyık bırakılacağı, sakal bırakılıp bırakılmayacağı, hatta başörtüsünün nasıl bağlanacağına bile onlar karar veriyor.

Diğer taraftan da bunun ticareti yapılıyor...

Tabii ki aralarında gerçekten samimi olanlar var... Ama o kadar karıştı ki, kimin ne olduğunu anlamak neredeyse imkansız hale geldi...

Kur'an-ı Kerim'de "Akletmez misiniz, düşünmez misiniz, düşünenler için ibret vardır" diye emir buyuruluyor. Hoca çıkmış aklınızı kenara koyun diyor...

Hz. Peygamberimiz (SAV), "İlim müminin yitik malıdır, Çin'de olsa bile gidip alın" diye nasihat ediyor... 

Kendini hoca sananlar okumayın diyor...

Başımıza taş yağsa yeridir...

*****

Ortadoğululuk

Ortadoğululuk nedir bilir misiniz?

Ölümü yüceltip, güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğululuktur.

Dini yüceltip, bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur.

Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur.

İmanı yüceltip, aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.

Duyguları yüceltip, mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.

Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur.

Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur.

"Alnı secde görüyor" diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur.

İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur.

Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur.

Kendi çocuklarını Amerika'da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.

Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur.

Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur.

Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğululuktur.

Standart sahibi olmak yerine, düştükçe "beterin beteri var" diye kendini avutmak Ortadoğululuktur.

Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğululuk.

Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak Ortadoğululuktur.

Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğululuktur.

Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak Ortadoğululuktur.

Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyorsunuz, neden?

Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun beyninin yüzde 75'i dinle kaplıdır. Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır.

Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar.

Dinle ilgili olmayan pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!

Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı gibi bir şey.

İronik bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiye'ye geliyor.

Türkiye'nin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırıyor.

Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum.

Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görüyorum.

Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar.

Gidip, bu adamların ülkesinde, "Bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor" desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder.

Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?

Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım.

Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.

Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla...

Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası...

Benimki, sadece geleceğe dönük bir "ben dememiş miydim" notu.

Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum.

Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!

Azgelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır:

İdrak gecikmesi!

Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!

"Coğrafya kaderdir" der, İbni Haldun. Bizim kaderimiz de idrak gecikmesi!

(Mümin Sekman-Sosyolog)

*****

TEBESSÜM

Evde misin?

Temel, Dursun'un evi önünde bağırır:

- Dursun evde misin?

Dursun cevap verir:

- Evde değilim...

- Kapıda bir çift çizme var.

- Olabilir, benim üç çift çizmem var.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Kur'an- Kerim'in ilk emri "oku"dur, "işit" değil.

Ali Şeriati