Öğretmenler Gününü geride bıraktık. Öğretmenlerimiz için o kadar güzel sözler söylendi, öyle saygı ifadeleri kullanıldı, öyle bir dünya oluşturuldu ki… 

Değme film senaryolarını aratmadı, öğretmenler için adeta sanal bir cennet anlatıldı.
Sanal diyorum, çünkü gerçekte öğretmenlerin dünyası çok ama çok farklı…
Öğretmenler gününden sadece bir gün önce İstanbul Tuzla’da bir öğretmen, bir velinin saldırısına uğradı…
23 Kasım’da öğretmene saldır, 24 Kasım’da “Canım öğretmenim” diye övgüler düz…
Ekonomik sorunlarından, özlük haklarına, ayrımcılıktan, dirayetsiz yöneticilerin elinde perişan olan öğretmenlere kadar… Öğretmenlerin dağlar kadar sorunu var…
Belki de birçok öğretmenin dile getirmekten bile çekindiği en önemli sorun, öğretmene saygıdır…
Öğretmenler her şeyden önce hak ettikleri saygıyı görmek istiyor…
Öğrencilerin saygı duymasını istiyor…
Velilerden saygı bekliyor…
Vatandaşlardan değer görmeyi umuyor…
Amirlerinden destek ve saygı istiyor…
Ve tüm yöneticilerden öğretmenlerin itibarını korumak için destek bekliyor…
Öğretmenlerin maaşını bir anda üç katına çıkaramazsınız…
Özlük hakları ile ilgili sorunları hemen çözemezsiniz…
Ama öğretmenlere saygı duyabilirsiniz…
Öğretmenler Gününde bile, güya kutlama adına öğretmenlere angarya iş çıkarılıyor.
Birilerinin gönlünü hoş etmek için öğretmenler, mesai saatleri dışında zorla yemeklere gönderiliyor…
Amaç öğretmene saygı mı, öğretmeni piyon olarak kullanmak mı?
“Yazın üç ay tatil yapıp bir de üstüne maaş alan meslek grubu nedir?” diye yarışmada soru sorulursa…
Her üç cümleden birinde öğretmenler iş yapmıyor diye konuşulursa…
Öğretmenlerin bedavadan para kazandığı yalanı anlatılırsa…
“Öğretmenler akşama kadar kahvede okey oynuyor” diyen bakan olursa…
Öğretmene saygı mı kalır…
Öğretmene saygı yoksa toplumda da saygı kalmaz…
Öğretmenine saygısı olmayanın ana babasına da büyüklerine de saygısı kalmaz…
Öğretmenlik toplumun son kalesidir…
Son kale yıkılırsa, toplum ayakta kalamaz…

*****

En güzel ders

Olay bir köyde geçiyor. Sınıf öğretmeni, bazı öğrencilerinin esrarengiz bir hastalık nedeniyle saçları dökülen bir arkadaşlarıyla alay ettiğini fark ediyor. Bu duruma çok üzülen öğretmen, alay eden öğrencileri sürekli uyarıp cezalandırmak yerine, saçlarını kazıtarak hastalık nedeniyle saçlarını kaybeden öğrenciye destek olmaya karar verir. 
Bu durumu gören diğer çocuklar da öğretmenlerini takip etmişler.
45 yaşındaki sınıf öğretmeni, “Çocukların bu kadar etkileneceğini hiç tahmin etmemiştim. Öğrencim, saçlarını kaybettikten sonra arkadaşlarından uzaklaştı ve hiç yüzü gülmez oldu. Derslerle de bir alakası kalmamıştı. Tek istediğim onunla bir yakınlık kurarak derslere geri dönmesini sağlamaktı” dedi.
Öğretmen daha sonra kazınmış saçlarıyla öğrencisiyle çektirdiği bir fotoğrafı Facebook’ta yayımlamış. Ertesi gün bilgisayarını açtığında paylaşım sayısına inanamadı.
Birkaç gün sonra okuldaki 23 öğrenci tıpkı öğretmenleri gibi saçlarını kazıtmak için ısrar etmişler. Öğretmen, onlara kışın bitmesini beklemelerini, aksi halde üşüyeceklerini söylemesine rağmen dinlemediler. Ertesi gün hepsi saçlarını kazıtmıştı.
23 yıllık emektar öğretmen ve öğrencisi sosyal medya sayesinde bir halk kahramanı olmuş. Saçları dökülen öğrenci ise devlet desteğiyle yeni bir teşhis ve tedavi sürecine girmiş. Her şeyden önemlisi arkadaşları artık ona destek oluyor ve öğrencinin yüzü gülüyor.

TEBESSÜM
Resim

Resim öğretmeni, “Şimdi okul bahçesinde gördüğünüz herhangi bir şeyin resmini çizmenizi istiyorum. Hadi bakalım başlayın...” der. Öğretmen öğrencilerin çizdiklerini kontrol eder.
- Temel, sen ne yapıyorsun?
- Çayırda otlayan keçi öğretmenim.
- Hani ot nerede?
- Keçi yemiş öğretmenim.
- Peki keçi nerede sorabilir miyim?
- Otlar bitince başka yere gitmiş öğretmenim.

GÜNÜN SÖZÜ
Dünyada her şeye değer biçmek mümkündür, fakat öğretmenin eserine asla değer biçilemez.
Sokrat