Liselere Giriş Sınav sonuçları açıklandı. Tercihler başladı. Karmaşa ve belirsizlik almış başını gidiyor.
Nereyi tercih edecek, başına ne gelecek, hiç kimse bilmiyor, tahmin bile edemiyor.
Tam bir karmaşa… Veli ve öğrenciler işin içinden çıkamayınca ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından meydanlara danışmanlık masaları kuruldu. Ne kadar bilgi verdikleri ve öğrencileri aydınlattıkları meçhul… 
Olan velilere ve öğrencilere oluyor. Çocuklar tedirgin, çaresiz ve sahipsiz.
Getirilen sistem o kadar karmaşık ve uygulanması zor ki, kılavuzu hazırlayanların bile konuyu anlayıp anlamadıkları bilinmiyor…
Adrese dayalı tercihte bulunmadan sınavla öğrenci alan ve nitelikli diye tabir edilen liselere tercih yapılamıyor. Neden niçin anlaşılır gibi değil…
Adrese dayalı tercihler kategoriye ayrılmış… Yeşil renk, öğrencinin adresinin bulunduğu kayıt alanı, mavi renk komşu kayıt alanı, kırmızı renk ise diğer kayıt alanı olarak bölünmüş…

Öğrenci en fazla beş tercihte bulunabiliyor. Aynı türden ise en fazla üç tercih yapabiliyor. Başka bir deyişle öğrenci en fazla üç Anadolu lisesini tercih edebiliyor, diğer iki tercihini meslek lisesi veya imam hatip lisesinden yapmaya mecbur…
Komşu kayıt alanından tercih hakkı verilmiş ama fiili olarak kazanmanız imkânsız…
İlk üç tercihi adresine en yakın okullardan oluşan yeşil kayıt alanından yapmak zorunlu… 
Komşu kayıt alanından bir Anadolu lisesini tercih edebilmek için ilk üç tercihten birine, imam hatip veya meslek lisesini yazmak zorundasınız… Çünkü hiçbir surette 4 tane Anadolu lisesini tercih etme hakkınız yok.
Üçüncü sıraya meslek lisesi veya imam hatip yazınca dördüncü tercihiniz olan Anadolu lisesini kazanma imkânı ortadan kalkıyor. Her hâlükârda tercih edilmediği için boş olan meslek lisesi veya imam hatip lisesine yerleştirileceksiniz… Dördüncü tercihinize sıra gelmeyecek.
Böyle bir anormallik olur mu demeyin, maalesef oluyor. Çocukları zorunlu olarak imam hatip liselerine yönlendirmek için getirilen bir sistem olduğu belli…
Bir yandan herkes istediği okula gidecek diyeceksiniz, diğer yandan çocukları istemedikleri bir okula zorlayacaksınız…
Henüz liseye yeni başlayacak gençleri, bu kadar zorlamaya, bu kadar sıkıntıya sokmaya ne gerek var…
Çocukları zorla imam hatip liselerine göndererek, ancak deizmi artırırsınız…
Çocuklarımıza yazık etmeyelim…

*****
İlginç sınav soruları

Felsefe öğrencilerini en çok zorlayan hoca, final sınavında, soru olarak tahtaya, “Why?” (Neden?) yazar. Öğrenciler, ilk önce ne yazacaklarını şaşırır, sonra herkes bir şeyler yazmaya başlar. Yalnız bir öğrenci, sınavın ilk dakikasında kâğıdını teslim eder. Öğrencinin cevabı, soru gibi kısaydı; “Why not?” (Neden olmasın ki?) Bu öğrenci sınavdan 100 alır.

İktisat hocası, sınavda “Risk nedir?” diye sorar. Bir öğrenci sınavın ilk 10 saniyesinde kâğıdını teslim eder. Kâğıdın üst kısmında sadece isim yazıyor, gerisi bomboş. En altta ise “İşte risk budur” diye yazıyor. Öğrenci sınavdan 100 alıyor.

Aynı hocanın bir sonraki sınavında yine “Risk nedir?” sorusuyla karşılaşan aynı öğrenci, tekrar boş kâğıt verince bu sefer sıfır alıyor. Koşa koşa hocanın kapısına dayanır. Hocanın cevabı; “Aynı şartlar altında, aynı riski iki kere almak aptallıktır!”

Tarih bölümünde hoca, sınavda tek soru soruyor; “Atatürk ne yaptı?” Bütün öğrenciler uzun uzun yazıyor… Sınavda herkes ortalama not alıyor. Bir öğrenci ise 100 alıyor. Bu öğrencinin cevap kâğıdında şu yazıyor; “Ne yapmadı ki!”

Hukuk fakültesinde hoca sınavda, o günlerde devam etmekte olan bir davanın detaylarını verir ve sonucun ne olacağını sorar… Bütün öğrenciler sayfalarca yazar. Bir öğrenci kâğıdını sınavın ilk dakikasında verir. Buna rağmen 100 alır. Öğrencinin cevabı tek cümledir; “Devam eden dava hakkında yorum yapılamaz.”
Hoca, tıp fakültesinde anatomi dersine ilk kez giren öğrencilerine; “Tıpta iki önemli şey vardır. İlki, hiçbir şeyden iğrenmeyeceksiniz” der. Bunu söyledikten sonra işaret parmağını önündeki kadavranın makatına sokar, şöyle bir karıştırıp çıkarttığı parmağını ağzına alır ve emer. Ardından öğrencilerden de aynısını yapmalarını ister. Genç tıp öğrencileri, kızara bozara aynı şeyi teker teker yaparlar. Bunun üzerine hoca öğrencilerine dönüp; “İkinci önemli şey ise çok dikkatli olmaktır” der ve ekler; “Mesela ben demin hastanın makatına işaret parmağımı soktum ama orta parmağımı emdim!”

Bir kız yurdundaki kızlar, temizlik görevlisine olan kıllıklarından her sabah dudaklarına ruj sürdükten sonra öperek aynaya iz bırakıyorlar. Yurt müdürü ne yaptıysa bunu engelleyemedi. Temizlik görevlileri de başkaldırmaya başlar. Sonunda müdürün aklına parlak bir fikir gelir. Hemen kızları toplantıya çağırır. Müdür, kızları; temizlik görevlisinin beklediği tuvalete götürür. Aynalarda sabahki ruj izleri hâlâ duruyor. Müdür, “Bazılarınız dudaklarına ruj sürdükten sonra aynaları öperek çıkması güç izler bırakıyor. Temizlik görevlilerimiz bunları temizlerken zorlanıyor. Sizleri görevlimizin bu temizliği yaparken ne kadar zorlandığını bizzat görmeniz için topladım. Bakın ve görün” der. Sonra görevliye işaret eder. Temizlikçi, gayet sakin bir şekilde tuvalet fırçasını alır, suya daldırır ve aynayı temizler. O günden sonra bir daha yurttaki aynalarda ruj izine rastlanmaz.

 ***
TEBESSÜM

İlk hata

Hoca, matematik dersinde bir problem sorar. Ali parmak kaldırır, fakat soruyu yanlış yapar.
Hoca sınıfa dönerek, “Çocuklar arkadaşınızın ilk hatası neydi?”
Temel cevap verir:
- Parmak kaldırmasıydı hocam.

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Hedefi olmayan gemiye, hiçbir rüzgâr yardım edemez.
Montaigne