Geride bıraktığımız yılın Nisan ayında, şimdi yayın hayatına son verilen Bizim Gazete'deki "Kitap Rafı" sütunumda Nurettin Taşkesen'in iki kitabını tanıtmıştım. 

"Yüzyıllık Hasret Kudüs 1917" ve "Osmanlı Coğrafyasında İstihbarat Teşkilatları" adlarındaki bu iki kitap da Mihrabad Yayınları arasında çıkmıştı. Yeni yılın ilk haftasında Nurettin Taşkesin'in yine aynı yayınevi tarafından yayınlanan "70 Yıllık Filistin Dramı NEKBE 1948 Büyük Felaket" adını taşıyan belge romanını edindim. 
Önce, Nurettin Taşkesen'i kısaca tanıtmak istiyorum.  

1954'de Erzincan'ın Başpınar köyünde doğdu. Erzincan Lisesi'nden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Bir süre lise öğretmenliği yaptı. Can Kardeş çocuk dergisine grafik er olarak girdi. Bilahare Yazı İşleri Müdürlüğünü de üstlendi. Yeniden Doğuş gazetesinde ve Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Teknik ve Grafik İşleri bölümünde görev aldı. Bir süre reklam ve pazarlama işlerinde çalıştıktan sonra basın yayın hayatına geri döndü. Çeşitli yayınevlerine Türkçe Arapça kitap yayın hazırlığı ve sayfa çizim tasarım konusunda çalışmalar yapmakta... 

Dedesi Emir Musaoğlu Ahmet Onbaşı'nın harp ve esaret hatıralarından hareket ederek ilk eseri "Esaret1916"yı yayınladı. 
Uzun bir araştırmanın ardından, Kudüs'e giderek mukaddes beldeleri ziyaret ettikten sonra yazdığı "Kudüs 1917 romanını kaleme aldı. Kudüs romanı için yaptığı derinlemesine araştırmalar onu Osmanlı coğrafyasında istihbarat faaliyetleri konusunda çok geniş dokümanlara ulaştırdı. 

"İstihbarat Teşkilatları"na ilişkin bilgiler vermeden önce, "Yüz Yıllık Hasret Kudüs"e ilişkin kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. Yazar'ın "Neden Kudüs 19117" sorusuna verdiği cevaplar, bizi kitabın özüne ulaştırmıştı. 
Bu değerli eserden yararlanarak önce "Nekbe 1948" ne demek, sorusunun cevabını aktaralım: 
"15 Mayıs 1948'den sonra Siyonistlerce gerçekleştirilen katliam, baskı ve sürgünler sonucunda 750 bin Filistinli evinden, köyünden, toprağından uzaklaştırılmış, kendi ülkesinde veya başka ülkelerde mülteci durumuna düşmüştü. Filistinliler sürgüne giderken ev ve işyeri anahtarlarını da yanlarına almışlardı. Dolayısıyla anahtar bu büyük acının sembolü oldu. Anlamı, "Evlerimize geri döneceğiz" demekti. Filistinliler bugüne büyük felaket anlamında "NEKBE" demişlerdi. 

"Yüz Yıllık Hasret Kudüs 1917" kitabının yazarı Nurettin Taşkesen'in "70 Yıllık Filistin Dramı Nekbe 1948 Büyük Felaket" kitabı, gerçek olaylara dayanan büyük felaket "Nekbe"nin belge roman niteliğinde anlatımı. 
Zulüm ve hüzünler yumağı olan olaylar zinciri, ders çıkarılması gereken tarihi gerçeklerle örülmüş ve günümüze de göndermeler içeriyor:

".... Nekbe'nin 70. yılında Siyonizmin hamisi ABD, Büyükelçiliğini İsrail'in başkenti olarak tanıdığı Kudüs'e taşıyor. Belki başka ülkeler de arkasından gelecek. Peki İslam Âlemi ne yapıyor? 13 Aralık 2017 tarihindeki İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında alınan "Doğu Kudüs Filistin'in başkentidir" kararının arkasında durabilecek mi? Veyahut bu kararın uygulamasını yapabilecek mi?
Yüz yıl öncesinin Osmanlı Coğrafyası üzerine aşiret anlayışıyla kurulmuş sun'i devletleri çok kolay etkileri altına alan Batılı güçler, elbette Müslümanların uyanmasını ve birleşmesini istemez. ..... Eğer Asrı Saadet'teki İslam'ın saf ve doğru aslına dönüş gerçekleşirse, Siyonizm ve Modern Haçlı zihniyeti dahil Müslümanları kendilerine düşman olarak tanımlamış bütün güçlerin oyunları kısa zamanda bozulacaktır."

Nurettin Taşkesen, Filistin'in 70 yıllık dramını da tarihi gerçekler, yaşanmış olaylar ve belgesel yapımlara dayanarak romanın kahramanı İbrahim Haşim'in ailesi ve çevresiyle kurgulamaya çalışmış. Bu kitapta yansıtılan dram, Filistinlilerin yaşadıklarının belki de yüzde biri.... 

Roman, 16 Mart 1916'dan başlayan Filistin İşgal Kronojisi ve ve Rasimleri ile takviye edilmiş.