Avrupa Futbol Turnuvası Fransa'da sürüyor. Turnuva bütün dünyada olduğu gibi ülkemiz de de heyecan ile izleniyor. Avrupa'da bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye de bu turnuvaya iddialı bir şekilde başladı.

Ne yazık ki ilk iki maçta büyük bir hüsrana uğradık. Milli takımın isteksiz oyunu bütün ülke de büyük bir tepki aldı. Arka arkaya gelen yenilgiler sonunda kapalı kapılar arkasındaki bilinmeyenlerle birlikte bilinen konular ortalara saçılmaya başlandı... Bu konuşulanların en kötüsü de antrenörden futbolculara kadar verilecek olan prim ücretleri oldu. Futbolcular arasında prim alacaklar arasındaki paylaşımdan memnun olmayanların çatlak sesleri sokaklara kadar yükseldi. Sıra ile gidecek olursak bana göre bir milli takım sporcusunun ülkesi adına prim için sahada mücadele etmesini gurursuzluk olarak adlandırırım.

Bir sporcu olarak senin o milli formayı giymekten, bu ülke insanının seni onurlandırmasından başka daha değerli ne olabilir! ?

Para ile milli mücadele olmaz! İnsanın kanında, ruhunda milli gurur olmalı!

Futbolcular zaten oynadıkları takımlardan astronomik rakamlar kazanıyor. Birde para için milli takım da mücadele etmesi hiç de samimi gelmiyor.

Avrupa da ve Dünya da önemli bir başarı getirirsin o zaman her spor branşında olduğu gibi sporcuların aldığı primini alırsın. Ama özellikle futbolda sahada mücadele etmeden önce primler havada uçuşuyor!!! Ülkemizi temsil eden diğer spor branşındaki sporculara da çok ayıp edilmiş olmuyor mu? Zaten yıllardır bu konuda diğer branştaki sporcular ile futbolcular arasında deli uçurumlar var! Çok ama çok ayıp!!!

İlk iki maçta alınan kötü sonuç sonrası tribünlerde ve sosyal medyada futbolculara ve teknik direktör Fatih Terim'e edilen küfürleri de eleştiriyorum.

Sonuçta Arda Turan'ın tribünlerden yuhalanması çok yakışık almadı. Kol kırılır yen içinde kalır!!! Tüm dünyanın canlı yayın ile izlediği bir müsabakada milli oyuncumuzun yuhalanması, milli değerlerimizin ayaklar altına alınması doğru değil... Maçtan sonra hepimiz tepkimizi kendi ülkemizde, kendi medyamızda ya da kendi içimizde eleştirelim. Ülkemizi böyle rezil etmeye gerek yok! Yaşananlar hiç yakışık almadı!!!

Bu ülkede güzel gitmeyen özellikle milli duygularımızı ortaya koymamız gereken durumlarda bu olmuyorsa tepki göstermek her kesin hakkıdır. Ama lütfen bunu yaparken dünyanın gözüne soka soka yapmayalım. Birde Fatih Hocanın ailesine özellikle kızına sosyal medya üzerinden hakaret etmek çok ama çok ayıp ve bize yakışmayan bir davranış. Bu yenilgilerde Fatih Terim'in kızının ne suçu var!? Kötü oynanan oyundan ve alınan skordan futbolcuların ailesinin ne günahı var!? Arkadaşlar hepimiz memnun değiliz bu oynanan oyundan, ama ne olur bu şekilde belden aşağıya vurarak eleştiri yapmayalım.

Son Çek Cumhuriyeti maçında milli takımımız beklentileri karşılayan milli duygularla oynadı ve yendi. Ne oldu birden bire yerlere yatırıp üzerinde tepindiğimiz futbolcular ve hoca yine omuzlara alındı.

Omuzlardan indirip yine eleştireceksek bunu kendi içimizde ve terbiye çerçevesinde yapalım. Kantarın topuzunu kaçırmayalım!

Bizde futbolcularımızın güzel ülkemizin özellikle mutlu olmaya çok ihtiyacı olduğu bu günlerde milli gurur, milli onur ve milli duygu ile sahaya çıkıp oynamalarını istiyoruz.

Bütün bu yaşananlara neresinden bakarsanız bakın ne ülkem adına, ne insanım adına ne de milli sporcum adına hiç yakışmadı.

Sevgi ve hoşgörü ile kalın..